20.BÖLÜM:KÖTÜ PARTİ

20.3K 1K 19
                                    

Merhaba! İyi okumalar, sizi seviyorum.
*****
Annemin mektubunu bulmamın üzerinden 1 hafta geçmişti. Bu 1 hafta içinde ailem hakkında bilgiler edinirken bir yandan da Alkim ve Pars'a daha çok zaman ayırmaya çalışmıştım. İlişkilerimiz yavaş yavaş eskisi gibi oluyordu. Perihan Teyze iyileşiyordu, kısaca mutluyduk. Ama biliyorsunuz ben ne zaman mutlu olsam, sonrasında bir şey oluyordu. Kötü bir şey. Telefona gelen mesajla kafamı yastıktan kaldırdım.
  "Bugün kendini ve sevdiklerini bir arada tutsan iyi olur. Partide hepinizi görmek isterim."
     Bu neydi şimdi? Ne partisi? Ve bu mesajı kim atmıştı? Büyük ihtimalle Arel değildi onun tarzını az çok öğrenmiştim çünkü. Şüpheci yanım yine canımı sıkmaya başlamıştı. Ama bu aptal bir şaka da olabilirdi. Umursamadan aşağı indim. Bu mesajdan Pars'ın haberi olmalı gibi hissediyordum ama söylemek istemiyordum. Ne zaman başıma bir şey gelse Pars'a sığınmaktan sıkılmıştım.
  "Günaydın."
  "Günaydın."
  "Alkim, bu akşam birlikte kalsak olur mu? Yani işin yoksa?"
  "Olur ama bir sorun yok değil mi?"
  "Sadece... güvende olduğunuzu görmek istiyorum."
  "Tamam."
   Alkim'in huzursuzlaştığını görebiliyordum. Ama onu korkutmak istemediğim için mesajdan bahsetmedim. Aslında bu mesajın ciddi bir şey olduğundan da emin değildim ama yine de hepsini güvende tutmak daha mantıklı olacaktı.
*****
Hava yavaş yavaş kararırken heyecanım artıyordu. Saçma sapan sebepler uydurarak Pars'ı, arkadaşlarını hatta Ege'yi bile çağırmıştım. Aslında umurlarında değil gibiydi. Eğleniyorlardı. Alkim ve Ege'nin sürekli gülüşmeleri de gözümden kaçmıyordu. Bunu ona daha sonra sormaya karar vererek tekrar cama döndüm. Geldiklerinden ve hepsinin toplandığından emin olduktan sonra gözümü camdan ayırmamıştım. Şu an yanıma yaklaşan kişi büyük ihtimalle Pars'tı çünkü tek huzursuz görünen oydu.
  "Neler oluyor Derin? Neden hepimizi topladın?"
  "Eğlenelim istedim."
  "Berbat bir yalancısın. Anlat."
  "Yok bir şey Pars. Sadece bu gece hepinizin güvende olduğunu görmek istiyorum, nedenini sorma lütfen."
Bana kuşkuyla baktıktan sonra koltuğa geri döndü.
*****
  Tam hiçbir şey olmayacağından emin olup dans eden arkadaşlarım yanına gidecekken köşede gördüğüm 5-6 kişilik bir grupla cama yaslandım. Pars da hemen yanıma gelmişti. Gölgeler yavaş yavaş belirginleşirken Pars'ın kısık bir sesle lanet okuduğunu duydum. Bunların kim olduğunu soracaktım ki Pars beni kolumdan çekiştirip arkadaşlarına birilerinin adını söyledi. Bir anda kurt adamlar, ışıkları söndürüp tabak ve bardakları ortadan kaldırmaya bizi arka odalara götürmeye başladılar.
Pars'ın kolunu tutup kendime doğru çevirdim.
  "Neler oluyor?"
  "Haberin vardı değil mi? Birilerinin geleceğini biliyordun o yüzden bizi topladın."
  "Ben bir mesaj aldım o yüzden..."
  "Sakın dışarıya çıkma. Ne kadar kötü sesler duyarsan duy, Alkim'in ve Perihan Teyze'nin güvenliğini sağlamak için dışarıya çıkma. Eğer çıkarsan... onların sonunu getirirsin."
  Neler olduğuna anlam veremesem bile  Pars kapıyı kapatmadan bir soru daha sordum.
  "Onlar kim Pars?"
  "İntikam isteyenleri hatırlıyor musun? Senin için geldiler."
  Kapı yüzüme kapanırken şok içinde Alkim ve Perihan Teyze'nin yanına yere çöktüm. Ben nelere bulaşmıştım?
*****
  Kapının kırılma sesi, bağırışlar, Alkim'in yavaş iç çekişleri...
Yarım saattir yaşanan şeyleri bilmesem de tahmin edebiliyordum. Ve bu daha kötü bir şeydi. Artık ne dayanacak sabrım, ne de dışarı çıkmamak için iradem kalmıştı. Kapıyı yavaşça açarken Alkim gözlerini sımsıkı kapatmış, Perihan Teyze ise güçlü durmaya çalışır gibi kendini sıkıyordu. Sonra dışarı adımımı attım. Normalde masaların olduğunu yerde kanlar, kemikler ve daha mide bulandırıcı manzaralar vardı. Pars hırsla karşısındaki adama vururken benden, daha doğrusu ailemden intikam almak isteyenlerin bunlar olduğunu anladım. Eğer arkadaşlarımı korumak istiyorsam ilgilerini üzerime çekmeliydim. Yerden aldığım cam parçasını adamlardan birinin kafasına atıp geri çekildim. Zayıf ama çelimsiz kızın bana doğru dönmesiyle herkes susup bana döndü. Tamam,şimdi biraz korkmuştum. Pars, "sen ne yaptın" der gibi bakıyor, arkadaşları da dehşete düşmüş bir hâlde benim önüme siper olmaya hazırlanıyorlardı. Öte yandan intikamcılar yüzlerinde alaycı bir ifadeyle hizaya geçtiler ve kafasına taş attığım adam bana doğru yürümeye başladı. Barlas onu kolundan tutmak için bir hamle yaparken hızla geri savrulmasından normal güçte olmadıklarını anladım. Adam baş parmağını yüzümde gezdirirken gözlerimle Pars'ı aradım. Çelimsiz dediğim kız Pars'tan güçlü olacak ki onu kolaylıkla tutuyor gibi görünüyordu. 
Karşımdaki adam benim bu halimden zevk alıyor gibi bir ifadeyle bakıyordu. Bakışları üstüne kusma isteğimi arttıyordu. Daha ne kadar böyle duracağımızı beklerken konuştu.
"Derin?"
"Ne istiyorsun benden?"
"Şu köpeğimsi yaratık sana anlatmadı mı?"
"Ben burada tek bir köpeğimsi yaratık görüyorum o da bana gereğinden fazla yakın."
   Ben umarım iyi konuşmuşumdur diye umarken o rahatsız edici bir kahkaha attı.
"Ah Derin. Tıpkı annen gibisin. Güzel ama savaşçı. Kırılgan ama güçlü."
"Ne istiyorsun?"
"Aslında buradan birini alıp sana zarar vermek hedefimdi ama sen zaten birini unutmuş gibisin."
   Bu cümlesi beni dehşete düşürürken kimi unuttuğumu hatırlamaya çalışıyordum. Düşündüm, düşündüm ve... Ah! Hayır bu olamaz. Onu yeni bulmuşken hemen kaybedemem.
"Teyzeme zarar verme. Lütfen. "
"Yazık oldu. Annene benziyordu ama gitti. Bunun için üzgün değilim ne yazık ki."
Öfkem düşünmemi engelliyordu. Aklımda sadece karşımdaki adi herif ve teyzemin ölmüş olması vardı. Elimi yüzüne sert bir şekilde vurup savrulan yüzüne tükürdüm.
  "Defol buradan! Yanındaki pislikleri de al ve git. İşini sonra benimle görürsün."
  Alaycı ifadesi silinmişti. Arkadaşlarını da alıp çıktı ve gitti. O giderken Alkim de yanıma gelmişti.
Hepsi bana sarılıp teselli etmeye çalışırken ben içimden bu kez sözümü teyzem için tekrar ediyordum. Bulur bulmaz kaybettiğim teyzem için. Onu son sözüm ne onu bile hatırlamıyordum ve bu canımı daha çok yakıyordu. Pars'ın beni kendine çeken gövdesine yaslanıp gözyaşlarım akmasına izin verdim. Gözümün önüne gelen annem, babam ve teyzem için geride kalan arkadaşlarımı koruyacağıma dair söz veriyordum. Bu sefer daha güçlü, daha içten bir söz.
Arkadaşlarıma, aslında ailem olan kişilere dönerek yüzüme yerleştirdiğim zor bir gülümseme ile konuştum.
  "Hepinizden özür dilerim arkadaşlar. Bu kötü parti için."

BALIN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin