Kız Kulesi'nin Galata'ya Aşkı

35 2 0
                                    


Hemen benimle görüşmek istese de biraz yalnız kalmam gerektiği için İstanbul'da beni en rahatlatan yere gittim. Üsküdar'a. Canım ne zaman sıkılsa, ne zaman huzuru bulamasan aradığım yerde ozaman sığındığım yerdi Üsküdar. Yanımda bir tek valizim. Kocaman uçsuz bucaksız deniz. Sen anlat o dinlesin. 'Ey İstanbul. Ben ne zaman mutlu olacağım. Olabilicek miyim? Mutluluğu hak ediyor muyum?' Yavaş yavaş yürümeye başladım. Denizin hırçınlaşan dalgaları bana ne anlatmak istiyordu. Kim bilir ne dertler dinledi, belki de bana 'Sen daha deert görmedin.' Diyordu. Öyle miydi? O zaman içimdeki bu dert nasıl yok edilebilirdi. Kız kulesinin hemen karşına geldim bu karamsar düşüncelerle. Oturup öylece izlemeye.

Kız kulesi. Ne kadar ihtişamlı, ne kadar asil. Ne aşıklar ne dertliler ne mutlu çiftler onu izlemiştir. Ne insanlara şahit olmuştur. Ama hep yalnız kalmıştır.Biz denizin en güzel mavisinde ruhumuzu aydınlatırken, o belki denizin karanlık yönünde içini karartmıştır. İnsanlar ona hayranlıkla bakarken o da böyle mutlu mudur? Galata kulesiyle olan efsanesini herkes bilir. Aşk nasıl bir şeydir. Sadece bir insana mı aşk duygusu beslenir. Hayır. En yüce aşk olan Allah'ı görmeden seven insanlarız. Aşkı kalbimizde hissederiz. İşte bu bizi biz yapan değer değil mi? Bir bitkiyi, bir kediyi sevecek merhamet duygusu değil mi kalbimizde beslediğimiz? Peki ya bir nesneyi sevemez miyiz? Kız kulesi çocukluğumdan beri en sevdiğim yer. Kendimi de onun kadar yalnız hissediyorum. Hayatta sevdiğim insanların benimle aynı düşüncede olmamaları ne kadar üzücü. Onların değişmeyen huyları, anlayışsız tavırları. Beni yaşamım boyunca boğan, huzursuz eden tutumları, hayatımı ellerine alıp, değiştirip tekrar bana verip benden yaşamamı isteyen acımasız çabaları... Kafamdaki bu huzursuzlukları anlatabildiğim belki de bir an unutabildiğim bir yer. Şimdi bir kız kulesine bakıyorum, bir de galata kulesine... Nasıl da kavuşamaış aşıklar gibiler. Ama kavuşsalarmış diyerek tebessüm eden dudaklarımı ışıl ışıl olan gözlerim tamamladı. Aklıma güzel bir şiir geldi.

Ne de güzel anlatmış Bedri Rahmi Eyüboğlu 'İstanbul Destanı' adlı şiirinde:

"İstanbul deyince aklıma kuleler gelir.

Ne zaman birinin resmini yapsam öteki kıskanır.

Ama şu Kız Kulesinin aklı olsa, Galata kulesine varır.

Bir sürü çocukları olur"

İkisinin masalımsı hikayesi beni gayet etkilemişti. Buna göre Galata Kulesi ve Kız Kulesi birbirlerine aşıktırlar. Ama aradaki boğaz nedeniyle kavuşmaları da imkansızdır. Günden güne özlemleri de artmaktadır. Günlerden bir gün, Hezarfen Ahmet Çelebi tırmanır kuleye, Avrupa'dan Anadolu yakasına uçmak üzere. Galata Kulesi'nin ısrarlarına dayanmayarak, kulenin yüzyıllardır biriktirdiği mektupları da yanına alarak kanatlanır ve onları Salacak sahiline yaklaşırken Kız Kulesi'ne bırakır. Rüzgarla savrulan mektuplar dalgaların da yardımıyla Kız Kulesi'ne ulaşır. Aşkının karşılıksız olmadığını anlayan Kız Kulesi, mektuplardan sonra daha güzelleşir. Bu sayede Galata Kulesi de sevgisinin tek taraflı olmadığını anlar. İkilinin birbirlerine karşı hissettikleri bu duygular, onların karşılıklı olarak yüzyıllara meydan okumalarını sağlar...

***

Acaba bende aşkımı Koray'a anlatacak mıydım bir gün. Derin düşüncelere dalmış kız kulesinin ihtişamına bakarken falcı bir kadın bana yaklaşarak falıma bakmak istedi. Öyle istekliydi ki kıramadım. Belki bende biraz istemiş olabilirim. Elimi açtı, avucuma derin derin bakmaya başladı. Herkese söylediği şeyleri bana da sunacaktı, parasını almak için. Ama güzel şeyler söylese de kendimi ikna etsem diye ona inanan bakışlarla bakıyordum.

İHTİRAS  GÜNLÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin