Ateş ve Barut ~ 18

7.6K 446 197
                                    

Geldiiiimmm :D Gecikmeli de olsa bölümümüz burada. Beklediğiniz için hepinize çook teşekkür ederim. Çok değerlisiniz. En değerlisiniz. 

Uzunca bir bölüm oldu. İnşallah beğenirsiniz. Yıldıza basıp oy vermeyi ve yorum yapmayı nolur unutmayın. 

Sizleri seviyorum. Keyifli okumalar. 

Öptüüümm.

*********

İlhan gözlerini yumup kızı yeniden kendine çevirdi ve kulağına eğildi. Sinirlenmişti. Zeynep kendini geri çekmemeliydi. Birlikte, yorgunluktan ayrılmalıydı dilleri.

Boğuk sesi Zeynep'in kulaklarına ulaştı. 'Evet bu sondu Zeyno. Bir daha benden bir adım görmeyeceksin.'

-

İlhan'ın buz gibi gelen sesi ile bedeni, dudaklarının yokluğu ile dudakları dondu Zeynep'in. İlhan'ın ifadesiz bakan gözleri karşısında ne diyeceğini, ne yapacağını bilemedi. Şimdi kendini geri çektiği dudaklara bir daha ulaşmak istedi, yapamadı.

Kendisi kapıya dayanmış öylece dururken, İlhan iki adımda yanından uzaklaştı.

Kesik kesik nefesler almaya devam ettiği yerde, kendine gelip dik durmaya çalıştı. İlhan o sırada kapıyı aralayıp dışarıya çıktı. 'Daha geç olmadan gitmemiz lazım.'

İlhan'ın sesi öyle soğuktu ki, Zeynep'in bedeni kaskatı kesilse yeriydi şu an. Tam olacak noktadayken, her şeyi olmaza sokmakta neydi böyle? İçinden kendine kızdığı yerde yavaşça arabaya bindi.

Kafasını kaldıramadı. Hatta rahatça nefes bile alamadı.

İlhan yolda ilerlediği sırada gözünün ucuyla Zeynep'e baktı. Biraz önce bedenine dalga dalga yayılmış olan sinir, Zeynep'in üzüntüyle yüzünün düştüğünü görünce anında yok oldu. Bedeninin üzerine ağır bir acı kasveti çöktü.

Onu üzgün ya da mahcup görmek istemiyordu. Gülerken, severken görmek istiyordu. Ama yine de kızmıştı işte bir kere. Ne olurdu o kapının ardında dilleri buluşmuşken, sonrasında o kapının önüne elleri buluşmuş şekilde çıksalardı?

Çok güzel olurdu da, Zeynep hanımın an'ı bozası tutmuştu. Eh bundan sonra azıcık burnu da sürtebilirdi değil mi?

-

Apartmanın önüne geldiklerinde, Zeynep usulca arabadan indi. Kapıyı kapattıktan sonra kafasını camdan içeriye hafifçe uzattı. 'Sen bekleme git istersen. Ben kendim geçerim şirkete.'

Önce Zeynep'e sonra önüne bakan İlhan, hafifçe kafa salladı. 'Tamam, toplantıda görüşürüz.' Ardından hiç beklemeden geldiği hızla evin önünden uzaklaştı.

Bunun olmasını beklemeyen Zeynep arabanın arkasından uzun uzun baktı. Normalde yaşamaları gereken sahne bu değildi. Zeynep git dese de, İlhan itiraz edip beklemeliydi değil mi?

Ama olmamıştı. Kendisine kızarak yerdeki taşa ayağının ucuyla vurdu. 'Hak ettin Zeynep hak ettin! Kıskandırmak dedin, sevdiğini söyletmek dedin. Yetmedi güzelce öpüştükten sonra kendini geri çektin. Bir daha olmayacak dedin. Yedin mi şimdi son Osmanlı tokadını? Al sana plan! Al sana program!'

Söylene söylene evine çıktı. İçinden bağıra bağıra ağlamak geliyordu ama yapamadı. Aslında bir ara yapsa çok güzel olurdu ama şimdi ne yeri ne zamanıydı.

Odasına girdiğinde annesi arkasından geldi. 'İş var deyip gidince aramadım annem ama merak ettim. Niye haber vermiyorsun gelmeyeceğini?'

Zeynep yatağının üzerine oturdu. 'Gelecektim. Çok yorulup uyuya kalınca haber de edemedim. Özür dilerim.'

ATEŞ VE BARUT (ARA VERİLDİ) ~ Adım Adım Mutluluk-2Where stories live. Discover now