S-Bölüm 13

2.2K 375 30
                                    

Buraya her adımımı attığımda hissettiğim tek şey huzur.
Evde bile huzurlu hissedemiyorum neredeyse. Çalan klasik müzik ruhumu dinlendiriyor. Bugün günlerden piyano.

Yeni kitabımı raflarda ararken şöyle bir de etrafa göz gezdiriyorum. Sanırım ben erken gelmişim gıcık bey ortalarda gözükmüyor. Malum, bir şey söylemeden çıktığı için burada olup olmayacağını bile bilmiyorum.
Ya da yine özel işleri var.
'Onu merak ediyorsun' diyen iç sesim, alakası yok. Ben keyfimin kaçmasını istemiyorum sadece.
Neyse...

Elimde yeni tanışacağım kitabım.
Gizemli yazarımın tavsiyesi :
'En Son Yürekler Ölür'
Bakalım yeni notumuzda ne yazıyor?

'Aşk korkulacak bir şey mi gerçekten?
Ya da her aşk geri dönülemez bir acı mı getirir beraberinde? Bilemeyiz ki...
Hem deneyimlerime dayanarak şunu söyleyebilirim: aşk sadece kadınlara acı vermiyor.
Ama sen aşık olmaktan böyle korkarken nasıl konuşuruz aşkı?
Ah gizemli kız, bu okuyacağın kitapta esas kızımız da korkuyor aşktan.
Bakalım onun hikayesi senin neleri fark etmeni sağlayacak?'


Hmm 'deneyimlerime dayanarak aşk sadece kadınlara acı vermiyor' demiş... Gizemli yazarımız erkek galiba.
Ama el yazısı çok güzel olan bir erkek.
Biraz okuma yapayım nota cevabımı yazarım.

Kendimi kaptırmış okurken önümdeki sehpaya kocaman bir bardak kondu.
Bayağı özenilmiş süslenmiş.

"Ee ufaklık, barışalım mı?" Hadi canım!!! Bu bardak bay ukalanın eseri olamaz. Yok, yok o yapmamıştır. Ama bu el yapımına benziyor...

"Sen mi hazırladın? Benim için... Hayırdır?" Şaşkınlıkla karışık heyecan vardı içimde. Daha önce hiç kimse benim için buna benzer şeyler yapmadı. Annem bile!

"Evet, senin için ben hazırladım. Muzlu süt. Hazırladım çünkü sabah canın çekti.
İnan canın çektiğinde mahrum kalmanın insanı ne kadar etkilediğini biliyorum. Hem ufaklık seni mutlu ederek sevap işliyorum. Öyle düşün yani." Ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi bilemedim. Uzun zamandır bu kadar mutlu hissettiğimi hatırlamıyorum.

"Teşekkür ederim " dedim yavaşça. Cidden çok şaşırmıştım. Dayanamadım ve bir yudum aldım. Tadı çok güzeldi.

"Şey, sabah için kusuruma bakma domuzluk yaptım." sabah söylediklerimden utanmıştım. Hem çocuk bana elleriyle muzlu süt hazırlamış!

"Önemli değil, olur öyle şeyler ufaklık. İyi okumalar." Bana göz kırptı ve arkasına dönüp uzaklaştı. Duyabileceği şekilde seslendim.

"Sağol." Yüzünü bana dönmeden el salladı. Muzlu sütümü içerken kendi kendime gülümsediğimi fark ettim. Vay be, sinir olduğum çocuk beni mutlu etti. Hem de sabah olanlara rağmen! Hayat, cidden enteresan bir şeysin.

Sıra geldi yazmaya...

'Yazdıklarından bir erkek olduğun sonucuna varıyorum. Duygulardan ve aşktan konuşan bir erkek.
Kulağa ilginç geliyor.
Bu kitabı nasıl seçtin bilmiyorum ama hoşuma gitti. Bakalım dediğin gibi okudukça neleri fark edeceğim?
Ama asıl soru, sen nelerin farkına vardın?'

Gizemli çocuk, seni gittikçe daha çok merak ediyorum.

Telefonum çalıyor. Ekranda gördüğüm isme şaşırıyorum.

"Nisa?" Beni bugün programından çıkardığını sanıyordum.

"Süslüm yarım saate evde olabilir misin? Babam beni sizden alacak da. Ne olur, ne olur, ne oluur." Sesi ağlamaklıydı. Ona nasıl hayır diyebilirdim ki?

SELİN (Tamamlandı) #WATTYS2019Where stories live. Discover now