60.BÖLÜM:KALP

8.2K 136 79
                                    

 Merhaba! Yeni bölüme hoş geldiniz. Son bölümler olduğu için biraz üzgünüm fakat hikayeme bu kadar ilgi gösterdiğiniz için de mutluyum. Hepinizi öpüyorum. Kendinize iyi bakın :)

*****

 " Şimdi kanlar damlıyor,

Saat gece yarısını buluyor.

Alevlerin sırrında bir hayat yok oluyor,

Şimdi kanlar damlıyor."

  Bu sıradan bir ölüm değil. Mızrağa takılıp cehenneme düşmek için yolculuğum devam ederken, eski hayatıma ait olan bir tek Arel vardı. Düşerken onu duymaya devam ediyordum. Eh, bu da planın bir parçasıydı. Söylediklerine kulak verdim.

  "Şu an seni izliyorum. Mızrağa takıldığında çekeceğin acının en aza inmesi için kendimi zorlayacağım fakat cehenneme girdikten sonra sana karışmayacağım. İzlemeye devam edeceğim ama yine de dikkatli ol, tamam mı?"

Ağır bir şekilde kafamı salladım. Zaten tek yapabildiğim de buydu.

  Sırtımda mızrağın keskin ucunu hissettiğimde ellerimi sıkıca birleştirdim ve içimden son zamanlarda edebildiğim tek duayı ettim.

"Tanrım, lütfen daha kötüsü olmasın."

  Cümleyi bitirdiğim anda, acı bir anda kesiliyor. Arel'in gergin sesiyle düşmem son buluyor.

"Gidiyorsun." Sesler kesiliyor ve cehenneme çekiliyorum.

*****

  Burada değişen bir şey yok. Kafayı yediren sızlanışlar, daha çok kafayı yediren çığlıklar ve ruhlar. Zihnime hakim olmaya çalışarak ruhların içinde Alkim'e ait olanı bulmayı denedim. Seslenmeyi denedim fakat yapamadım. Labirent'in kapısı açılıyordu.

  Bütün ruhlar oraya dönerken arkalarında kaldım ve Alkim'in ruhunu bulmama yardım etmesi için yalvardım. Kime veya neye yalvardığım hakkında ise hiçbir fikrim yoktu. Gözlerimi sıkıca kapatıp Labirent'in içindeki sesleri dinledim ve gözlerimi hızla geri açtığımda karşımda zerafetle süzülen bir ruh vardı.

  Bir insanı ruhundan tanıyabilir misiniz bilmiyorum ama bu ruhun Alkim'e ait olduğuna emindim. Labirent dururken bir yabancıyla ilgilenecek tek ruh oydu. Gülümsememe engel olamadım. Sonunda sesimin çıkabileceğini hissettiğimde ruhun elini tutmayı denedim fakat elim havada süzülüp gitti. Bozuntuya vermedim ve geri çekilip peşime takılmasını bekledim.

Geldi ve tam karşımda durdu. Zaten, tek yapabildiği buydu. Sesi, gözleri yoktu.

  "Senin için geldim." Bir cümle edip durakladım çünkü birisi beni seslendiriyor gibiydi. Sonra, Arel'in kontrolü altında olduğumuzu hatırladım.

Burada hiçbir şey bize ait değildi.

  "Alkim, seni seviyorum." Planladığım kesinlikle bu değildi fakat içimde bir yerlerde gözyaşı aktığını hissedebiliyordum.

Karşımda dikilmeye devam etti.

Yapmam gereken konuşmaya geçeceğim sırada Labirent'in konuşmaya başladığını fark ettim.

  "Kahretsin." Mırıldandığımda çıkan yabancı sese aldırmadım çünkü birazdan bütün ruhlar çekilip Labirent'e gireceklerdi. Çabuk olmam gerekiyordu.

"Bana anlatman gereken şey neydi? Cevaba ihtiyacım var Alkim."

  Dikilmeye deavm etmesi fazlaca sinirimi bozuyordu ve ateşin hızlanmasından Arel'in de sinirlendiğini anlayabiliyordum.

BALIN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin