"Hastaneye gitmeli. Burada hiçbir şey yapamayız haydi yardım et koray "

Alya'nın sesiyle beni çözüp Emir'i bir kolunu tutup omzuna attı. Bende hemen diğer kolunu omzuma alıp koray'a yardımcı oldum. Alya sık sık dikkatli olmamız konusunda bizi uyarıyordu. Tekrardan depodan çıkıp yürümeye devam ettik. Geldiğimizde bizden kimse kalmamıştı. Gözlerim Hakan'ı arıyordu. Durdum. Gözlerimi kapatıp kendimi doğru yaptığıma tekrardan inandırdım. Artık ne ne kadar doğruydu ? Bilmiyordum.

"Gitti. O gidince kerem 'de peşinden gitti. Bende diğerlerini gönderdim. Evde buluşuruz diye."

Kafamı usulca sallayıp arabaya bindirme konusunda da koray'a yardımcı oldum. Ben arka koltukta oturup Emir'in kafasını dizlerime koydum. Alya'da ön koltuktaki yerini alınca koray hiç beklemeden yola koyuldu.

Kafamı eğip dizlerimde uyumaya ramak kalmış gözlerle bana bakan adama baktım. Kesik nefesi acı dolu yüzü bana beni hatırlattı. İçimi hatırlattı. Bir zamanlar nasıl çıkmazlarda boğulduğu mu ? Korktuğumu ağladığımı hatırlattı. Ama sıradan bir insana hissedeceğim acıma duygusundan başka hiçbir şey hissettirmedi. Üzülmedim de asla da üzülmezdim ona. Ama insanlık kelimesine deliler gibi âşıktım. Ve bir aşk asla gerisinde bırakmazdı sevdiğini. Bende öyle yaptım.

Gözlerimi ondan çekip aynadan bana bakan koray'la buluşturdum. Keskin ve donup bakışları burada olmaktan mutsuz ama beni yalnız bırakmamak için olduğunu hissettirdi. Ya da her zaman olduğu gibi Eda'sız huysuz bir adam olmuştu.

"Durumu nasıl Ef ?"

Alya'yı duyunca kendime gelip sorusuna hızlı bir şekilde cevap verdim .

"Bilmiyorum. "

Şehrin merkezine uzak bir yerde olmalıydık ki yaklaşıp yarım saat sonra Ankara 'nın tanıdık yollarına ulaşmıştık. Gölbaşı'na ulaşıp 19 mayıs hastanesinde soluğu aldık. Doğrusu uzun gelmişti bu yolculuk bana.

Arabadan inip görevlilerden sedye rica ettim. Emir'i arabadan indirip sedyeye alan insanlara olduğum yerde durup baktım. Telaşlı bakışları tuhafıma gitmişti. Ben onun için telaşlı değildim. Onun için üzülmüyordum. Ona karşı bir acıma duygusu yoktu. Ama buradaydım. Sevdiğim adamı bile gerimde bırakacak kadar değer veriyordum bazı şeylere. Geçmiş hatrına, insanlık hatrına.

Ben inandığım kadardım işte. Hakan'a inandım büyüdüm . Sevdim büyüdüm. Sözler verdim hem ona hem kızlara hemde kendime. Daha da büyüdüm. Aşık oldum hem değerlerime hem Bebek surat'a. Katlanarak büyüdüm. Kar tanelerin birleşip kardan adamı oluşturduğu gibi bir şeydi inanmak. Ben hala iyi şeylerin olmasına, aşka, kardeşliğe, dostluğa inanıyordum. İnanmak başarmak yaşamak içindi zaten. Ben başararak yaşamaya birkez daha karar verdim.

"Biz her şeyi hallettik. Gidelim mi ruh hastası? "

Alya ve koray'ın omzuma dokunmasıyla kendime gelip arabaya yerleştim yeniden. Kafamı cama dayayıp gözlerimi kapadım. Yorucu bir iki gün geçirmiştim. Hem beden olarak hemde zihin olarak uzun bir süre dinlenmem gerekiyor gibiydi. Tabi öncesinde Hakan'a yapmam gereken bir açıklama vardı.

°•○●°•○●

" elimdeki defterleri sıranın üzerine fırlatıp en arka köşedeki yerime oturdum. Bu okul artık tam anlamıyla beni boğuyor hatta günden güne yok ediyordu. Başkalarının sorunlarına ve aşk hayatlarına çare bularak kendimi bir şekilde oyalasamda. Kendimle başbaşa kaldığım her saniye deli gibi düşüncelere kapılıyor. Ve bir çıkmaza giriyordum. Eda ve Hayat dışında sınıftan sadece 2 arkadaşım vardı. Eda ve Hayat bir ön sırada ben ve melike onların arkasında ve en arkada oturuyorduk. Melike aslında benim 1.sınıftan biri arkadaşımdı. Yani sınıf arkadaşı. Benim duvarlarıma hep takılıp kalmış ama kader bizi lisede tekrar bir ara getirmişti. Aynı mahallenin çocukları olmamızda sanırım kader'in haydi Effy bu kızda senin için önemli olmalı demesi gibiydi. Soğuk tavırlarla arkadaşlığım lisede samimi bir hal aldı. Kerem ile uyumu da sanırım kızlarla bazen bizi hayattan soğutuyordu. Bir ara gelince yaptıkları nahoş şakalara katlanmak her yiğidin hakkı değildir.
"Günaydın Ef "
Ona gülümseyerek yanıt verdim ve oturması için toparladım. Bendeki bu hallere verdikleri tepki sadece sessizce beklemek olurdu . Öyle yaptı . Biraz daha kendimce düşüncelerde yolculuk yaptıktan sonra sıkıntıdan patlayacak hale gelip oturduğum yerden kalktım.

İyi Ki Geçtiler Where stories live. Discover now