Ateş ve Barut ~ 34

5.7K 422 195
                                    

Heeellloooo :D bir güncük de olsa erken bölüm sürprizi yapmak istedim. Umarım sevinmişsinizdir :)) 

İnşallah keyif alacağınız bir bölüm olur. Boooollca yorum bekliyorum. Oy vermeyi unutmayın olur mu? 

Öpüldünüüz. :*

Keyifli okumalar. 

-

Herkes doktora bakarken ne olduğuna dair meraklanmaya başlamışlardı. Zeynep herkes odaya doluşunca kaşlarını kaldırdı. 'Doktor bey bir şey mi oldu?'

Doktor içtenlikle gülümsedi. 'Evet Zeynepcim.'

İlhan doktorun gülümsediğini bile görememişti, korktu. 'Kötü bir şey mi var?'

Doktor kafasını sağa sola sallayıp Zeynep'in gözlerine baktı. 'İlik bulundu.'

-

Zeynep gözünü kırpmadan doktora bakmaya devam ederken İlhan beklenmeyecek şekilde bir kahkaha atıp doktoru omuzlarından tuttuğu gibi kendisine çevirdi. 'Gerçek mi bu?'

Doktor güldü. 'Evet.'

İlhan o an ne söyleyeceğini ne yapacağını bilemedi. Nasıl sevineceğini, bunu dışarıya nasıl yansıtacağını bile bilmiyordu şu an.

Gülerek tekrar doktora sarıldı. 'Çok teşekkür ederim. Çok! Çok teşekkür ederim.'

Adamı bırakır bırakmaz ağlamakta olan Zeynep'i gördü ve hemen kıza yaklaştı. Yüzünü avuçlarının arasına aldı. 'Ağlama. Ağlama, bak ben sana ne dedim?'

Zeynep kendisini durduramıyordu. Hem ağlayıp hem güldüğü için deli gibi görünüyordu ama ne yapması gerektiğini kestiremiyordu. 'İlhan.'

İlhan kızın saçlarını okşadı. Zeynep ellerini yüzüne kapatıp hıçkırarak ağlamaya başladı. 'İnanamıyorum.'

İlhan kızın başının üzerine sıkı bir öpücük bıraktıktan sonra ayağa kalktı. Öyle bir mutluluk patlaması yaşıyordu ki tüm dünyaya haykırsa bitiremezdi içindeki duyguyu. Yerinde duramıyordu.

Ellerini yüzüne kapatıp kafasını tavana çevirdi. Tekrar gülmeye başladı.

Zümrüt ağladığı yerde ilk başta Sevda'ya sarıldı. Şu an odada ağlamakta olan herkesin gözyaşlarının sebebi bu kez mutluluktu. Sevda'yı bıraktıktan sonra Zeynep'in yanına oturup kızın ellerini tuttu. 'Tamam ağlama artık.' Ağlama diyordu ama kendisi de ağlıyordu.

Zeynep şu an başka bir boyuttaydı. Hiçbir uzvu tutmuyor, hiçbir şeyi algılayamıyor gibiydi. İçini kaplayan sadece koca bir mutluluktu. Gerçi hissettiği şey mutluluk kelimesine sığdırılamayacak kadar büyüktü.

Göğsü hissettiği duygunun büyüklüğü ile çoktan ağrımaya başlamıştı bile.

Kafasını sağa sola salladığı yerde gülmeye başladı. Ellerini göğsüne bastırdı. 'Gerçek mi bu ya?' gözlerini silip derin derin nefesler almaya başladı.

Zümrüt gülümsedi. 'Ahh çok şükür ya rabbim.'

Zeynep'in gözleri o an birbirlerine sarılmış ağlayan ikiliyi buldu. Safiş hem gülüyor, hem de ağlayan Meryem'i teselli ediyordu. 'Uy arkadaşuum, ne çok ağladun şimdiye kadar. Artuk gülecesun.'

Meryem gülümsedi. 'İnşallah, inşallah.'

Zeynep annesi ile göz göze geldi ve tekrar ağlamaya başladı. Meryem hemen kızına sarıldı. 'Güzel gözlüüm. Annem, ağlama kızım. Geçti her şey.'

Doktor hâlâ gülüp ağladıkları yerde birbirlerine sarılanlara baktı. 'Odayı bu kadar işgal ettiğimiz yeterli.'

Herkes bir anda doktora döndü. Doktor gülümsedi. 'Bundan sonraki süreç şimdiye kadar geçirdiğimiz zamandan daha da önemli. Nakilden önce Zeynep'in kesinlikle hasta olmaması lazım. Bu durum sizin kadar bizim de işimizi çıkmaza sokar. O yüzden sizleri dışarıya alalım.'

ATEŞ VE BARUT (ARA VERİLDİ) ~ Adım Adım Mutluluk-2Where stories live. Discover now