Neden bilmiyorum ama yine kendimi suçlu hissettim. Sanki bunu yaşadığım için suçlu olan bendim; sanki onun bana tecavüz etmeye çalışması benim yaptığım bir yanlış yüzünden olmuştu. Anneme daha fazla bir şey söylemek istemediğim için merdivenlerden koşarak odama çıktım. Arkamdan seslendi ama peşimden gelmedi.

Biraz ağladım, biraz odamda ne yapacağımı bilemeyerek oradan oraya yürüdüm. Ne yaparsam yapayım ne düşünürsem düşüneyim içimdeki rahatsız edici his geçmiyordu. Uyuyabilseydim iyi olurdu belki ama uyuyabilecek halde de değildim. Kendimi kimsesiz ve kaybolmuş gibi hissederken elim telefonuma gitti ve parmaklarım Ayaz'ın isminin üstünde durdu. Güvenli.

"Gamze?" Telefonun ucundan sesini duyunca tuttuğum nefesimi dışarı bırakıp gözlerimi elimin tersi ile sildim.

"Ayaz..." dedim sadece. Ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Neden aradığımı ve onun beni ne yaparak daha iyi hissettirebileceğini de bilmiyordum. Sadece ona ihtiyacım olduğunu biliyordum.

"Ağlıyorsun," dedi. Bu bir soru değildi; neden ağladığımı sormuyordu. "Yanına geliyorum."

"Hayır!" dedim bir an panikleyerek. "Yani evet ağlıyorum ama iyiyim merak etme. Sadece sesini duymak için aradım. Gelmene gerek yok."

"Geliyorum," dedi itiraz kabul etmez bir şekilde. "Neden ağladığının bir önemi yok her şekilde gelip seni göreceğim."

Neredeydi bilmiyordum ama yürümeye başladığı için nefes sesleri değişmişti ve araba sesleri gelmeye başlamıştı telefonun diğer ucundan. Gelmesini her ne kadar istiyor olsam da buraya gelmesinin hiçbir anlamı olmayacaktı çünkü ne ben dışarı çıkabilecektim ne de o içeri girebilecekti.

"Sadece annem ile tartıştık Ayaz gerçekten gelmene gerek yok," dedim hızlı hızlı. "Gelsen de görüşemeyiz zaten. Evden çıkmam mümkün değil."

Araba kapısının açılma ve kapanma seslerini duyduktan sonra motorun gürültüsü geldi. Bu ses ile omuzlarım düştü.

"O zaman seni oradan kaçırırım," dedi gayet ciddi bir şekilde. Çoktan yola çıkmıştı. "Hazırlan," diye ekledi sonra. "Bu gece yasakları çiğneyeceğiz."

"Ne-" derken telefonu yüzüme kapattı. Telefon ekranına şaşkın şaşkın bakıp kaldım. Annem ile tartışmamız gerçekten aklımdan uçup gitti bir anda; şimdi sadece Ayaz için endişelenmeye ve ister istemez heyecanlanmaya başlamıştım.

Yasakları çiğnemek...

Ne demekti şimdi bu? Nereye gidecektik? Asıl soru ben evden nasıl çıkacaktım? Söylediğini bir şekilde yapacağına emin olduğum için önce hazırlanmaya karar verdim. Nasıl bir şey giymem gerektiğini de söyleyip öyle kapatsaydı keşke telefonu! Dolabımın önüne dikilip kapağı açtım ama kapım tıklatılınca hemen geri kapattım ve gözlerimi odamın kapısına diktim.

Kapının arkasından Adnan Bey'in kalın sesi gelince kalbim korkuyla hızlandı. "Girebilir miyim?"

Bu saatte odama gelmesi iyi bir şey için olamazdı ama ses tonu normalde olduğundan biraz daha yumuşak geldiği için ve odama bir anda girmek gibi bir saygısızlık yapmayıp izin istediği için biraz rahatlamaya çalıştım. Sonra aklıma beni tehdit ettiği gelince anlık rahatlama hissi bedenimi tekrar terk etti.

Gelmesini her ne kadar istemiyor olsam da merak duyguma yenip düşüp, "Evet?" diye seslendim kuru bir sesle.  Ağladığım için sesim kırık çıkıyordu.

Odama girdikten sonra arkasından kapıyı kapatması kaşlarımı çatmama sebep oldu ama ondan korktuğumu belli etmemek için duruşumu bozmadım. Konuşması için ifadesiz tutmaya çalıştığım yüzümü yüzüne dikip bekledim.

ZEHİR (1)Where stories live. Discover now