Sude'nin Taktikleri

126 21 15
                                    


     Sude ve benim birçok ortak özelliğimiz vardı. İnat en belirgin haliydi ama Sude benim inat konusunda herkesten üste olacağımı söylüyordu. 

-Derin, hayatında bir kere gördüğün adam için bu telaşı anlamıyorum. Ayrıca niye şimdi anlatıyorsun da o akşam anlatmadın. Belli ki adam seni etkileyip yatağa atmak istemiş.

-Saçmalama. Yok öyle bir şey.

-Nereden biliyorsun acaba alnında yazıyor muydu?

-Hayır Sude acaba ben bu kadar niye saf geliyorum sana?

-İhtiras günlüğü ne o zaman?

-Bilmiyorum. Ben ihtiraslı değilim ama. Niye öyle dedi ki? Tamam o kısmı ben de anlamadım. Ama ne bileyim? İhtiraslı mıyım?

-Tabii ki ihtiraslısın ama ilk defa gördüğün birine göstereceğin bir şey olamaz bu. Hem bunu gerçekten sevmeden kimseye göstermene izin veremem.

-Sude sence beni yatağa atmak mı istedi? Nasıl olur ama resmen beni uzaktan görüp resmimi yapmış, inanabiliyor musun?

-Evet diyeyim de mutlu ol.

-Ya dalga geçiyorsun biliyorum. Ama uzaktan göz göze geldik ve devamlı ona bakmak istedim. Defalarca... Belki sonsuza kadar... Biliyorum saçma, çok saçma... Keşke aramızda bir cam olsaydı da ona doya doya bakabilseydim dedim biliyor musun? Ama o beni görmeseydi. Gözlerini, burnunu, saçını, dudaklarını, ellerini, insanlara yaklaşımını, her şeyiyle onu izleyebilseydim. Onu daha çok çizseydim gözlerimin önüne. Hani bazen olur ya birinin gözlerinin önünden silinmesinden korkarsın. İşte onları yapsaydım bu olmazdı. Onu her özlediğimde gözlerimle çizdiğimden hatırlamam zor olmazdı. Hep yanımda olurdu. Ama ben ona heyecandan bakamadım bile. O yüzden belki fark etmedim benim resmimi çizdiğini, bana baktığını.

-Deriiiin!

-Hı?

-Cengiz'in canı cehenneme!

Öyle güldük ki sesimizi tüm dünyaya duyurmuş olabiliriz. Ama bundan bize neydi. Sanırım hislerimle Sude'yi ikna etmiştim bile. Bir de kendimi bu gece için şık olmaya ikna etmeliydim. Sude:

-Bakışlar en etkili silahtır. Cengiz köpek olsa da yolunda o güzel bakışlar sadece Koray için bu akşam... Ayrıca Cengiz'den olsa olsa süs köpeği olur. O yüzden boşver.

-Sudee, ama yani ya da söyle artık ne bileyim.

Gülüşmeler, kahkahalar... Sonunda binlerce elbisesin sonunda karar verilmişti bile.

-Derin ben buldum. O yeşil elbise.

-Çok dar----

-Ağzını burnunu kırdırma bana, geçir şu elbiseyi üstüne, 2 dakikan başladı.

2 dakika dolmadan giydiğim yeşil elbise dar, askılı ve sanırım göğüs dekolteliydi.

'Erkeğin önce göz zevkini önemseyeceksin ki ruhunu da görmesi için vakti olsun. Yoksa sen hemen ayakları poposuna vura vura kaçsın mı istersin?' dedi bile Sude.

-Erkek sana soyun da bir şeyler göreyim demiyor. Dese bile ben göster demiyorum. En fazla göster ama elletme derim ki ona da zaman var. Ama vücudunu biraz ortaya çıkarsak yani diyorum ki göz doldursan fena mı? Neyse sen sus, sakın cevap verme, şimdi saçma bir şey söyleyip canımı sıkacaksın. Sen bu elbiseyle 'bakın ben buradayım' diyen vücudunun hala hayatta olduğunu göstereceksin.

-Şuan bu vücut ne diyor ki?

-İmdattt, beni öldürüyorlar, biri kurtarsa diyor.

-O asla üstünde duramadığım topukluları giydirmeseydin keşke.

-Neden ona ayağına 45 tane iğne batırıyormuş gibi davranıyorsun?

-Tıpkı o hissi doğuruyor olabilir mi?

-Olamaz. Zaten hiçbir kadın giymese sen de giymezsin. Manyak mısın? İlk çıkaranı bulsam ben de amacını sorardım ama üzgünüm Derin giyeceksin. Bir erkeğin kalbine giden yol yemekten önce topuklu ayakkabıdır. Ayakkabının topuk boyuyla erkeğin kalbine giden yol doğru orantılıdır. Çocuğun boyu uzun mu?

-Evet.

-İyi 12 cm ideal o zaman. Erkeklerin boy takıntısı vardır. En azından 100'de 80'inde... Çünkü erkek ego yığınından oluşur. Ego arttıkça senden uzaklaşma payı da artar. Bu dengeyi kurmak ince bir çizgi... Asla ona vazgeçilmek olduğunu söyleme, tabi ilk senden vazgeçmesini istemiyorsan. Ayrıca ona ne çok iyiymiş gibi ne de çok kötüymüş gibi davranma. Sıradan olduğuna inandırırsan onu kazanırsın. Yem bekleyen tavuk gibi düşün işte. Yani biraz yem ver geri çekil. Acıkınca yemi yer. Alıştığı için artık hep yem bekler. Ama unutma yem senin elinde, ne zaman istersen. O istediğinde değil, sen istediğinde.

-Anladım.

-Sevindim.

'Koray, sanırım kurallar olmadan sana yaklaşamam. Peki ya hiç kazanmadan kaybedersem?'

Sude yazsa kitap olur . Ben de okurum fena mı:)

 Ben de okurum fena mı:)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İHTİRAS  GÜNLÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin