süt dişleri

1.7K 242 127
                                    

10 Yaşındaydık.

Yugyeom'ın doğum günüydü, ona siyah ipli bir kolye almıştım. Açılabilen kolyelerdendi ve içine istediği şeyi koyabilirdi.

Fotoğrafımızı veya bizi hatırlatan küçük bir şeyi koymasını falan beklerdim. Ancak içine süt dişlerinden birini saklamıştı.

Eğer ona güzel bir şey almazsam o da bana almazdı, bu yüzden bu jesti yapmıştım.

Partiye mahalledeki birkaç arkadaşımızı ve okuldan istediklerimizi çağırmıştık. Bunların arasında Youngjae'de vardı ki o, bizim en iyi 2. arkadaşımızdı.

Yugyeom'ın bu yüzden de sinir küpüne döndüğü açıktı.

Çikolatalı pasta yemiştik, bir çocuğun alerjisi çıkmıştı, bu sebeple de hastaneye kaldırılmıştı. Ortamın içine sıçmıştı anlayacağınız.

Madem alejin vardı neden yedin ki çük beyinli!

Yugyeom bu yüzden çok üzülmüştü. Çikolatalı şeyleri çok severdi ama "Eğer başka bir pasta seçseydim, arkadaşımın canı acımayacaktı." demişti.

Kim Yugyeom'ın kalbi, pamuk gibiydi.

Gerçi bu orospunun teki olduğu gerçeğini değiştirmiyordu, tanrı bilir ya; kıyamıyordum.

Babasız büyümüştü. Annesi, Yugyeom doğduğunda babasının evli olduğunu; hatta çocuk sahibi olduğunu öğrenmişti.

Yugyeom hep bunun eksikliğini hissedecekti, hissediyordu belki. Bütün yük annesine kalmışken tam anlamıyla mutlu olamayacaktı.

Jongin babam, onu kendilerine baba demeleri için ikna etmeye çalışmıştı ama Yugyeom "baba" kelimesinden bile nefret ediyordu.

Hayatında kabul ettiği tek erkek bendim ve ben ise onu sonuna kadar koruyabilecek yaşta değildim.

Kim Yugyeom biz küçükken, annesi için kendini sorumlu hissettiğini söyler dururdu. Annesi işten geldiğinde gününün nasıl geçtiğini sorardı, bir sorununun olup olmadığını.

On yaşındaydı vicdansız.

Erken olgunlaşmıştı ama buna karşın çok aptalca davranabiliyordu. Eğer güveni kırılırsa sonuna kadar çirkinleşebilirdi ki bunu en iyi ben bilirdim.

Kalbinde bir sürü yara vardı kapanamayan.

Parti sonrasında, herkes evine gittiğinde sütle kurabiye alıp animasyon filmlere bakmıştık. Yugyeom'ın suratı asıktı ve annesi ilk defa düzgün düşünüp çikolatalı kurabiyelerin onu mutlu edeceğine karar vermişti.

İlk öpücüğümü orada, Yugyeom'a vermiştim.

O filme dalmışken, ona dönmüştüm ve dudaklarını sevgiyle öpmüştüm. Geri çekildiğimde şaşkınca bana bakmıştı ama sonra gülümsemişti.

Gülünç ama, 11.Yaşımıza kadar, birbirimizi sürekli öpmüştük.

Soo babam, birini dudaktan öpmenin özel olduğunu söylemişti.
Yalnızca hayatının sonuna kadar seninle birlikte olmasını istediğin kişiyi öp, demişti.

Onunla birlikte olmak istemiştim. O zaman bunun aşkça mı yoksa arkadaşça bir duygu olduğunu bilmiyordum. Gerçi umrumda bile değildi.

Ben Yugyeom'ın, yaralarını başka bir şekilde iyileştirmeye çalışmıştım.

Oysaki bunun yaralarını daha da açtığını, acıttığını farkedemedim.

Yugyeom beni salıncaktan bu yüzden itmişti belki, yine de önemi yoktu. Eve gidince canım acıdığı için ağlamaktan uyuyamadığını biliyordum.

Beni kaybettiği için, kendinden nefret ediyordu.

Ben de neden böyle gururumuza yenildiğimizi, öylece unutmaya çalışıp döndüğümüze hayatlarımıza; hayret ediyordum.

Bir bilseniz, ne kadar sevilesiydi.

SaudadeWhere stories live. Discover now