O Gülerken Gözlerinin İçinde Kendinizi Görebilmek

71 12 5
                                    


Gün doğarken daldığım uykudan 14.00'a doğru uyandığımda Sude üstümde tepiniyordu. Bu şekilde uyandırılmak hoş olmasa da saatin bayağı bir geç olduğunu anlamamla yataktan fırlamam bir oldu. Hemen saati sordum ve Koray'ın beni aramış olma ihtimali geldi aklıma.

-Hey, Derin kış uykundan uyansan diyorum.

-Yaa, saat hangi ara bu kadar ilerledi?

-Ah, canım keşke dili olsa sorardık?

-Ne saçmalıyorsun Sude? Çıksana üstümden. Dur! Bir saniye. Telefonumu ver, Koray aradı mı beni?

Bu saate kadar uyumuş olmam ve evdekilerin beni uyandırmama sebebi babamın işe çok erken gitmesi ve Neşe'nin arkadaşlarını eve çağırıp hava atmasıymış.

-Ya Sude suratım şiş oldu hep uyumaktan. Bir an önce kendime gelmeliyim. Mesajda ne yazdı? 16.00 de ilk karşılaştığımız yerde buluşalım mı dedi o.

-Evet canım. Çocuk gizemli havalarda takılıyor. Bu çocuğu sanırım ben bile çözemeyeceğim. Sinir oldum.

-Çok saol çok yardımcı oldun. Beni hemen hazırla ve sakın abartılı giydirme. Ya da abartsam mı? Ne dersin? Ne yapmalıyım?

-Üzgünüm. Cafe'ye gitmem lazım. Hatta gittim bile. Düzgün giyin bari. Kadın gibi. Kız çocuğu gibi değil? Hadi by?

-Saol demiş miydim? Gitsene artık canım ya geç kaldın. Hadi Sude.

-Tamam kızma.

Bu kız beni en fazla niye 3 sn. kadar kızdırabiliyordu anlamıyorum. Hemen güldürmeyi başarıyordu. Onun bu pozitifliğinden keşke bana da geçse de bu kadar panik yapmasam. Kafamda ne giyeceğimi düşündükçe bu işi batıracağımı biliyordum. Sude gidince apar topar giyinip Neşe'ye görünmeden dışarı çıkmıştım bile. İlk taksiye atladığım gibi Koray'ı ilk gördüğüm yere yakın bir yerde indim. Çünkü buluşma yerine 'ilk sen sakın gitme' dedi Sude. Ben de dinledim. Ama çok sabırsızlanıyordum. Hava şansıma güzeldi. Güneş nazlı nazlı vuruyordu kaldırıma. Koray'ın resmimi çizdiği kaldırıma... O günü hatırladım yine. O günkü sıcaklığını istiyordum yine. Bakışlarındaki gerçekliği. İlk bakış çok önemli değil midir? En gerçeği, en özeli, en doğrusu... En inandırıcısı... O ana inanarak buradayım. Uzaktan onu kolluyorum. Ona aşık olduğum ilk bakışlarındaki gerçeklik değil miydi? Koray bana karşı kendinden emin ve uzak davransa da o ilk andaki bakışlarının gerçek olduğuna emindim.

Uzaktan Koray'ı kolluyordum ve bir vitrin camındaki mankenin yanında bekliyordum. Yaklaşık yarım saat gecikmeli geldi. Ben de bekletmeyi istedim onu ama çok canım sıkılmıştı. Uzaktan yavaş yavaş yürüyüp ona yaklaşınca gözlüğümü çıkardım. Ona yaklaşarak:

-Umarım çok bekletmemişimdir Koray bey?

-Yoo, hatta iyi ki geç gelmişim. Demek seni bekleyecektim.

-Ya nasıl söylediğiniz saatte gelmediniz siz hem?

-Sanki sen erken geldin? Nereden biliyorsun? Yoksa erken mi geldin? Bir kadın bekletilmeden bu kadar sinirlenmez değil mi? Neyse haydi gidelim çok işim var. Bu kadar işimin arasında Mehmet Bey'e götürüyorum seni bence şükretmelisin.

Beni gıcık edecek küçük kelimeleri dokundurduktan sonra anında konuyu kapatıp hiç konuşulmamış duruma getirmeyi nasıl başardığını bir türlü anlamıyordum. Ama nedense bu durumdan hoşlandığımda bir gerçekti. Koray gerçekten gizemli biri...

-Mehmet bey mi ismi?

-Evet, merak ediyorsun yani?

-Evet, hem de çok.

Koray kendine güvenen biriydi. Bunu görebiliyordum. Hem de fazlasıyla. Sanırım bende eksik olan şey oydu ve onda beni çeken. Hani insan eksikliğini biriyle tamamlarmış ya bu da öyle. Resmimi çizerken onunla bakışmıştık. Bakışları beni öyle derinden etkilemişti ki hala onun etkisiyle onu düşlüyorum. Yanımdayken bile. Koray bugün yanımdayken bana neler hissettirdiğini anlamıyordu ama yanımda olduğu için çok mutluydum.

Halk otobüsüne binmiştik. Gideceğimiz yeri bilmiyordum ama hayatımda ilk kez bindiğim otobüsü bile Koray sayesinde çok sevmiştim. Ama o kadar kalabalık ve sıkışıktı ki otobüs hareket ettiğimde ona sarıldım ve bu tamamen doğaçlama oldu. O an göz göze geldik. Düşmemem için kolumu tuttu hemen.

Karaköy'de indiğimizde artık halim yoktu. Bir de otobüste Koray'a tutunmadan duramamak çok zordu. Karaköy adalar vapuruna iki bilet aldı. Ona sormuyordum bile nereye gittiğimizi. Öyle mutluydum ki yanında nereye gittiğimiz umurumda değildi. Sonuçta onla olmanın en güzel yanı böylesine gizemlerle dolu olması değil miydi?

-Vapura binmeyeli bayağı olmuş. İstanbul'da yaşayıp çok şeyden mahrum kaldığım için kendime çok kızıyorum.

-Adalar'ı sever misin?

-Kim sevmez Koray bey? Çok güzel çünkü.

-Senin gibi mi? Bu arada aramızda senli benli konuşuyoruz artık. Resmiyet gerer beni.

-Siz az önce bana güzel mi dediniz Koray bey. Tamam Koray. Resmiyet yok.

-Aferim. Yola geleceksin. Evet güzelsin ama çok değişik bir durum?

-Değişik olan ne?

-Sergi gecesi giyinen kızla sen aynı mısın? Ama bence seni arkadaşın giydirdi? Ona söyle yanından ayrılmasın? Baksana küçük bir kız çocuğu gibi giyinmişsin.

-Ne varmış kıyafetimde? Gayet şık?

-Bu kadar güzel yüzün var, saçların ama toplamışsın onları. Pantolonun dar değil. Vücut hatlarını hiç göremiyorum. Malzeme var kullanamıyorsun.

-Malzeme mi dedin sen?

-Beni neden sen aramadın? Arkadaşın demeseydi aramayacaktın, neden? Madem o kadar merak ediyordun arayıp sorsaydın?

-Meraklı gibi algılanmak istemedim.

-Hımm. Ama algılandın mı acaba?

Koray'ı güldürmüştüm. Birbirimizin gözlerinin içine baka baka gülümsemiştik ve bu durum beni fazlasıyla heyecanlandırmıştı. Onun yanındayken kalbimin sesini son ses duyuyordum. Hatta acaba dışarı da bu kadar çıkıyor mu bu ses diye tedirgin olmuyor da değildim. Koray'ın onun yanında ne kadar heyecanlandığımı görmesini hiç istemiyordum. Hem ona sırılsıklam aşık olmuştum hem de duygularımın onu korkutup benden uzaklaştırma ihtimalinden korkuyordum ve bu iki duyguyla bir arada yaşamak beni hayli üzüyordu. Aşk tam olarak böyle bir şey mi?

  'Bir insanın gözlerinin içini güldürebilmek bence asıl güzel olandı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Bir insanın gözlerinin içini güldürebilmek bence asıl güzel olandı. Ben de bunu başarmıştım. O gülerken gözlerinin içinde kendinizi görebilmekti marifet.'

 

Evet karakterlerin resmini koymaya başladım. Umarım beğenmişsinizdir. Bir sonraki bölümde aşk kıvılcımları ateşe dönüşecek mi acaba? Yorumlarınızı bekliyorum. Beğenen, beğenmeyen herkese sonsuz teşekkürler..

İHTİRAS  GÜNLÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin