Bölüm 34

172 9 3
                                    

Rose

Önümüzde ayrılan iki koridordan soldakine saptık. Dimitri elindeki anahtarın numarasına ve kapılara bakıp bir kapıyı açtı.

İçerisi baya kötüydü. Bir tane masa, iki sandalye, iki kişilik bir yatak, iki kapılı bir dolap vardı. Evet, sanırım hepsi bu. Hayır, bir de çalışıp çalışmadığı belli olmayan bir mini buzdolabında vardı. Koltuk bile yoktu. Yatağın kenarına oturdum ve tamamen ıslak ayakkabımı çıkardım. Ayaklarım donuyordu.

Elindeki poşeti masaya koydu. İçinde ne olduğunu merak ediyordum ama sormadım. Dolabı açtım ve içindeki kat kat duran battaniyeleri çıkardı. Birini gelip sırtıma sardı. Oda cidden soğuktu. Duvardan ısıtma olduğu belliydi ama yeterli değildi.

- Uykun var mı?
- Hem de nasıl!
- Sen yatakta uyu, ben şurada bir yerde yatarım.
- Yerde mi uyuyacaksın?
- Pek seçenek yok.
- Benimle yatakta uyuyabilirsin, zaten bir anlam ifade etmez. Daha önce seninle çok yattım nasıl olsa...

Bir an gözleri parladı ama hemen sakladı. Benim için gerçekten sorun değildi. Zaten onu çok özlemiştim.

Yatağın üzerindeki yorganı ve onun da altındaki battaniyeyi kaldırdım. Üzerimdeki pantolonla yatmam mümkün değildi, aslında baya mümkündü ama rahat edemezdim. Hem de yanında çıplak bacaklarımla yatarken Dimitri'nin suratını görmek istiyordum.

Pantolonu yavaş hareketlerle çıkardım. Bakmamaya çalışıyordu, böyle kendi kendine onurlu hareketleri vardı. Yavaş yavaş çıkarmak beni öldürüyordu, gerçekten çok üşüyordum.

- Üzerimdekileri çıkarmam seni rahatsız eder mi?
- Ne yaparsan yap.

Bilerek asabi ve umursamaz cevaplar veriyordum. Tişörtünü çıkardığında erimeye başladım ama dışarıya bir şey yansıtmadım. Sadece boxerıyla kaldığında da direk yatağa girdim ve arkamı ona döndüm. Yüzümün kızardığını görmesini istemiyordum. Işığı kapatıp yanıma uzandı. Artık dönebilirdim. Dönerken yanlışlıkla ayağım çarptı.

- Rose, ayakların buz gibi!
- Evet, karda spor ayakkabıyla yürümek iyi bir fikir değildi...
- Getir de ısıtayım.

Ayaklarımı bacaklarının arasına sıkıştırdı. O niye bu kadar sıcaktı ki, insan böyle havada en azından biraz üşür...

- Birden neden senin çocuğun olduğunu kabul ettin?

Bunu sabahtan beri merak ediyordum. Adrian bir şey demişti, emindim. Ama bana söylemediği için bilmiyordum.

- Adrian sebebini bulmuş. Ben öldükten sonra geri geldiğimde tamamen iyileşmişim. Üreme sistemim de dahil. Sen de aynı şekilde. Ve korunmadığımız için de durum böyle işte.
- Bu ortaya çıkmasaydı ne yapacaktın?
- Muhtemelen kalbini kırmaya devam edecektim. Çok özür dilerim, çok pişmanım.

Yeterli değildi. Ne yapmasını istediğimi de bilmiyordum. Genel olarak ne istediğimi de bilmiyordum. Sanki beynim yoktu. Bu biraz da onun etkisiydi. Onu sevmediğimi söyledim evet ama ben iyi bir yalancıdan fazlası değildim. Onu hala aynı seviyordum. Ve evet onu affedecektim ama önce onun da benim gibi hissetmesini istiyordum. En azından bir iki günlüğüne, daha fazla canını yakamazdım.

*********************

Üzerimde bir ağırlıkla uyandım. Bu kadar ağır olup boydan boya beni sarabilecek tek kişi Dimitri'ydi. Önce onun uyanmasını istiyordum o yüzden hiç kendimi bozmadım. Belki kızmak için bir fırsatım daha olurdu.

Homurdanarak uyandı. Uyurken uyumayı, uyanırken uyanmayı sevmiyordu. Kafasını çok hafif kaldırdı. Sonra ben de yeni uyanmış moduna girdim.

Vampir Akademisi FanFict. (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin