Oda

4.2K 279 262
                                    

Norah Jones - Somewhere Over The Rainbow

Derin bir nefes aldım. Gözleri nefesimle birlikte yükselip inen göğüslerime takıldı anında. Havalar yavaştan soğumaya başlamıştı ama beni ateş bastığı için çok kalın giyinemiyordum geceleri. O yüzden üstümde incecik bir askılım vardı sadece. Ömer'in gözlerinin istediği her türlü detayı görebileceği bir askılı. Yutkunmasıyla dudaklarımı ısırdım. Bu kadar özlemişken daha neyi bekliyordu ki bu adam? Ben de o kadar özlemiştim ki bana dokunmasına gerek kalmadan yükselmişti ateşim. Kasıklarımda bir şeyler kaynamaya başlamıştı bile. Minik minik uyuşukluklar dolaşıyordu vücudumda.

Gözleri zorlukla göğüslerimden yüzüme kalktığında gözlerimin tam içine baktı. Maması önüne ama sahibinin 'Ye!' komutunu bekleyen bir yavru köpek gibi bakıyordu bana. Açtı, çok açtı hem de. Ama duruyordu hala. Benden izin beklemesine kızsam mı yoksa kocamın bana ve vücuduma bu kadar saygılı olduğu için sevinsem mi bilemeden baktım ben de gözlerinin içine. Yavaşça yükselip alçalan adem elmasına kaydı ama bakışlarım sonra. Bakışlarımdan sonra da dudaklarım...

Dudaklarımdan kaçmak ister gibi yukarı kaçtı önce adem elması. Dudaklarım yukarı çıktıkça da aşağıya indi. Mis gibi Ömer kokusu doldukça burnuma daha büyük bir tutkuyla çektim tenini içime. Daha çok hiç yapmadığım kadar, hiç istemediğim kadar büyük bir istekle. Sert inlemesi dolsa kulağıma durmadım. Her zaman zayıf noktam olan köprücük kemiklerine kaydırdım dudaklarımı. "Defne" diye başlasa da cümlesi attığım ısırıkla birlikte bölündü. İnler gibi çıkan adımla birlikte kasıklarımın basıncı daha da artarken kendimi Ömer'in altında buldum.

Dizlerinin üstünde bana bir gram ağırlığını bile vermeden gülümseyerek baktı. Çoktan açılmış olan karnımda çok hafifçe gezdirdi elini. Büyük yuvarlaktan aşağıya doğru kaydı sonra eli. Sıyrılan bluzumun içine girip tenimi havayla buluşturduğunda boğazını titreten bir ses çıkarıp gülümsedi. Avuçlarını dolduran göğüslerimi hafifçe sıktığında acıyla karışık bir zevkle kapadım gözlerimi. Bana son dokunuşlarıydı bunlar, biliyordum. O yüzden en derinine kadar hissetmeye çalıştım. Parmak uçlarının göğüslerime yaptığı baskıyı, ılık nefesinin yüzüme gitgide yaklaşmasını, sonra uzaklaşıp göğüs kafesimi titremesini; her şeyi hissetmeye çalıştım.

Bir minik ıslaklık göğsümü sıyırdığında artık kalkması eskisi kadar kolay olmayan belim havalandı ve karnım Ömer'e çarptı. Aniden duran hareketleriyle açtım gözlerimi. Bana suçluymuşum gibi bakıyordu. "İşte bu y-" diyecekti ki ensesinden çekip öpmeye başladım. Ama ateşe değmiş gibi yatağa attı kendini. Burnumdan sesli bir nefes verip yastığa gömdüm başımı. Niye eziyet ediyordu ki ikimize de? "Defnem" dedi yumuşak bir sesle. Benim içim bu kadar kaynarken nasıl bu kadar sakin olduğuna şaşırarak çevirdim başımı. Kolunu belime atıp vücudumu da çevirdi kendine. Benim aksime çok sakin gözüküyordu ve bu durum hiç hoşuma gitmiyordu. İşaret parmağının arkası yanağımı okşamaya başladığında "Kapa gözlerini." diye fısıldadı. İnadına daha çok açtım. Gülümseyip "Kapa hadi Defnem." dedi. Sesinde gizli 'bana güven'e güvenmeyi seçip kapadım gözlerimi.

Parmağı önce elmacık kemiğimi sevdi. Öyle tatlı tatlı sevdi ki, tenim o dokunuşunu bile o kadar özlemişti ki gülümsedim hafifçe. Gülümsedikçe yükselişini hissettim parmağının. Sonra kendini yanağıma doğru serbest bırakışını... Parmağı sağ yanağımda gezerken yüzüme yaklaşan nefesini hissettim. Kalbim yine Ömer'in her dokunuşunda olduğu gibi bir kuş gibi çırpınmaya başladı. Yüzümün yastıktan açıkta kalan kısmına dokundu hafifçe dudakları. İstemsizce başımı oynattığımda daha sert çarptı bu sefer dudakları. Ama hafif dokunuşlarına geri döndü yerleştiğimi gördüğü an. Dokunur ama dokunmaz gibi gezdi dudakları tenimi. Huylandırarak, içimdeki fermuarın ayarlarıyla iyice oynayarak gezindi. Artık sabrım kalmamıştı ki dudağımın kenarını alev alev yakacak bir öpücük bıraktı. Parmağı yüzümden yavaşça kayıp çeneme doğru indiğindeyse alt dudağımı sıcaklığının arasına aldı.

Aşk RengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin