48.BÖLÜM:ÇARESİZLİK

16.8K 502 177
                                    


 Merhaba! Yeni bölüme hoş geldiniz. Beğenirseniz oylayıp yorum yapmayı unutmayın. Kendinize iyi bakın.

*****

  Gözlerimi, karanlığa açtım. Yanağımdan süzülen sıvıya doğru elimi uzatmak istesem de sıkışmış gibiydim. Hareket edemiyordum. Nefeslerim hızlanırken annemin mezarında olduğumu hatırladım. Paniklemeye başlamıştım. Vücudumu kıpırdatmaya çalışmayı bırakıp gözlerimle karanlığı taradım. Birkaç santim uzağımda duran rüya kalemim gözüme çarpınca gülümsedim. Beni mezara sıkıştırmış olabilirdi ama fazla hafife alıyordu. Elimi santim santim hareket ettirerek ona ulaşmam biraz zaman alacaktı.

 Sonunda rüya kalemimi elime aldığımda düğmeye bastım. Düşmeye başlarken oksijen ciğerlerimi dolduruyor, muhteşem hissettiriyordu. Normal rüyalarımdan birisinin içine girdiğimde, mezardan kurtulabilecektim. Güneş ışıklarıyla dolu olan rüyayı görünce kendimi çektim.

 Beynimi tamamen rüyaya odaklayıp gerçekten içine girmeyi başarabilmiştim. Bu özelliğimi yine bir rüya sırasında öğrenmiştim. Vücudum sarsıldığında, temiz havayı içime çekebildiğimi  fark ettim. Gözlerimi araladığımda rüyamdaki bahçedeydim. Mezarlığa uzun süre dönemeyeceğim belliydi. Ayağa kalkıp yürümeye başladım. Evet, şu an hayal ürünü bir bahçenin içindeydim. Burada bana kimse ulaşamazdı. Mektuplar, hayaletler, resimler... Hiçbiri yoktu. Rüya kalemimi elimde çevirirken bahçenin sonuna kadar yürüdüm. Artık dönmem gerektiğini söyler gibi sarmaşıklar yolumu kapatıyordu. Yere uzanıp kalemin düğmesine bastım. Odamı hayal ederek düşerken bu bahçeyi hiç terk etmek istemeyişim beni üzüyordu. 

 Avcıların evi, artık benim de evimdi ve kafedeki tüm eşyalarımı buraya taşımıştım. Gözümü açınca gördüğüm pano ve üzerindeki şeyler beni sonsuza kadar uykuya yatmaya teşvik ediyordu. Merdivenlerden aşağı inip mutfağa gittim. Birkaç kişi vardı.

 "Ayşen dönmedi mi?" 

"Henüz yok."

 Evin kapısının bir anda açılmasıyla herkes irkilmişti. Genç bir erkek, nefes nefese kalmış halde içeriye girmiş, bir arkasına bir bize bakıyordu. Yanına doğru ilerlediğimde, sessizce bir şey fısıldadığını duydum. "Yardım edin."

 Onu mutfağa getirdim ve eline bir bardak su verdim. Herkes başımıza toplanmış, bu genç delikanlının ağzından çıkacak sözleri bekliyordu. Bu arada iki avcıyı da etrafı kontrol etmeleri için göndermiştim. Sonunda sakinleşip konuşmaya başlayınca hepimiz gerilmiştik.

 "Salonda televizyon izliyordum. Kızım odasında ödevlerini yapıyordu. Eşim alışverişteydi. Yan odadan gelen sesle ikimiz de irkildik. Ona burada beklemesini söyledim ve odayı kontrol etmeye gittim. Eve yeni taşındığımız için koliler her yerdeydi ve bir farklılık göremedim. Salona geri döndüğümde onu gördüm." Durup derin bir nefes aldı.

 "Kızımın tam arkasındaydı. Ona seslenemeden boğazına yapıştı. Kafayı yiyorum gibi hissettim. Elime ne gelirse kafasına doğru fırlattım. Bana korkunç bir sesle geri geleceğini söyledi. Kızımın yanına koştuğumda onu tablonun içine girerken gördüm."

 Cümlesini bitirince ağlamaya başladı. Onu sakinleştirmeye çalışmak saçma ve gereksiz olacaktı. Bir daha rüyasında göremeyeceği şeyler yaşamıştı. Bundan hayatı boyunca kurtulamayacaktı.

 "Kızın nerede?"

 "Kapının önünde bekliyor. Nerede yaşadığımızı bilmiyoruz sadece koştuk ve yolumuza ilk çıkan ev burası oldu."

 Kapıya, kızın yanına gittim. 

"Nasılsın?"

 Ona dokunduğumda irkilip yana kaydı.

BALIN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin