39.BÖLÜM:DEĞERLİ

17.4K 689 45
                                    

Merhaba! Bölüm geç geldiği için özür dilerim elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum. Beğenirseniz oylayıp yorum yapmayı unutmayın. Kendinize iyi bakın.

*****

Dizlerimin üzerinde yaklaşmasını bekledim. O kanı aldıktan sonra bir günüm olacaktı. Sevdiğim insanlarla geçirebileceğim bir gün. Sonra yetimhanenin bodrumuna geri dönecektim ve ruhumu kahine verecektim.

 "Bunu neden yapıyorsun?"

 "Nedenini biliyorsun."

 Kanı eline alıp bir süre inceledi. Ağaçların arasından sesler gelmeye başlayınca kafamı çevirdim. Diğerleri de geliyordu ve onlar da en az karşımdaki vampir kadar korkutuculardı. 

 "Güzelliğine yazık ediyorsun. Arkadaşların arasında senden önce ölmeyi hak edenler var."

 Sert bir bakış attım. 

"Peki sakin ol. Gideceğim ve savaş bitmiş olacak. Bir daha beni asla görmeyecekler. Sürüm dağılınca ne yapar onu bilemem."

 Onların lidersiz yapamayacağını biliyordum. Kafamı öne eğip hepsinin gitmesini bekledim. Yalnız olduğuma inana kadar bekledim. Sonra kafamı yere koyarak ağladım. İçimdeki her şeyin akıp gittiğini hissedene kadar ağlamaya devam ettim.

                         *****

Kafeye döndüğümde uyumuşlardı. Parmak uçlarımda odaya çıktım ve yavaşça yatağıma girdim. Biraz oturup Alkime baktım. Yarın güzel bir gün olacaktı.

 "Derin."

 Mırıldanarak gözlerimi açtım. Etraf hala karanlıktı.

"İyi misin?"

"Evet."

"Mırıldanıyordun."

"Kabus görmüşümdür. Sen yatağına geri dön."

 Pek emin olmuşa benzemiyordu ama yatağına geri döndü. Telefonuma baktım. Pars mesaj atmıştı. Yarın beraber bir şeyler yapıp yapmayacağımızı soruyordu. Olumlu cevap verdim. Son günümüz güzel geçmeliydi. 

                         *****

Sabah erkenden uyanmıştım. Kahvaltıyı hazırlamak için aşağı indim ama Perihan Teyze benden daha erkenciydi. 

"Günaydın."

"Günaydın." 

 Masaya oturmak yerine kapıya yöneldim.

"Nereye?"

 Alkim de aşağı inmişti.

"Pars ile dışarı çıkacağız."

Geri dönüp ikisine de sıkı sıkı sarıldım.

"Sizi seviyorum." 

Bana anlamsız bakışlar atmalarını umursamadan kafeden çıktım. Gözyaşlarımı geri gönderip ilerledim. Pars sokağın köşesinde bekliyordu. Onu görünce gülümsedim ve koşarak sarıldım. 

"Şüphelenmem gerekiyor mu?"

Gülerek kafamı hayır anlamında salladım. Onun yanındayken tüm sıkıntılar kayboluyordu ve bu güzel olduğu kadar korkutucuydu. 

"Kahvaltı yaptın mı?"

"Hayır."

"Seni bir yere götüreceğim."

Gülümsedim. Nerede olduğumuzun bir önemi yoktu.

Arabayla ilerlerken bu yolları hatırladığımı fark ettim. Merakla nereye varacağımızı beklemeye başladım. Pars sonunda arabayı durdurduğunda hızla aşağı indim ve hatırladığım yollardan yürüyerek gizli cennet dediğimiz yere ulaştım. Burası günün her saati muhteşemdi.

BALIN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin