İÇİMDEKİ SEN

~3~ ÇOK GÜZELSİN

Dün gece olanları düşünürken uyuya kalmıştım. Sabah alarmın berbat sesiyle uyandığımda ard arda beddualarımı sıraladıktan sonra yataktan kalktım.
Saate bakmamla birlikte çığlık atmam bir oldu, çok geç kalmıştım.
Hızlıca banyoya gidip rutin işleri yapıp koşarak çıktım.
"Ne vardı ki o kadar geç uyuyacak aptal kafam benim, şimdi koşarsın at gibi bide üstüne üstlük üniversiteyede geç kaldım al birde ilk ders böbrekli Hayriye'nin dersi"

"Böbrekçi Hayriye ne be" diyen kardeşime bakıp, ben az önceki olanları sesli mi söylemiştim yav.

"Sanane be, ergen budalası geç kaldım zaten, oyalama beni"

"Bak bana ergen deme"

"Dersem ne olur"

"Mal gibi okula geç kalırsın" gülerek yanımdan gittiğinde sertçe ayağımı yere vurdum.

"Ergen, ergensin  işte" diyerek  odama girip üstümü değiştirdim. Evden çıkarken son bir kez daha ergen diye bağırarak çıktım.

Merdivenlerden koşarak indiğimde Aleyna'nın ziline elimi basılı tuttum. Aleyna kaşları çatık bir şekilde yanıma geldiğinde söylenmeye başladı.

"Kızım ne diye o kadar zile basıyorsun, senin yüzünden merdivenlerden düşücektim."

"Kötüye bir şey olmaz" diyerek kolundan çekiştirmeye başladım.

"Asıl sen böbrekçi hayriyenin dersine geç kalda, seni çok iyi merdivenlerden düşürür, yemin ederim merdiven doktoru yapar" diye sözüme devam ettiğimde hem koşuyor hem Aleyna kahakaha atıyordu.
Ne var canım yalan mı o karı takmıştı bize, doktor olamadan öldürecekti bizi.

Otobüse bindiğimizde boş olan 2 koltuğa otururken, derin bir nefes aldık, bir gün ölecektim yav şu üniversite yüzünden, yada şu otobüs yada şu durak, en iyisi çalar saat yüzünden ölmekti. Yada onu öldürmekti.

"Aaa bugün buse geliyor"

"Evet dün akşam aradı beni, konuştuk okulda bizi bekliyor"

"Hah iyi tamam" kafamı sallayarak onayladım.

Okulun içine girdiğimizde dersliklere doğru gittik, neyseki daha böbrekçi girmemişti. Kafamı çevirdiğimde buse ile karşılaşmanın verdiği mutlulukta boynuna sarıldım.

"Buse, farkettim de hiç özlememişim seni kız"

"Al benden de o kadar" diyen buseye dudak büzdüm.
Aleyna ile de sarıldıktan sonra sıralara oturduk.

"Ee Serdar eniştemiz nerelerde" diye sorduğumda kafasını bana çevirdi buse.

"Aman kös kös oturuyordu, kantine su almaya gönderdim, azıcık işe yarasın" demesiyle gülümsedin.
Aslında birbirlerine deli gibi aşık bir çiftti onlar ama kavgalarıda bitmiyordu tabi.
Serdar'ın dersliğe girmesiyle busenin sesini duymam bir oldu.

"Heh iti an çomağı hazırla" Aleyna'yla biz kahakaha atarken o bize uzaylı görmüş Zekiye gibi bakıyordu.

"Hayırdır kızlar" gülmemizi kesen Serdar'ın merak dolu sesiydi.

"Hiç, bilirsin işte her zaman ki biz"

"Bilmez miyim, siz ikiniz benim baş düşmanlarım" eliyle beni ve Aleyna'yı gösterdi.

"Şu da benim biricik sevgilim" diyerekten buseyi gösterdi.

"Şimdi de şu mu olduk Serdar" diyen buseye hayretler içinde baktım. Oha buna mı takmıştı o cümle içinden.
Konuyu değiştirmek adına söze giriştim.

"Aaa biz neden düşmanların oluyormuşuz be"

"Sevgilime güzel şeyler söylemiyorsunuz ki benim hakkımda siz nasıl kankasınız" diyince Aleyna'nın kahkahası duyuldu.