aşıktım

1.9K 247 191
                                    

''Hah.. Bambam mı olgun? O hala ketçap sıkıldığında çıkan sese çatlayana kadar gülüyor.''

Jinyoung Hyung'ın telefon konuşmasını somurtarak dinliyordum. ''Bilmiyorum. soracağım işte... tamam, teşekkür ederiz.'' Ahizeyi yerine koyduktan sonra yanıma attı kendini.

''Yarın Youngae'nin doğum günüymüş.''

''Biliyorum.'' Biliyordum, hatta haftalar öncesinde ona hediye bile almıştım. ''Partiye gitmek istiyor musun?''

Jinyoung Hyung, Youngjae'yi biliyordu ancak Yugyeom ile ilgili hiçbir fikri yoktu.

''Jaebum Hyung hala benden hoşlanmıyor.'' İkimizde yatakta yatarken tavana bakıyorduk.

''O, Youngjae'yi tanıyan hiç kimseden hoşlanmaz.''

Jinyoung Hyung'la Jaebum Hyung kuzenlerdi ve 3 sene önce Seul'e taşınmışlardı.

2 Yıldır Youngjae ve Jaebum Hyung sevgiliydi.

''Özellikle de önceden çıkmışlarsa.'' Ekledikten sonra pijama üstümün kenarlarıyla oynamaya başladım.

O kokuşmuş mantarlı nefesini hâlâ boynumda hissediyordum.

''Yarın anime günümüz Hyung. Mirai Nikki'ye başlayacağımıza söz vermiştin.''

''Biliyorum.'' Üzgünce fısıldadığında kafamı ona çevirdim ve bir süre sonra sordum. ''Sözünü tutmayacağın için suçlu hissediyor musun?''

''Hayır.'' Jinyoung Hyung'ın pandufları çok güzeldi. ''Sadece kira günü yaklaştığı için dertliyim.''

Kıkırdadığımda kaşlarını çattı. ''Bir daha gül ve seni doğrayıp parçalarını bulaşık makinesine dizeyim.''

O pandufları çalmam lazımdı yoksa rahat edemezdim.

11. Yaşımızda, okulda düzenlenen baloya Yugyeom'la gitmek istemiştim.
İlk defa benimle bir yere gitmeyi reddetmişti ve bir kızı davet etmişti. Hissettiğim şaşkınlığı ve hüznü net bir şekilde hatırlıyordum.

Bende Lisa'nın davetini kabul etmek zorunda kalmıştım.

O gün Yugyeom, bana sinirliydi. Gerizekalı balo günü, benim canımı çok acıtmıştı. Bende onun canını acıtmak istedim. Ama aklıma havalı birkaç entrika gelmemişti.

Kim Yugyeom, gözlerimin önünde o kızla öpüşmüştü. 1 dakika 40 saniye boyunca hemde.

Karşılık olarak Lisa'yı öpemezdim çünkü benim iyi bir arkadaşımdı ve o da bunu biliyordu. Dayanmaya çalıştım, gözyaşlarımı içeriye akıttım.

Lisa'yla dans ettim, biraz konuştuk. Kıskançlıktan çatlasamda belli etmedim.

Saat tam 9'da Yugyeom sahneye çıktı ve ertesi gün okuldan ayrılacağını söyledi.

Bilmiyordum.

Onsuz yaşama fikri beni çok korkutmuştu. Bana önceden söylemediği için de çok kızmıştım.

Balo gününde sahnedeyken, bazı arkadaşlarına teşekkür etti ve onları özleyeceğini söyledi.

Sıra bana geldiğindeyse beklemediğim bir şeyler oldu.

Benim, Soo anne ve babam gibi bir ibne olduğumu söylemişti. Anormal olduğumdan, dışlanmam gerektiğinden ve daha birçok şeyden bahsetmişti ve bunları, gözlerimin içine bakarak dile getirmişti. Tiksiniyordu.

Şey, o kadar da kötü değildi.

Yugyeom 11 Yıl boyunca bana çok kötü şeyler yapmıştı. Tükenmez kalemlerle yüzümü boyamış, bilgisayarımı parçalamış, dolabımı hamam böcekleriyle doldurmuş ve kalçamı kırdığında beni ziyarete bile gelmemişti.

Tek sorun, Yugyeom 11 Yıl boyunca bana asla tek bir kötü kelime bile söylememişti. Saçını ve kulağını kestiğimde, kıyafetlerini çaldığımda ve ödevini yırttığımda bile.

11. Yaşımızda ben, Kim Yugyeom'a aşıktım. 

11. Yaşımızda Kim Yugyeom, benim canımı ilk defa bu kadar acıtmıştı.

SaudadeWhere stories live. Discover now