güzellik tarifi, mısır gevreği

1.7K 235 117
                                    

Eve nasıl geldiğimi hatırlamıyordum, içip içip sıvamış olabilirdim bir şeyler.

Sabah kalktığımda Jinyoung Hyung'ın panduflarını giyiyordum ve şükürler olsun ki o görmeden çıkarmayı başarmıştım. Mutfağa geçip mısır gevreğini kaseye doldurdum ve buzdolabından çıkardığım soğuk sütü döktüm.

Salona geçtiğimde koltukta yatan bir adet Kim Yugyeom gördüğümde ifadesizce dikildim.

Siktiğimin mantarının Jinyoung Hyung'ımın evinde ne işi vardı?

Beynimi fazla yormamaya karar verdim ve kumandayı alıp boş koltuğa geçtim. Denk geldiğim Adventure Time'a sevinirken keyifle koltuğa yayıldım. Cips kırıntıları hafif batsa da bu koltuk cips kırıntısı olmadan dost canlısı gelmiyordu.

Bir saat sonra, esneyerek salona giren Jinyoung Hyung'a yandan bir bakış attım. Salına salına yorgun bir şekilde yanıma geldi, oturdu.

Kendine geldiğinde battaniyeye sarılmış Yugyeom'ı işaret etti ve uykulu çıkan sesiyle sordu. ''Kim bu çirkin?''

''Çirkin biri işte.'' Jinyoung Hyung uyuyan çocuğa gıcık bakışlarından atarken kıkırdadım.

Masanın üzerindeki boş kasemi işaret ettim. ''Mısır gevreği ister misin?'' Koltuğun üzerinde büktüğü bacaklarının arasına kollarını soktu, şirince gülümseyip esnedi. "İsterim."

Birkaç saniye sonra, benim getirmeyeceğimi farketti, akıllıca davrandı ve kendi mutfağa gitti. Bense televizyonun sesini biraz daha açıp Yugyeom'ın yüzünü buruşturmasını keyifle izledim.

"Ulan sütü neden dışarıda bıraktın! Ilımış işte!"

Bilerek yapmamıştım ki.

Jinyoung Hyung, somurtarak elindeki kaseyle yanıma oturdu ve gevreğin yumuşaması için kaşıkla dağıttı sütü.

"Hyung?"

"Hm?"

"Evinde tanımadığın biri uyuyor ve sen hala onun çenesini kırmadın?"

"Evet." Bana bakmadan mırıldandı. "Dün akşam seni banyodan zar zor çıkardık. Arkadaşın da sarhoş olduğum için vuramadığım yumruğu Taeyang'a geçirdi."

Düşünceli, yavaş bir şekilde kafamı salladım.

"Eve gelmemize yardım etti. Hemde öpüştüğün için ağlamalarını görmezden geldi. Bende onun burada uyumasına izin verdim."

Kafasını kaşırken yüzünü buruşturdu ve ekledi."Ama yine de çirkin."

Kafamı salladım yavaşça.
"Çirkin." Yugyeom, yakışıklıydı.

"O kadar çirkin ki, ağlayasım geliyor."

Bir süre sonra Jinyoung Hyung, sinirle elindeki kaseyi masaya bıraktı ve yüzünü dertli bir şekilde elleri arasına aldı.
"Bu süt soğuk değil, Bambam. Kafayı yiyeceğim çek şunu gözümün önünden." Ağlamaklı bir ifade ile konuştuktan sonra ayağa kalkıp yorgun argın bir şekilde odasına doğru ilerledi.

Kaseyi elime aldım, Yugyeom'ın yanına gittim.

Çirkin gözükmesi sinirlerimi bozmuştu.
Biraz güzelleşmesi için mısır gevreğine ihtiyacı vardı hem.

Bende kaseyi kafasından aşağıya boşalttım.

SaudadeOù les histoires vivent. Découvrez maintenant