BÖLÜM ~6~

288 16 0
                                    

Olayın şokunu atlatıp Koşmaya başladığımda birşeye çarptım. Kafamı kaldırdığımda Burak ile yüz yüzeydik.

"Ne oldu, neden ağlıyorsun" dedi titrek bir sesle. Sesindeki korku her halinden anlaşılıyordu.
Neden korkmuştu acaba öpüştüğü kız onu bıraktı diye kavga ettikleri için mi,

"Sanane ya, çekil önümden" dedim. Sesimi sakin tutmaya çalışarak.

"Nefes, ne olduğunu söylemeden hiç bir yere çekilmem"

"Ya anlamıyor musun, bişey olmadı, çekil önümden" diye bağırdım en sonunda.

"Çekilmiyorum, söyle hadi" oda benim gibi bağırmıştı. Adama bak be hem suçlu hem güçlü.

"Ya seni niye bu kadar ilgilendiriyor benim ağlamam, git sen sevgilinle öpüşmeye devam et" diye daha çok bağırdım.

"He sen onu gördün, tamam da bunda senin ağlamanı gerektiricek bir şey göremiyorum" dedi geçen seferkinden daha sakin çıkmıştı.

Tabi Ya benim bunda ağlamamak gerektirecek bir şey yoktu. Haklıydı ben onun neyiydim ki, hiç bir şeyi, Arkadaşı dahi değildim.

Sessizce yutkundum. Konuşmasına devam etti.
"Sen yoksa sana aşık olduğumu filan mı düşündün Ya, iki yüz gösterdik diye sana aşık olduğumu düşünmedin dimi" alayla söylediği şeyden sonra gözlerim nefretle bakmaya başladı.

Bu lafından sonra ağzımdan bir hıçkırık kaçtı,ikincisi çıkıcakken elimle tuttum. Tutmasaydım bu pislik adamın karşısında hüngür hüngür ağlıcaktım. Onu kenara itip koşmaya başladım. Resmen benle dalga geçmişti, resmen duygularımla dalga geçmişti, pislik herif, aklıma geldikçe daha çok ağlamaya başladım. Ben ise böyle olucağını hiç tahmin etmezdim, ümitlenmiştim be ilk defa gerçek kişiyi buldum sanmıştım.

Deniz kenarındaki bankta oturdum. Gözyaşlarımın benden izinsiz akıyorken, söylediği sözler beynimde yankılanıyordu.

-İki yüz gösterdik diye Sana aşık olduğumu düşünmedin dimi-

Düşüncelerimi bölen telefonumun zil sesi olmuştu. ekrana baktığımda  Buse arıyordu. Derin bir nefes alıp konuşmaya çalıştım.

"Efendim, Buse"

"Nefes, iyimisin sen, neden ağlıyorsun" ya neden benim böyle arkadaşlarım vardı, her boku anlayan.

"Ağlamıyorum ya, saçmalama" dedim belli etmemeye çalışarak. Aynı zamanda da elimin tersiyle gözyaşımı siliyorum.

"Hemen nerde olduğunu konum at, geliyoruz"

" Ya gerek yok, gerçekten" sesimi düzgün tutmaya çalışıyordum.

"Nefes,sana fikrini sormadım, konum at geliyoruz dedim. Beni anneni aramak zorunda bırakma"
Tehditçi pislik Ya.

"Tamam, ya annemi filan arama atıyorum"

Konumu attığımda telefonu tekrar cebime koydum.

Başımı havaya kaldırdım, derin derin nefes almaya çalıştım. Sanki boğazımda bir düğüm vardı ve bu
düğüm benim nefes almamı engelliyordu.

10 dakika sonra Aleyna ve Buse geldi yanıma, koşup onlara sarıldım. Onlar benim bu hayatta tek güvendiğim insandı, herşeyimi onlarla paylaşırdım. Çocukluğumuz bile onlarla geçmişti, hep buse ile birlik olup Aleyna'ya kumpas kurardık. Sonradan ise oda bizim kardeşimiz gibi olmuştu.

Hep birlikte geçip banka oturduğumuzda ikisinde bana meraklı gözlerle bakıyorlardı.

İşte beklediğim soru Aleyna'dan geldi.

İÇİMDEKİ SENWhere stories live. Discover now