Bölüm 38:Ben güzel miyim?

1.4K 152 35
                                    

"Benim içim güzel."

Küçükken çeşme başımda meyhanecinin oğlunun akıl almaz intikamından kurtarabildiğim o bir tutam saçı da 0 numara makineye kaptırdıktan sonra aylarca öyle gezmiştim.Benimle dalga geçen birine de bu cümleyle bağırmıştım."Benim içim güzel tamam mı içim güzel."

***

Havin,elinde bir tarakla sabah vakti odama geldiğinde döşeğin pembe yorganını eski sandık üzerine topluyordum.Onu görünce zaten bitmiş olan işimi bıraktım.Tarağı elime verip döşeğin önüne serili kilime bağdaş kurdu.Arkasına geçtim.Balköpüğü saçlarına kimseyi dokundurmaz,yapabildiği kadar kendi tarar onu da zaten çoğu zaman yapamaz diplerini bırakır öyle gezerdi.Şimdi ne olduysa bana tarattıyordu.Örgülerini omuzlarına salınca yavaşça ayağa kalktı.Döşeğin karşısında ki yarıdan çatlamış aynaya doğru yürüdü.İki örgüsüne dokunurken aynadan yansıyan suretini seyrediyordu.

"Ben güzel değil miyim?"Diye sordu.Aynaya baktım.

"Sen ay parçasısın."Dedim.Ardına döndü.Güzel güzel baktı gözlerime.
Yanıma gelip başını dizime koydu.

"Sevsene beni.Hani anasının kuzusu diye seviyorsun ya öyle."Dedi.Ellerim nazlı nazlı yol alırken saç tellerinde iç çekerek mırın mırın birşeyler anlatmaya koyuldu.

"İrem cadısı saçlarımı yolardı.Sen çok kibarsın.Senin parmakların ince.Hem sıcaksın.İrem buz gibi soğuktu.
Banyodayken kaynar suyla haşlardı beni.Babanneme şikayet edince de "O sana analık ediyor.Birde şikayet mi ediyorsun.Nankör."Diye kovalardı yanından.Beni niye sevmedi bilmiyorum.Annemi sevmiyormuş ya ondan heralde.İrem sen gelince bana senin bana üvey annelik yapacağını demişti.Ben o yüzden kötü davrandım sana.Özür dilerim."

"Sen bana hiç zahmet vermedin balköpüğüm.Unut bunları."

"Beni sevmeyen babam seni de sevmesin istedim.Özür dilerim."

"Şişş söyleme öyle şeyler.Babalar kızlarını sevmez mi hiç.Senin baban sevdiğini belli etme konusunda biraz beceriksiz o kadar ama birgün anlayacak hatasını.O zaman biz gerçek bir aile olacağız işte."

"Anlamayacak abla.Beni kandırma.
Çocuk değilim ben.Günlerdir senin peşinde nasıl gezindiğini sana nasıl baktığını görüyorum.Bide bana bak.Hep onun gözünün önündeyim ama bana bir defa bile kızım demedi.Sana hergün nasılsın diye soruyor.Bana hiç sormadı.Seni gezmeye götürüyor.Beni hiç götürmedi.Yanlış anlama kıskanmıyorum ama üzülüyorum abla."

Yutkundu.

"Şükran'ı babası herkesin içinde kucağına oturtuyor.Misafirlikte uyuyakaldığında kucağına alıp çıkarıyor.Bir defasında bende uyuyakaldım.Bilerek ha.Mahsusdan.
Babannem bastonuyla dürterek uyandırdı.Babam çoktan gitmiş.
Babama sarılmak için bir şansım vardı.Onu o gün kaybettim.
Bir keresin de Beyza'nın babası işten gelince Beyza babasıyla birlikte eve girdi.Akşam üstüydü.Annesi tavuk yapmıştı.Ta dışarı gelmişti kokusu.
Ben kapı önünde bekledim.Babam gelip bana "Haydi.Akşam oldu.Üşütürsün.Gir içeri"der diye.
Babam geldi.Eve girdi.Ben dışarıda kaldım.Bir keresinde bana ismi lazım değil biri "Baban niye seni sevmiyor.Piç misin sen"Diye sordu.Piç ne demek bilmiyordum.Öğrenince
Onu dövdüm.Disipline gidince babannemde beni dövdü.O hırsla ertesi gün aynı çocuğu yine dövdüm biliyor musun?Ona gücüm yetti.
Abla,yarın öbürgün ben olmazsam.
Yani ne bileyim belki ben sizden önce ölürsem."

"Havin!"Diye döşekten inerek karşısına geçtim.

"Ne biçim laf o.Bak bir daha..."

"Abla sakin.Mesela dedim.Birşey diyeceğim lafımı kesme.
Yumuşadıysak o kadar değil yani.Bak ben ağa kızıyım haa."Diye güldü.Derin bir iç çektikten sonra

Dicle OlmakWhere stories live. Discover now