Suretin ve Harflerin Rûhu

60 9 5
                                    

Her Suretin Bir Rûhu Vardır:
Rifâa b. Râfi’den; Biz Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem ile Birlikte Namaz Kılıyorduk. Rasülullah Efendimiz Başını Rükûdan Kaldırınca, “Semiallahu Limen Hamideh / Allah Kendisine Hamd Edeni İşitir.” Dedi. Onun Arkasında Namaz Kılan Cemaâtten Birisi, “Ey Rabbimiz! Mübârek ve Tertemiz Hamd Sana Mahsûstur.” Dedi. Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimiz Namazı Tamamlayınca Sordu, “Az Önce Bunları Söyleyen Kimdi?” Bunları Söyleyen Zât, “Ben!” Dedi. Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimiz Buyurdu ki, “Otuz Şu Kadar Melek Gördüm ki, O Söylediğin Sözün Ecrini Yazmak Üzere Yarış Ediyorlardı...”

Hadîsin İşârî Manâsı ve Tasavvufî Izâhı:
Bilmek Gerekir ki Her Suretin Bir Rûhunun Bulunduğu Şer’an ve Keşfen Sabittir. Rûhun Eserleri, İnsanların Ekserisine Göre, Bâzen Suretin İçerisinde Gizlidir, Bâzen de Zâhirdir. Şu Şartla ki; Suretin Rûhu Bir Başka Rûha Muttasıl Bir Rûh Yardımıyla Desteklenir. Bu Konuda Kitap ve Sünnette Şer’î Bâzı Nasslar Vârid Olmuştur.
Bunu Anladıktan Sonra Şunu da Bilmek Gerekir ki, Amellerin ve Sözlerin Suretleri Birtakım Arazlardan İbârettir. Bunlar Kendilerine Eşlik Eden Rûhların Desteğiyle Yükselir ve Bakâ Kazanırlar. Amel Sahiplerinin Rûh ve Niyetleri İlim ve Sağlam İnançlarına Tâbi Himmet Bağlarıyla Desteklenmek Suretiyle Olur. Harf ve Kelimelerin Madde ve Terkip Açısından, Yazı ve Telaffuz Şeklindeki Suret Aracılığıyla Rûhlarından Zâhir Olan Birtakım Hususiyetleri Vardır. Bunun Sıhhatine Nebîler ve Velîler Tahkiki Şühûd ve Mükerrer Tecrübelerle Şahiddir.
Bunlar Sağlam Anlaşıldıysa, Rasül-i Ekrem Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimizin, “Otuz Şu Kadar Melek Gördüm ki, O Söylediğin Sözün Ecrini Yazmak Üzere Yarış Ediyorlardı...” Hadîs-i Şerifinin Sırrını Daha İyi Anlarsın. Çünkü Hadîste Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem’in Arkasındaki Sahâbînin Söylediği Duâ Lâfızlarından Oluşan Sözün Harflerinin Toplamı, Otuz Üçtür. Her Harfin Söyleyiş Sırasında Suretini İbkâ ve İsbât Eden Bir Rûhu Vardır. Suretler Rûhlarla Bakâ Kazanır. Amellerin Suretleri Amel Yapanların Niyetleri, Nefislerinin Yönelişleri, İlim ve Sağlam İnanca Bağlı Himmet Bağlantısı Sayesinde Bakâ Kazanır ve Amel Sahibinin Himmetinin Gâyesine Göre Yükselir ve Semere Verir. Şimdi İyice Anla ki, Allah Rasülu, “Ben Otuz Şu Kadar Melek Gördüm, Birbirleriyle Yarışıyorlardı...” Buyurmuştur. Hadîsteki “Bid” Kelimesi, Arapçada Üçten Dokuza Kadar Olan Sayılar İçin Kullanılır. Hadîste Geçen Lâfızda Otuz Üç Harf Olduğunu İyice Düşünürsen, İşin Doğrusuna Vâkıf Olursun İnşaAllah.

Harflerin Rûhları:
Râvî Anlatıyor; Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimiz Namaz Kılıyordu. O Sırada Bir Adam Geldi ve Nefesi Daralarak Aksırdı ve “Allahû Ekber! Elhamdülillâhi Hamden Kesîran Tayyiben Mübâreken Fih / Allah En Yücedir! Sınırsız, Tertemiz ve Mübârek Hamd Allah’a Mahsûstur.” Dedi. Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimiz Namazını Tamamlayınca, “Birtakım Kelimeler Söyleyerek Konuşan Hanginizdi?” Diye Sordu. Hiçbir Kimse Ağzını Açıp Cevap Vermeyince Rasül-i Ekrem Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimiz, “Bunları Yapan Kimse Kötü Bir İş Yapmış Değildir.” Buyurdu. Bunun Üzerine O Adam, “O Sözleri Söyleyen Bendim Yâ Rasülullah!” Dedi. Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimiz Buyurdu ki, “Ben On İki Melek Gördüm. Bu Sözün Ecrini Semâya Ref’ Etmek İçin Yarışıyorlardı...”

Hadîsin İşârî Manâsı ve Tasavvufî Izâhı:
Bu Hadîs, Bir Önceki Hadîsle Aynı Anlamı Taşır. Ancak Aralarında Çok İnce Bir Fark Vardır ki, O da Şudur; Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimiz O Kelimeleri Oluşturan Otuz Üç Harfin Hepsine İtibâr Ederek Harflerin Sayısı Kadar Melek Gördüğünü İfâde Buyurmuştur. Bu Melekler, Harflerin ve Kelimelerin Rûhudur. Bu Hadîs-i Şerifte Mükerrer Harfler Nazar-ı İtibâra Alınmamıştır. Mükerrer Harfler Çıkığında Bu Cümlenin Harf Toplamı On İkidir. İyice Düşünüp Zihnini Yorarsan İşin Doğruluğunu Bulursun.
Burada Dikkat Çekilmesi Gereken Bir Nükte Daha Vardır ki, O da Şudur; İlm-i Hurûfa Âşinâ Olan Tahkik Ehli Kimseler İttifâk Etmişlerdir ki, Elif Tam Bir Harf Değildir. Çünkü Elif, Harflerin Mahreçlerinden Birindeki Bir Maktaa Mahsûs Harf Olmayıp Sesin Uzamasından İbârettir. Elif Bütün Harflerin Ana Maddesidir. Tam, Muayyen ve Müstakil Bir Harf Değildir.

Tam Harf, Yazılış ve Söylenişte Müstakil, Surette Ortaya Çıkan, Taayyünü Bulunan Bir Harftir. Elif ise Böyle Değildir. Çünkü Elif Yazıda Vardır, Söylenişte Bulunmaz. Hemze ise Onun Aksinedir. Hemze Söylenişte Vardır, Yazıda Görünmez. Hemze ve Elifin Toplamı İlm-i Hurûf Ulemâsı Nezdinde Tek Harf Eder. Bu Yüzden Onlar Derler ki; Elif, Hemzesiz Tek Başına Tam Bir Harf Sayılmaz. Hadîste Geçen Mükerrer Harfleri Saymadığın ve Elifi de –Yukarıda Açıklandığı Gibi– Müstakil Harf Kabûl Etmediğin Zaman, Buradaki Harf Sayısı On İki Olur, Fazla Değil. Böyle Olunca da Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimizin On İki Melek Görmesinin Hikmetini Anlarsın. Önceki Hadîste Söylediklerime İlâveten Bu Hadîsin Yorumunda Söylediklerimi de Ekler ve İkisini Birden İyice Düşünürsen, İnşaAllah İsâbetli Bir Sonuca Varırsın.
Denilecek Olursa ki, “Sen Bu Hadîste Elifin Tam Bir Harf Olmadığını Açıkladın. Hemzenin de Ona Benzediğinden Bahsettin. Öyleyse İlk Hadîste, “Otuz Şu Kadar Melek...” Tâbiriyle Elif Harfi Nasıl Nazar-ı İtibâra Alındı? O Eliflerle Bu Sayı Nasıl Tamamlandı? Şimdi Bu Rivâyette ise On İki Melek Lâfzı Var?”
Cevaben Derim ki; Bu İki Farklı Rivâyet Hazreti Peygamberin Nebevî Kemâlatına Delildir. Çünkü Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimiz, “Cevâmiu’l-Kelim” Bir Sıfatla Gönderilmiştir. O, Birinci Hadîste Herkesin Anlamasını ve Anlayışına Uygun Düşmesini Sağlamak İçin Zâhirî Ölçülere Riâyet Ederek Harflerin Tamamını Belirtti. İkinci Hadîste ise Avâmın Anlamasını Naza-ı İtibâra Almadan İlm-i Tam ve Tahkikin Hükmüne Uydu. Birinci Hadîs Avâm İçin Bir İrşâd, İkincisi ise Havâs İçin Bir Uyarıdır. Bu İnceliği Artık Anlayıver.

Harflerin Sıralarına Dâir, Bu İki Hadîsin Yorumunda Anlattıklarımı Teyit İçin Müslim’in Ebû Ümâme’den Rivâyet Ettiği Şu Hadîse Dikkat Çekmek İsterim. Ebû Ümâme Der ki; Allah Rasülunun Şöyle Buyurduğunu Duydum, “Kur’an-ı Kerîm Okuyunuz. Çünkü Kur’an-ı Kıyâmette Ashâbına Yani Onu Okuyanlara Şefaât Edecektir. Kur’an’ın Çiçeği Mesabesinde Olan Bakara ve Âl-i İmrân Sûrelerini Okuyunuz. Onlar da Kıyâmette Bulut veyâ Gölge Gibi ya da Sıra Olmuş İki Küme Kuş Gibi Gelir Ashâbının Etrâfını Çevirirler ve Ona Sahiplenme Konusunda Birbirleriyle Çekişirler...” Bir Başka Rivâyette, “Bu İki Sûre Küme Hâlinde İki Grup Olarak Gelir ve Ashâbına Sahiplenme Konusunda Birbirleriyle Mücadele Ederler...” Bu Hadîsteki Saf Olmuş Kuşlar, Harflerin ve Kelimelerin Rûhlarından Kinayedir. Bulut ve Gölge ise İki Sûreden Her Birinin Ahadiyyet-i Cem’deki Suretleridir.

Bunu Böyle Bilir ve Düşünürsen, İnşaAllah Doğruyu Bulursun. Bu Konudaki Hüküm, İşin Üç Şeyle Sınırlı Olduğunu Bilmendir.
1. Allah Rasülu Birinci Hadîste Mükerrer Olan Fakât Söylenen Harfleri Nazar-ı İtibâra Alarak Harflerin Tamamı İçin Rûh Bulunduğunu Belirtmiştir.
2. İkinci Hadîste Mükerrer Harfleri Nazar-ı İtibâra Almadan Söylenen Harfleri Saymıştır.
3. Üçüncü Bölümde Harflerin Sayısına Değil, Kelimelerin Sayısına İtibâr Edilmiştir.

Benim Dikkat Çektiğim Konuları İyice Düşünürsen İşin Benim Anlattığımla Sınırlı Olmadığını Anlarsın. Nebevî İşâretleri Tetebbu’ Edersen, Hükmün Düzgünlüğünü, Eğri Olmadığını Anlarsın. Allah Doğruyu Gösterendir.

BİR OKU BİN DÜŞÜNWhere stories live. Discover now