Bölüm ~12~

250 16 0
                                    

Yatağa uzanmış. Burak ile yaşadığım şeyleri, Cemre'nin anlattıklarını düşünüyordum.
Düşündükçe içim içimi yiyor, biraz hava almaya karar verdim. Anneme söyleyip evden dışarı çıktım.
Kızları aramadım çünkü tek kalmaya ihtiyacım vardı.
Sahilde yürümeye başladım. O sırada telefonum çaldı. Ekranına baktığımda Burak arıyordu. Direk meşgule attım. 3-4 defa arayınca telefonu tamamen kapattım. Şuan onunla konuşmak istemiyorum, eğer konuşursam kendimi tutamayabilirdim.

Birden kolumdan biri kendine çekti beni. Çığlık atmaya başladım, ağzımı kapattı, kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda karşımda Burak'ı gördüm.
"Ne-ne işin var senin burda" dedim korkarak.
"Neden telefonlarım açılmıyor" Dedi oda sinirle.
"Senle konuşmak istemediğimden olabilir mi"
Karşılık olarak kaşlarını çattı ve yüzüme dik dik bakmaya başladı.
"Neden" Dedi soğuk bir şekilde.
Biraz düşündüm, acaba söylemeli miyim.
"Neden bu kadar ısrar ediyorsun, hem unuttun galiba, benim bir sevgilim var"
"O heriften ayrılacaksın" Dedi bağırarak.
"Sanane benden, Burak senin amacın ne" dedim. Onu gibi bağırarak.
Sustu. Cevap vermedi. Bende devam ettim.
" ne yapmak istiyorsun, benide Cemre gibi kullanıp bırakmayı mı düşünüyorsun, zaten o gün dalga da geçmiştin, baya eğlendin benle sen Ya" dedim bağırmaya devam ederek, etraftakiler bize bakıyordu, ama hiç biri şuan umrumda değildi.
Burak kolumu tutup sıkmaya başladı.
"Ağzını topla, yoksa ben çok güzel toplarım" gözünden ateş çıkıcak cinstendi.
Kolumu sıkmaya devam ediyordu. Canım yanmaya başlamıştı.
"Canımı acıtıyorsun, bırak kolumu" dedim, bağırarak. Ama o beni duymuyordu sanki, kolumda parmaklarının izi çıktığına emindim.
"Bırak kolumu, canım yanıyor" diye daha çok bağırdım. Bu kez duymuştu beni, hemen çekti elini kolumdan.
"Ö-özür dilerim, ben canını yakmak iste-"
"İstedin, sen benim canımı yakmak istedin, sen bunu seviyorsun, bundan da vazgeçemiyorsun" dedikten sonra gözümden yaşlar akmaya başladı. O sadece yüzüme bakıyordu. Zaten başka hiç bir şeye yaramıyor, anca yüzüme bakıyordu.
Omzuna çarparak çıktım gittim yanımdan, o öylece orda kalmıştı.
"Ne-Nefes" diye peşimden koşmaya başladı.
Durdurdurmak için kolumdan tuttu. Kolumu tuttuğu gibi kendine çekti ve sarıldı.
Neden yapıyorsun bunu ben senden kaçtıkça sen neden bana yakınlaşıyorsun, her yakınlaştığında neden kalbimi paramparça ediyorsun.
Nefesini içine çektiği belliydi, nefes alış sesleri geliyordu. Bende gözlerimi kapattım. Şu an onu itmeye gücüm yoktu,ama sarılamazdımda hiç bir şey yapmadan öylece durdum.
Sonra gücümü toplayıp ittim onu. Ve yanında koşarak uzaklaştım.
Hemen eve gittim. Odama girdim. Yatağa yatıp uyumaya çalıştım,eğer uyumasam kafayı yerdim. Ama İlk Aras'ı aramam gerekirdi. Aradım. Telefon açıldı.
"Aras"
"Efendim aşkım"
"Ben sana bir şey söylemek istiyorum" dedim kekeleyerek. Ve devam ettim.
"Be-ben  ayrılmak istiyorum. Yanlış anlama sen gerçekten çok iyi insansın, ama nasıl diyim bizden olmuyor, sen gerçekten bende daha iyi kızlara layıksın, çok özür dilerim, beni affet." diyip cevap vermesini beklemeden kapattım telefonu.

Olanları düşünmemem lazım Yoksa kafayı sıyırtacaktım. Uyumaya çalıştım.
10 15 dakika sonra uykuya daldım.

Kalktığımda herkes uyumuştu.mutfağa su içmeye kalktım. Sonra odama geri dönerken cam kırılma sesleri geldi dışarıdan. Hemen koşup pencereden baktım. Bir adam arabasının camlarını yumruklamış, elleri kanlar içimdeydi, bir kez daha yumruk atarken yüzünü görme şansım oldu.
"Bu, bu-Burak" diyip hemen mahalleye indim. Elleri kanlar içindeydi. Hemen yanına koştum.
"Burak, napıyorsun" dedim şaşkınlıkla.
"Hiç birşey" Dedi soğuk bir tavırla.
"Elin çok kötü kanıyor" dedim elini tutarak.
"Bir şey olmaz bana" diyip elini çekti.
"Gel yukarı, temizleyelim, lütfen hadi gel"
Biraz düşündükten sonra kafasını salladı.
Binaya doğru yöneldik. Evin kapısını açıp odama girdik. Evden biri bu yaptığımı yakalarlarsa beni kesin öldürürlerdi.
"Bekle burda, pansuman için malzeme alıp geliyorum." Diyip eczane dolabına gittim. İçinden gerekli malzemeleri alıp odaya geri döndüm.
Burak yatağımın üstünde oturup, etrafa bakıyordu.
Elini tuttum ve üzerine tentiriyot(ne kadar doğru yazdım bilmiyorum) sürdüm. Benim canım yandı ama o sesini bile çıkarmadı. Elini sardıktan sonra malzemeleri geri götürdüm. Çok derin yarası yoktu ama can acıtan yerdeydi.
" teşekkür ederim" Dedi gözümün içine bakarak.
" önemli değil, iyi misin"
Kafasını salladı.
" Neden yaptın" dedim merakla.
"Can sıkıntısı diyelim"
İçim şu an o kadar çok acıyordu ki, hepsi benim yüzümden olmuştu.
"Acıyor mu"
"Evet, öp geçsin"
Biraz duraksadım. Ama yavaş yavaş eline yaklaştım. Ve sargısının üzerine bir öpücük kondurdum.
"Geçti mi" dedim, gülümseyerek.
"Geçti" Dedi oda gülümseyerek.
Tekrar devam etti.
"Bu akşam burda kalıcam, haberin olsun"
"Ne, hayatta olmaz, evden biri görürse öldürler beni"
" kapıyı kilitleriz, kimse görmez" Dedi sakince.
"Burak saçmalama, imkansız bu dediğin"
Ama beni dinlemeyip yatağıma uzandı.
"Senden kurtuluş yok dimi" diyip ayağa kalktım, kapıyı kilitledim.
Sonra bende yanına yattım. Gülümsemeye başladı.
Kollarını belime sardı. Ve saçıma koklayarak bir öpücük bıraktı.
Az önce beni koklamış mıydı o.
Bende kafamı onun boyun çıkıntısına gömdüm.
Ve yaralı elini tuttum.
"Çok güzel kokuyorsun"
Dediği karşısında şaşırmıştım.
"Teşekkür ederim" dedim utanarak.
Tekrar saçıma bir öpücük kondurdu. Bende gözlerimi kapattım.
Sabah nasıl kavga ederken, şimdi yanında uyuyorum.
Ben git gide bu adama bağlanıyorum galiba.
Gözlerimi kapattım. Ama hiç uykum yoktu, zaten daha yeni uyanmıştım. Kafamı kaldırdım Burak'a bakmak için, ama o gözlerini kapatmış, dudağı saçımda duruyordu. Yüzüne baktım.
Uyurken daha tatlı oluyordu, sanki o sert adam gitmiş yerine pamuk gibi adam gelmişti.
"Öyle bakma, zaten çok güzelsin dayanamıyorum"
Bu uyumuyor muydu,
"Saçma sapan konuşma ya" dedim yüzümü geri döndürerek.
Güldüğünü duyuyordum. Bu sefer gerçek anlamda gözlerimi kapatıp uykuya dalmaya çalıştım. Galiba ben, bunun kokusuna alıştım, galiba ben bu adama çok alıştım.

İÇİMDEKİ SENWhere stories live. Discover now