11. BÖLÜM

294K 6K 635
                                    

11. BÖLÜM

Öğle arasına kadar revirde dinlenip başımdaki ağrının dinmesini beklerken Çınar ve Ebru da teneffüste yanıma gelip şok olarak yaşadığım şeyleri dinlediler. İkisi de Ayaz'ın tuhaf olduğunu düşünüyorlardı ve ondan uzak durmam gerektiğini söylüyorlardı.

Ben sigara içen insanlara bile burnumu kırıştırarak bakıp uzaklaşan biriyken şimdi sandığından daha kötüyüm diyen çocuktan uzak kalmak istemiyordum. Bazen insanın karşısına biri çıkıyordu ve tüm düşünceleri alt üst oluyor, önemini yitiriyordu. Doğruları ve yanlışları değişiyor ve birbirine karışıyordu. Bana olan da buydu.

Öğle arasında Çınar ile Ebru kantine giderlerken -benim sayemde onlar da yakınlaşmış oldular- ben de fen laboratuvarına gittim.

Ayaz'ın kendisi hakkında söylediklerini şimdi daha fazla düşünmek istemiyordum; yalnız olduğum ve kimsenin beni görmediği bir anda düşünüp kahrolmayı planlıyordum.

Gözümdeki morluk gittikçe daha kötü bir hâl almıştı ama ağrı kesicinin, gözüme sürdüğüm merhemin ve buz torbalarının etkisinden olsa gerek kendimi daha iyi hissediyordum.

Okuldaki kuralları umursamayan Ayaz'ın cezaya gelmeyeceğine neredeyse emindim ama ikisi de benden önce laboratuvara gelmişlerdi. Kapıda bir an şaşkınlıkla duraksayıp iki ayrı köşede durmuş her an birbirlerine saldırmayı bekleyen Ayaz ve Anıl'a baktım. Gerçekten zor bir ceza olacaktı.

Kapının önünde durmuş onlara bakarken arkamdan Derya hocanın boğazını temizleme sesi geldi. Bu ses ile birlikte Ayaz ve Anıl da benim geldiğimi fark edip bana bakmaya başladılar.

"Daha iyi misin Gamze?" diye sordu Derya hoca yüzüme bakarken. Birlikte laboratuvara girdik. "İyiyim hocam," dedim.

Derya hoca şefkatli bir tavırla omzuma dokunup gülümsedi ama benim de bu cezayı almam gerektiği konusundaki düşüncesinden taviz vermedi.

"İş bölümü yapmaya ve sizi kontrol etmeye geldim," dedi. Laboratuvarın iki köşesinde dikilen Ayaz ve Anıl'a tek tek baktı sonra. "Gamze sen yerleri ve masların üstlerini sil," dedi.

Etrafa hızlı bir bakış attım; yerlerde ve masalarda ne olduklarını bilmediğim izler vardı ve kolay çıkacaklarmış gibi görünmüyorlardı. Laboratuvarda kullanılan araç gereçler ise dolaplarda ve masaların üzerinde dağınık halde duruyorlardı. Tam bir karmaşaydı.

Neden terk edilmiş gibi görünen bir fen laboratuvarı  olduğunu ve neden temizlenmediğini düşündüm kirlere bakarken. Ceza alan öğrencilerden başka burayı temizleyecek kimse yok muydu acaba okulda?

"Ayaz da sana yardım etsin," diye devam etti. Anlaşılan bu görevde tek başıma olacaktım. "Anıl sen de malzemeleri düzenle. Gamze gel benimle sana temizlik malzemelerini göstereyim."

Asıl cezayı hak eden iki erkekken neden ceza alan tek kişi benmişim gibi davranılıyordu bilmiyordum ama bir şey söylemeden Derya hocanın arkasından gittim. Kendimi iki çocuğu kavga etmiş bir anne gibi hissediyordum. Rahatsız ediciydi.

Neyseki temizlik malzemeleri bulunan temizlik odası bulunduğumuz kattaydı; merdiven inip çıkmak zorunda kalmadım.

Temizlik için ihtiyacımız olan malzemeleri aldıktan sonra laboratuvara geri döndüm. Kapıyı sırtım ile iterek açıp içeri girdikten sonra önümü döndüm. Ayaz Anıl'ın yakalarına sarılmış ve duvara yapıştırmıştı. Anıl Ayaz'ı itmeye çalışıyordu ama kıpırdatamıyordu bile.

Elimdeki kovaya sertçe yere bırakınca boş laboratuvarda kovanın yere çarpan sesi gürültüyle yankı yaptı. Kovadaki su biraz dalgalandı ama yere sıçramadı. Ayaz yandan bana bakıp burnundan solurken Anıl'ın yakasını sertçe bırakıp geri çekildi.

ZEHİR (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin