Büyükada'da Güzel Bir Gün

55 11 1
                                    


     Büyükada'ya indik nihayet. Vapurdan inerken Koray'ın elimi tutuşundan etkilenmemi bir kenara bırakırsak Büyükada beni kendine her zamanki gibi hayran bırakıyordu. Daha iner inmez içimi kaplayan huzuru hissedebiliyordum. Denizden gelen ılık esen rüzgar resmen beni sarhoş ediyordu. İnsanların cıvıltısı eşlik ediyordu bu görüntüye. Ellerinde telefon ya da fotoğraf makineleriyle anı kadrajlayan insanlar da mutluydu burada olmaktan. Burayı yaşanır kılan ne varsa hepsini hissedebiliyordum. Benim şaşkın ve mutlu bakışlarım arasında Koray telefonunu eline aldı ve birini aramak için telefonu kulağına götürdü. O sırada bana sağ tarafı işaret ederek geçmemi söyledi. Telefonda aradığı kişiye ne zaman müsait olacağını sordu. 3 saat sonra orada oluruz diyerek kapattı telefonu.


-Evet, Derin kaldık mı baş başa.

-Neden?

-Korkma zararsızımdır.

-Ben şimdi bir şey mi söyledim. Hem kimle konuştun?

-Mehmet Bey'in çalışanı... Emine teyze. Çok şeker bir kadındır. Tanısan seversin.

-Mehmet Bey müsait değil mi?

-Hayır. İşi çıkmış 3 saate burda olur dedi işte. O zamana kadar takılalım.

-Oluurr.

-Büyükadayı seviyorsun demek ki? Bir de benimle gez bakalım. Belki daha çok seversin.

-Ooo. İddalıyız.

-Kesinlikle.

-Merak etme zaten o kadar seviyorum ki daha fazla sevdirmene gerek yok. Belki buraya olan sevgim en üst seviyededir.

-Beni şaşırttığını söylemeden edemeyeceğim.

-Nedenmiş o?

-Yani ada senin tarzın değil gibi. Sen öyle deyince şaşırdım.

-O zaman dinle. Benim hayalim bu aslında.

-Nasıl bir hayalmiş?

Hem adanın o muhteşem havasını alarak yavaş yavaş yürüyorduk, hem de ona hayallerimden bahsediyordum.

-Adalar içinde en sevdiğimdi Büyükada. Hani kendini bir yere ait hissedersin ya ben de kendimi buraya ait hissediyordum. Bir sürü sebebim vardı bunun için. Yalnız kalıp kitaplar okuyabileceğim, sessiz, sakin, huzurlu, nezih ve ferah bir yer olması beni hep cezbetmişti. Büyükada'da yaşamayı çok isterdim. Herkesleşen cümlelerle şehrin gürültüsünden, patırtısından, korna sesi, trafikten uzak olması değildi sebebi. Ki bu bile bir nedenken... O kadar sebep vardı ki bu çok gereksiz bir sebepti. Hatta neler yapabileceğimi gün gün bile anlatabilirim. Her gün Aya Yorgi'ye tırmanıp eşsiz manzarayı izlemek, her gün bacaklarımı hissetmeyecek kıvama gelene kadar bisiklet sürmek, küçük bahçeme sızan güneş ışıkları arasında resim çizmek; faytonların kapımın önünden geçişini izlemek... Sonra ansızın dondurma yeme isteğimi dindirmek, doya doya denize girmek, bahçeme ektiğim renkli çiçekler arasında gezinmek, doğayla baş başa kalmak... Akşamüzeri evimin denizi gören balkonunda gün batımını izlemek... Hayatı doya doya tam istediğin gibi yaşamak istediğim bir hayal kurdum işte. Kafamda o evi inşa ettim. Dizaynını buna göre yaptım. Yerini, konumunu, rengini, kokusunu, bahçemde yetiştirdiğim çiçeklere kadar... Düşünsene bu dünyada en mutlu olduğun, kendini ait hissettiğin o sıcak ortamı? Herkes yanından gitse bile sığınabileceğin o ortamı. İşte benim yoktu öyle bir yerim. Yok ve ben bu hayalin sıcaklığında huzur buldum. Gerçekleşmesini çok istediğim ama gerçekleştiremeyeceğim bir hayali yaşamayı çok istiyorum. Saçma geldi sana değil mi? Tamam, biliyorum saçma geldi...

-Hayır saçma değil, tuhaf. Yani öyle güzel bir hayal ki bu... Hayalde kalması tuhaf... Ama bir o kadar da kolay. Bu hayat senin Derin. Kısacık bir hayatımız var. Hani hayat kısa kuşlar uçuyor ya o hesap. Ellerinin arasından kaybolacak olan bu hayat için hayallerde yaşamaktansa onları gerçekleştirmek için çabalamalısın.

-Koray beni, yaşantımı bilmiyorsun. Beni tanımıyorsun. Sen özgür birisin. Yolun ortasında durup herkesin sana bakacağını bile bile büyük bir özgüvenle sokakta oturup kahvesini içen herhangi birinin resmini çizebiliyorsun. Ama ben öyle değilim.

***

Büyükada'da meydanın ortasındaki saat kulesinin önünde durdu ve dedi ki:

-Biraz bekle beni. Geliyorum.

Ona anlattıklarımdan dolayı beni küçümsemesinden korktum. Onun da kendini ya da eğer varsa hayallerini bana anlatmasını isterdim.

'Çözülmeyen bir denklem gibiydi Koray; ben denklem çözmede çok başarısızdım.'

***

      ***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İHTİRAS  GÜNLÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin