31.BÖLÜM:İLK AV

18K 749 58
                                    

Merhaba arkadaşlar! Yeni bölüme geçmeden önce hepinize teşekkür etmek istiyorum. Yorumlarınız beni çok mutlu ediyor. Sizi çok seviyorum ve yeni bölümle baş başa bırakıyorum.

*****

Diğer avcılarla birlikte cesedin yanına gittiğimizde polisler gelmek üzereydi. Cesedin görüntüsünden ve saatin geç olmasından olsa gerek, insanlar çevrede değillerdi. Mideme hakim olmaya çalışarak cesedin yanına gittim. Saçlarını yüzünden çektiğimde bir kız olduğunu anladım. En fazla 7-8 yaşlarında olmalıydı. İçimdeki sıkıntıyla günlükte okuduğum bir özelliği hatırladım.

"Bu türden vampirler, çocukların kanıyla beslenir."

Ayağa kalkarak diğerlerine döndüm.

"Sanırım hepimiz anladık."

Güçlü ve cesaretli bakışlar beni izliyordu.

"Bir Cihuateteo ile karşı karşıyayız."

*****

Birkaçımız cesedin üzerinde işe yarayacak belirtiler ararken diğerleri polisleri kontrol etmek için gitmişti. Kıza baktıkça gelen ağlama isteğimi bastırıp boynundaki ve kolundaki izlere baktım. Bu kesinlikle onun işiydi.

"Bu kadınla daha önce karşılaş mıydınız?"

"Evet, iki çocuğu daha öldürmüştü. Bembeyaz bir ten, siyah saçlar kesinlikle güzel bir kadın. Dişlerini çıkarıp boğazınıza geçirene kadar."

"O bir çocuğa daha zarar vermeden onu öldürmüş olacağım."

Diğer avcılar yanımda olduklarını belirten sözler söylerken gözlerim kızın sol bacağındaki yaraya takıldı.

"Bu ne olabilir?"

"Yaradan çok sembole benziyor. O lanet kadının işareti olabilir."

Duyduğum çığlıkla ayağa kalktım. Bir kadın koşarak cesede geliyordu. Geri çekilerek onu izledim. Kızın cesedine baktı, birkaç kere sarstı ve... devamına bakamadan arabaya bindim. Diğer avcılar biraz zaman geçtikten sonra geldiler. Yanıma oturan kadın omzumu sıkarak gülümsedi.

"Alışacaksın. Bu bizim işimiz."

"Biliyorum. Alışacağım." Cama kafamı yaslarken gerçekten alışabilecek miyim diye düşünüyordum.

*****

Avcılar beni eve bıraktıktan sonra kaldıkları eve gittiler. Benim yerim de orasıydı biliyordum ama Pars'ın yanında daha huzurlu hissettiğim gerçeği daha ağır basıyordu. Evin içine bakarak odama çıkarken odamın kapısında Parsla karşılaştım.

"Neredeydin sen? Ne kadar merak ettiğimden haberin var mı?"

"Alkim söylemedi mi? Ben-"

"Saatin var mı? Yoksa söyleyeyim, saat gece yarısına gelmek üzere. Perihan Teyzenle bu saate kadar ne konuştuğunuzu merak ediyorum."

Ah Alkim, o ne saçma yalan öyle?

"Tamam, yalan söyledik." Ellerimi teslim olur gibi kaldırdım.

"Bak, ailene karşı kendini sorumlu hissediyorsun biliyorum ve avcılıktan uzak dur demiyorum. Hatta uzak durmana karşı gelirim. Ama bana yalan söyleme Derin ve lütfen dikkatli ol. "

"Olacağım, merak etme."

Sarılıp başımı göğsüne yasladım. Eliyle saçlarımı okşadı. Bir süre öyle durduktan sonra ayrıldık. Dinlenmemi söyleyerek gitti. Gerçekten çok yorgundum, örtüyü yüzüme çekerek uyumaya çalıştım. Cesedin görüntüsünün gözümün önünden gitmesi için uzun bir süre bekledikten sonra uykuya daldım.

BALIN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin