körili, tavuk

1.7K 223 204
                                    

"Bambam'dan daha gerizekalı bir insan tanımıyorum ben." Mingyu, çatalını gözüme kestirdiğim körili tavuğa batırdı ve güldü.

"Ben biliyorum!" Sungjae heyecanla sandalyesini itip ayağa kalktı.

"Kumtikumk!" Söylediğiyle gözlerimi devirdim ve söylediğini düzelttim. "Kunpimook."

"Kumtikumk da kim?" Jaehyun, merakla bana baktığında bıkkınca bir nefes verdim.

Neden benim tavuğumun körisi yoktu ki?

"Annem Tayland'lı ve hayatıma biraz ekşın katmak istemiş." Sungjae yarım saattir mırıldandığı şarkıyı söylemeye devam etti ve elmasından bir ısırık aldı.

Körili tavuk istiyordum işte!

"Şu karşı sınıfımızdaki yeni gelen yakışıklı, senin kankan değil miydi?"

"Öyleydi." Salak Yugyeom, gerçekten de geri dönmüştü. "Çok çirkin, değil mi?"

O sabahın ertesinde karşı karşıya gelsek de konuşmamıştık. Arada birbirimize anlamsız bakışlar atıyorduk.

Yugyeom'dan kaçıyordum.
Öyle, konuşmak için bir çaba sarfetmemişti ama kaçıyordum.

İstediğim kadar kaçarım hem, hesap mı vereceğim millete.

Burun kıvırarak göz ucuyla, yemekhanenin öbür ucunda; yeni edindiği birkaç arkadaşla birlikte oturan Yugyeom'a baktım. Kıskandığım falan da yoktu.

"Yoo. Taş gibi çocuk." Mingyu ağzı dolu konuştuğunda hıhladım.

"Yugyeom yanımda halt eder." dedim.

Herkes önüne dönüp kendi halinde takılmaya başladığında Mingyu tabağını aldı ve ağır hareketlerle yanıma yerleşti. "Tavuk mu istiyorsun?"

Cansız tavırlarımı ve donuk bakışlarımı bir kenara ittim ve hevesle kafamı salladım. "Tavuk ver bana Jaehyun. Kurban olayım ver o tavuğu bana."

Keyiflice sırıttı ve bana döndü.

"O zaman bedelini ödemen gere-"

Sungjae'den nefret ettiğimi söylemiş miydim?

Sanırım söylemiştim. En azından evi güzeldi, öldürmeye kıyamıyordum.

Yanımda oturan Sungjae, bir diğer yanımda oturan Jaehyun'a dönmemle birlikte sırtımdan camış gibi ittiriverdi.

Neden yaptı hiç bilmiyordum da, vallahi beyinsizdi bu çocuk.

Jaehyun'la dudaklarımız çarpıştığında duraksadık.

Körili tavuğun tadı çok güzeldi.

Mingyu şekil şukul kahkahasıyla gülmeye başladığında, geri çekilip omzumu silktim ve Jaehyun'un elinden tavuk tabağını çekip aldım.

Jaehyun, donuk bir şekilde Sungjae'ye bakıyordu ki, Sungjae de Mingyu ile gülmekle meşguldü.
Bir süre sonra Jaehyun'u farkeden Sungjae'nin kahkahaları sönük bir hal almaya başladı.

Yaklaşık olarak 10 saniye bakıştılar.

Sonra Sungjae koşmaya başladı.

Jaehyun'da arkasından.

Mingyu hala gülmekteydi ve ben kimseyi umursamadan tavuğumla aşk yaşıyordum.

TAVUKTU LAN BU!

Mingyu'nun kahkahaları arasında zor duyduğum ses, tavuğuma yönelttiğim bakışlarımın ilgi odağı oldu.

Kim Yugyeom, elindeki köri soslu tavuk dolu tabağı önüme bıraktı. Elimdeki Jaehyun'un tabağını alıp yere döktüğünde gözlerimi belerttim.

Şerefsiz herif körili tavuğu nasıl yere atabilirdi ki?

"Başkalarının tabaklarından yeme ve ağızlarına temas etme." Hafif emrivaki gelmişti kulağa ama ses etmedim.

Sonuçta körili tavuğum vardı hala.

"Mikrop kapmanı istemem."

Sanki onun ağzı çok temizdi de.

Arkasına bile dönüp bakmadan gittiğinde gözlerimi devirdim. Çatalı tavuğa batırdığımda tavuktan bir hışırtı geldi.

Ulan eğer canlanırsa basardım çığlığı.

Canım körili tavuğumu çatalla kenara ittirdim ve gördüğüm şeyle şokla gözlerimi belerttim.

ÇÜŞTÜ ARTIK.

Tavuğumun içinde sikik bir kağıt vardı.

Kağıdı alıp açtım ve yazılan şeyi okumak için kağıdı yüzüme yaklaştırdım.

_

Okul çıkışı, kütüphanede.

Yalnız gel.

_

Eyvah çünkü bu sefer kesin dövecekti.

Kağıdın sonundaki karahindiba işaretine bakıp çattım kaşlarımı.

Kelleş.

Tavuğumu nasıl yiyecektim şimdi ben?

SaudadeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin