S-Bölüm 52

889 55 10
                                    

Selin

Babamın odasında, İzmir'de hastanede kaldığımı gösteren evrakları bulalı bugün tam bir hafta oldu. Kafam öyle karışıktı ki ne ders çalışmaya ne de aklımı başka şeylerle meşgul etmeye mecalim yoktu. Başım masaya dayalı dururken oturduğum sıranın boş tarafına baktım. Bugün okullar arası yapılacak boks turnuvası için hazırlık maçları vardı. Burak ve Kuzey izin alıp derslere girmemişlerdi. Zaten bir haftadır hem ders çalışıp hem antrenman yapması yetmezmiş gibi bir de onu kendi dertlerim ile meşgul etmiştim. Bundan şikayetçiymiş gibi görünmese de onun dikkatini dağıtmaktan çekiniyordum ama bir yandan da aldığım nefes kadar ona ihtiyaç duyuyordum.

"Yine nerelere dalıp gittin acaba?" Nisa'nın sesini duyunca yavaşça başımı kaldırıp ona baktım. Bir elinde paragraf sorularının olduğu devasa test bir elinde de fosforlu pembe kalemi vardı. Sınav yaklaşırken benim de soru çözmem gerekiyordu değil mi? Tabii sağlam kafa ile bunları yapabilmem için öncelikle yazın neler olduğunu çözmeliydim. En kısa zamanda...

"Selin beni yanlış anlama ama birkaç gündür bir garipsin. Ne bileyim konuşmuyorsun, doğru düzgün bir şeyler yemiyorsun, müzik bile dinlemiyorsun. Hatta biraz zayıfladın bile. Allah aşkına söyler misin neyin var? Yoksa Burak ile kavga falan mı ettiniz?" Ah! Nisa ve klasik bakış açısı... Bir kızın yaşama düzeni bozuluyorsa bunun nedeni Nisa'ya göre mutlaka bir erkek olmalı! Benim durumum ise çok ama çok farklı. Aslında annem ve babama uyup bana doğruları söylemediği için ona da kızgındım. Ege'nin bize ders çalıştırmaya geldiği akşamlar elimden geleni yapıyordum ama onun dışında aramızda bir mesafe olmasını engelleyemiyordum. Ne yapayım?
Hayatımda hiçbir zaman sahte maskelerle dolaşan insanlardan olmadım ki ben! Ama tabii şu olanları sağlıklı bir şekilde çözebilmemiz için doğala yakım bir tavır sergilemem gerekiyordu.
Hem Burak ne demişti? 'Sana doğruları söylememe nedeni belki de sana çok değer vermesindendir.' Tüm bunlar zihnimden geçerken derin bir nefes aldım ve hafifçe Nisa'ya gülümsedim.

"Burak ile bir problem yok ama babamı biliyorsun süslüm, sınav yaklaştıkça beni gerip duruyor." İkna olmuş gibi başını salladı. Söz konusu babam olunca bana hak vermesi kaçınılmazdı zaten. Gerçekten de babamın bana karşı tavırları gittikçe beni daha çok bunaltıyordu. Bazen Ege ne hissettiğimi anlıyormuş gibi kendini ortaya atıp babamı sakinleştiriyordu. Tabii bunları yapıyor olması onu hala benim gözümde iyi bir yere getirmeye yetmiyordu.

"Neyse boş ver şimdi Metin amcayı, maçları izleyecek misin?" İşte babam ile problem olan konulardan biri de buydu. Burak... Henüz ondan net bir şekilde bahsetmemişti ama evde sürekli yaptığı ima ve tehditlerle beni canımdan bezdiriyordu.

"İzlemeyi çok istediğimi biliyorsun fıstığım, babamdan çekindiğimi de... Aslında Şeker teyzenin yardımı ile Burak'a bir sürprizim de var ama..." Beni duyunca heyecanla ellerini birbirine çırptı.

"Sürpriz mi hazırladın, ne yaptın?" Burak'ın vereceği tepkiyi düşününce içim sıcacık oldu.

"Üzgünüm ama söyleyemem canım, sen içinde tutamaz ne yapıp eder Burak'a belli edersin." Çocukluğumuzdan beri Nisa'nın bu huyunu ikimizde biliyorduk. Böyle gizli kalması gereken sürprizlerde artık olayın heyecanından mıdır nedir Nisa mutlaka bir şeyler yapıp onu açık ediyordu. Hemen suratı asıldı ama bir şey diyemedi. Haklı olduğumu biliyordu.

"Aman tamam sormadım say." Önüne dönüp sıraya oturacakken arkasından sarıldım. Ne olursa olsun o benim biricik çocukluk arkadaşımdı.

"Aman da aman, benim süslüm alınırmış." Yanağına sulu bir öpücük bırakınca gülümsedi ama yine de belli etmemeye çalışıyordu.

SELİN (Tamamlandı) #WATTYS2019Where stories live. Discover now