Davet

6.2K 349 860
                                    

Gevende - Sustum

Herkesi uğurlayıp etrafı topladıktan sonra yorgun bir şekilde kendimi koltuğa attım. Mutfaktan elinde kadehlerle çıkıp yüzünde muhteşem gülümsemesiyle yanıma gelip otururken dudaklarını sıcaklığını dudaklarıma kattı.

-Her şey çok güzeldi. Çok teşekkür ederim. Sinanları çağırman, tüm bunları hazırlaman...

-Daha bitmedi ki...

Yüzündeki gülümsemesi sözlerini yalanlarken "Daha ne yapacaksın Defnem? Çok mutlu ettin beni zaten." dedi. "Bekle burada." deyip yukarıya çıkarken meraklı gözlerle beni takip ediyordu. Dolabın arka tarafına sakladığım minik kutuyu çıkarıp aşağıya indiğimde gözleri merdivenlerde şarabını yudumluyordu. Kaşları sevimli bir muziplikle çatılırken kutuyu önüne koyup dizine oturdum.

-Şimdi önceden uyarıyorum kutunun içindekileri görünce sevgilim deli mi acaba diye düşünme olur mu?

Gülerek elini belime sarıp omzuma ıslak bir öpücük bıraktığında "Açabilir miyim artık?" dedi. Kutuyu açıp içindekileri tek tek çıkartıp gülerken "Biraz açıklaman gerekecek sanırım." dedi.

-O elindeki gittiğimiz kumsallardan karışık kum. O da benim oteldeki kahvaltıdan yumurta kabuğu. Bak mesela bu Madam'ın restoranından bir peçete, sana kırmızı bana siyah vermişti. Subliminalli. Senin kutun yani bu. Bizim kutumuz daha doğrusu.

Her söylediğimde yüzü gülüşüyle daha da aydınlanırken gördüğü şeyle şaşkınlıkla elini kutunun dibine uzattı. "Bu- Bunu nasıl buldun?" dedi. Onu aldığımı tamamen unutmuştum. Kızaran yanaklarımı elimin tersiyle soğutmaya çalışırken "Gül abladan çalmış olabilirim azıcık." dedim. Küçük bir kahkaha atıp beni bacaklarının arasına düşürürken "Böyle gençlik fotoğraflarımı çalmalar falan, aşık mı olmuştunuz yoksa Defne hanım?" dedi. Nefesi ensemden geçip bana yaptıklarımdan habersiz havaya karışırken yerimde kıpırdanıp sesli bir şekilde yutkundum. Sessizce "Yüzünü unutmak istemedim." dediğimde kollarını etrafıma daha sıkı sardı. "Unutmana fırsat vermeyeceğim için hiç sıkıntı yok." deyip boynumdan öperken kutunun en dibinden hediyesini çıkardım.

-Doğum günün kutlu olsun sevgilim.

Hediye paketini elinde çevirirken "Tahmin ettiğim şeyi yapmış olamazsın değil mi?" diyerek heyecanla açmaya başladı. Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle izlerken paketi bir kenara atıp dolu gözlerini kaldırdı. Yüzümü ellerinin arasına alıp denk gelen her yeri öperken sürekli teşekkür ediyordu.

İkimiz için de hediye önemli değildi aslında. Hiçbir zaman da olmamıştı. Sadece düşünülmüş değerli bir şey olması önemliydi. O yüzden çok kafa patlatmıştım ne alabileceğime dair. Bir parfüm bile alsam mutlu olacağını bilsem de onun için değerli bir şey olsun istiyordum. İşte tam da o ara bana babasıyla ilgili bir hikaye anlatmıştı. Geceleri uyumazsa babasının mızıkasıyla gelip başında bir şeyler çalarak onu uyuttuğunu. Öyle bir gürültüde nasıl uyuyabildiğini kimse anlamamıştı ama babasının varlığı, onun için bir şeyler yapıyor olmasıydı belki de bedenini gevşetip uykuya teslim eden. Anlatırken yüzünde o kadar mutlu ve huzurlu bir ifade vardı ki... Tabi bir de bolca özlem. Ailesini kaybettikten sonra geceleri uyuyamadığında hep babasının ona mızıka çaldığını hayal ederek uyumaya çalıştığını anlatmıştı sonra. Bunları anlattığının ertesi günü gidip almıştım mızıkayı büyük bir heyecanla. Büyük bir hediye değildi. Ucuz denilebilecek bir şeydi hatta belki. Ama Ömer için çok şey ifade edeceğine emindim.

-Defne- Defne ben sana nasıl teşekkür etsem bilemiyorum şu an. Çok teşekkür ederim. Gerçekten. Sen çok güzel bir insansın Defnem.

Başımı arkamdaki omzuna yaslayıp çenesine küçük öpücükler bırakırken "Çok istediğim gibi ayarlayamadım her şeyi. Ama mutlu edebilmişimdir umarım seni." dedim.

Aşk RengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin