Hakikatin Gölgesi

33 6 0
                                    

Allâh(cc) Adem(as)'i nurdan yaratmak isteseydi, ışığı gözleri alır;
görünüşünün güzelliği akılları durdurur;kokusu nefesleri kesecek bir şekilde yaratırdı. Onun için devamlı boyun eğen insanlar kılsaydı, meleklerin yükleri ve musibetleri hafiflerdi. Fakat Allâh(cc) yarattıklarını onun aslından bilmedikleri bazı şeylerle; hayırlılarını ayırmak, büyüklenenleri içlerinden kovmak, kendini beğenmişleri onlardan uzaklaştırmak için imtihan etti. { Hz.Ali (kv) }

Bilmelisin ki, gerçekte öğreten ve muallim olan Allâh(cc)'tır. Bütün âlem bilgi alan ve ihtiyaç sahibi bir talebedir. Onun kemali budur. Bu nitelikte olmayan kimse, hiç kuşkusuz, kendisini bilmemiş demektir.Kendini bilmeyen ise, hiç kuşkusuz, rabbini de bilmemiştir. Bir şeyi bilmeyen o şeye hakkını veremez. Bir şeye hakkını vermeyen ise, hiç kuşkusuz, hüküm bakımından bilgi elbisesinden soyutlanmış demektir. Öyleyse üstünlük ve şerefin bilgide olduğu açıktır. Onu bilen ise bilgisine göre davranır: Bilgisi Hakka karşı bir şeyi yapmayı gerektiriyorsa,onu yapar; yaratıklara karşı bir amel yapmasını gerektiriyorsa, onu yapar.
Öyleyse bilen insan, bir eğrilik ve engebenin görülmediği beyaz ve düz bir alanda yürüyen kimsedir.

En garip işlerden birisi Hakkın insan vasıtasıyla gizlenmesi ve artık görülmeyişidir.Bilinmek için de insan vasıtasıyla zuhur eder ve böylece bilinir.Bu sayede insan perde olma halini ve zuhuru kendinde toplar: insan izhar eden-gizleyen,keskin-kör kılıçtır.Hak bu durumu ondan görür, çünkü bu özellikte onu yaratmıştır. İnsan da kendinden bunu görür, çünkü kendinden habersiz kalmaz. Aynı zamanda insan kendisine ulaşılamayacağını bildiği şeye ulaşmak isteyendir. Öyleyse insan, kendisinden gerçekleşmesini irade etmediği bir fiili bir kimseye emrederken Hak gibidir.Bu durumda Hak, Müriddir ve değildir.
Öyleyse Hak bizim gözlerimizin sedefi olmasaydı, biz O'nu bilmenin sedefi olmazdık. Sedefte inci oluşur.
Öyleyse inci ve sedef varlıkta oluşurlar ve varlık O'ndan başkası değildir. Fakat bu durum bize gizli kalmıştır.Bu gizlenme bir koruma gİzlenmesidir.Sonra bizi izhar etmiş ve bize bizimle tanınmıştır.Allâh(cc) bizi kendisini tanımak üzere bize yönlendirmiştir.Biz kendimizi tanıyınca,kendisini bilmeye perde olduk.Öyleyse iş inciyi örten sedefin dışına çıkmamış olsa bile zaman zaman çıkar.

Hâk'tan bütün isimlerin çıkmasını sağlayan baş isim, büyük insandır (insan-ı kebir). O ise, insan-ı kâmildir, isimlerin başı insan olduğuna göre, sufilerin yolunda isimlerin başının da onunla açıklanması yerindedir. Çünkü Allâh(cc) Adem(as)'e kendi (Adem'in) zâtından bütün isimleri zevk yoluyla öğretmiş ve tümel bir şekil de ona tecelli etmiştir. Bu dununda ilâhî mertebedeki her isim Âdem'de ortaya çıkmış, Âdem de Yaratıcısının bütün isimlerini kendi zâtından öğrenmiştir.

BİR OKU BİN DÜŞÜNOnde as histórias ganham vida. Descobre agora