Ateş ve Barut ~ 37

7.5K 396 230
                                    

Merhaba canlaaarr, bu sefer uzun uzun konuşup sizleri tutmayacağım. 

Umarım bölümü seversiniz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum. Yeni bölümde görüşmek üzere.

Keyifli okumalar... ❤️

-

'Baba?'

Dursun ustadan cevap beklemeden yeniden önündeki kağıtlara döndü. Şaşkınlığını gizleyemiyordu. Önünde duran kağıt, çok uzun süre önce hazırlandığı tarihinden de belli olan, kendi adına hazırlanmış bir tapu belgesiydi.

-

Önüne bir süre baktıktan sonra ne diyeceğini bilmez halde kafasını kaldırıp, gözlerini yeniden Dursun ustaya dikti. 'Baba, ben.. Bu? Bunu ben alamam ki.' Derin bir nefes verdi.

Omuzları çökmüştü. Kelimeleri doğru düzgün seçip de cümle kuramıyordu.

Dursun usta Hakan'ın gözlerine baktı. 'Sen bugüne dek benim dediğim hiçbir şeye karşı çıkmadın, hiç saygısızlık etmedin, sana dediğim bir şeyi ikiletmedin. Şimdi mi yapacaksın?'

Hakan gözlerini yumup, uzunca içini çekti. Önündeki kağıt, Dursun ustanın yıllarca emek verdiği, büyüttüğü bu restoranın tapusuydu. Adamın gözlerine baktı. Boğazı düğümleniyordu. 'Baba bu benim hakkım değil.'

Dursun da derin bir nefes aldı. 'Hakan, sen benim evladımsın. Neyi hak ettiğine bırak da ben karar vereyim oğlum.'

Hakan kendine kol kanat germiş, aile olmuş adamın gözlerinden kaçırdı gözlerini. 'Benim hakkım değil baba. Demir abinin, Duru'nun hatta Poyraz'ın hakkı var burada. Benim değil.'

Dursun oturduğu yerde dikleşti. Hakan'ın neden bunları söylediğini çok iyi biliyordu. Ellerini masanın üzerinde birleştirip konuşmaya başladı.

'Sen beni kan bağın olmadan baba bildin, ben sana evlat dedim. Senin benimle can bağın var oğlum. Demir de Duru da nasıl canımdansa sen de canımdansın. Benim olan her şeyde senin de hakkın var. Burada benim kadar senin de emeğin var.'

Hakan sertçe yutkunup kafasını kaldırdı. Mavi gözleri kızarmaya başlamıştı. Dursun devam etti. 'Sen benim yanıma gelip, bana ilk baba dediğin zaman hazırladım ben bu kağıdı.'

Hakan'ın dudakları titredi. Hayata ne kadar şanssız, annesiz babasız başlamış olsa da şimdi tam tersini yaşıyordu. Büyük bir ailesi vardı. Ailem dediği insanlar vardı. Gözünden bir damla yaş süzülünce arkasını döndü. Elleri ile gözlerini sildi.

Sonra ayağa kalkıp Dursun ustanın önünde durdu ve ellerine doğru eğildi. Tuttuğu eli önce dudaklarına, sonra alnına götürürken küçük bir çocuk gibi titriyordu. 'Teşekkür ederim baba.' dedi, sesi titredi. 'Her şey için.'

Dursun usta Hakan'ı omuzundan tutup çektiği gibi kolunun arasına aldı. Bir baba evladına nasıl sıkı sarılırsa öyle sarıldı.

Hakan'ı kendinden uzaklaştırırken gözlerini sildi. 'De hayde eşşoğlueşşek! Benu de ağlatacasun.'

Hakan anında gülümsedi. Dursun, çocuğun omuzunu sıktı. 'Yürü hayde, işune gücune bak. Altan'lar beklemesun seni.'

Hakan gülümsediği yerde kafa sallarken bir kez daha Dursun ustanın ellerini öptü. Ardından derin bir nefes alarak odadan çıktı.

Her gün giderek daha da güzelleşen bir hayatı vardı. restorandan dışarıya çıktığında başını gökyüzüne kaldırıp gözlerini yumdu. Esen rüzgarın içine işlemesine izin verdi.

ATEŞ VE BARUT (ARA VERİLDİ) ~ Adım Adım Mutluluk-2Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt