S-Bölüm 4

3.8K 523 62
                                    

Sabah gayet mutlu uyanmıştım ama bugünün pazar olduğunu ve annemlerin evde olduğunu hatırlayınca yüzümü ekşittim. Güne merhaba diyen şarkılarımdan hiçbirini çalamayacağım anlamına geliyordu bu! Yorganı kafama çekip derin bir nefes aldım. Bütün gün altında saklanamayacağıma göre benim bugün kesin evden çıkmam lazım. Süslüm izin alabilir mi acaba? Hızla sağ elimi yorgandan kurtarıp komodine uzattım. Sormazsam bilemezdim değil mi?

Gönderilen: Süslü

Biliyorum dün dışarı çıktık ama bugün hiç evde kalasım yok, kafeye gider laflarız biraz. İzin alabilir misin? Ne oluuuur... :(

Telefonu tekrar komodinin üzerine bıraktım ama yatağımı düzeltirken bile göz ucu ile bakıyordum, cevap gelecek mi diye... İzin alsa da almasa da evde duramazdım. Annem ve babam bir tatil gününde nadiren aynı anda evde olurlardı. Eğer yıllar içinde bunun başınıza hangi belaları açtığını görseydiniz inanın böyle günleri onlarla geçirmek istemezdiniz. Daha fazla kafa karışıklığı ve huzursuzluk istemiyordum, hazırlandım o yüzden. Telefonumu çantama atacakken mesaj geldiğini gördüm.

Gönderen: Süslü

İzin almam mümkün değil. Annem çok gergin soramadım bile!!! Amaa sen bize gelebilirsin :)

Gergin bir Esma teyze nasıl oluyordu diye düşündüm. Gün içinde somurtacak, söylenecek ve iğneleyecekti. Ne kadar kötü olabilirdi ki? Ne yapıp yapıp evden çıkmam gerektiği gerçeğini hatırlayınca, çantamı elime aldım. Yani ben misafir olacaktım, fazla yüklenemezdi bana değil mi?Eh gidelim de görelim bakalım. Evden kovacak değil ya!
Merdivenlerden doğal görünmeye çalışıp inerken masada gazete okuyan babam gözlüklerinin üstünden bana baktı. Bu bakış 'bir açıklama istiyorum ve beni ikna etmek zorundasın' anlamına geliyordu. Hemen sabah kahvesini içmiş mi diye baktım. Eğer içtiyse izin almak daha kolay olacaktı. İçmediyse... 

"Hayırdır küçük hanım? Bugün sınav konuları için çalışma programı hazırlaman gerekmiyor muydu?" Ah be nasıl da aklımdan çıktı! Babam kahvesinden yudumlayıp bakışlarını tekrar bana çevirince rahatladım. Kafein vücuduna girdikçe daha anlaşılır bir insan moduna geçiyor çünkü. Çalıştır kafayı Selin. Onu ikna edecek cümleler kuramazsan asla çıkmaya vizen olmaz! Yüzüme en sevimli ifademi oturtup masaya yaklaştım. Annem de o esnada elinde pankek dolu bir tabak ile mutfaktan çıkıyordu. Varlığından az da olsa kuvvet aldım ve konuşmaya başladım.

"Nisa ile beraber ortak bir program oluşturacağız baba. Beraber hareket edersek daha verimli olur diye düşündük." Yüzündeki ciddi ifade yumuşarken yutkundum. Gözlerini üzerime dikip kaşlarını çatmaması iyiye işaretti. Yine de mideme ufak bir kramp girmesine engel olamadım.

"Hmm, tamam o zaman" dedi babam ve gazeteyi okumaya geri döndü. Şaşırmıştım çünkü bu kadar kolay olmasını beklemiyordum! Yine de sandalyeyi çekip otururken sesimi çıkarmadım. İki ihtimal vardı; ya ben evden çıkar çıkmaz Nisa'nın babasını arayarak durumu teyit edecekti ya da okuduğu haber çok ilgisini çekmişti. Neyse ben çıkmayı başarabileyim de... Kahvaltıyı yapıyormuş gibi görünüp biraz oyalandım ve ayaklandım hemen.

"Ben çıkıyorum. Biliyorsunuz bir çalışma programı kolay oluşturulmuyor." Hafiften ukalalık yaptığımın farkındaydım ama babam gazetesine gömüldüğü için şanslıydım. Başını kaldırmadan sadece sallamakla yetindi. Annem çoktan mutfağa geçmişti bile. Hızlı adımlarla ayakkabılıktan bez ayakkabılarımı aldım ve ayağıma geçirdim. 

"Esma hanımlara selam söyle ve geç kalmadan gel" diyen annemin sesini duyup kapıyı çektim. Söylerim annecim; selam da söylerim, türkü de söylerim şu an. Dışarı çıkmayı başardım ya, hayatta her şey mümkünmüş gibi geliyor gözüme! 

SELİN (Tamamlandı) #WATTYS2019Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt