Bölüm 20:Hadi Ben Kaçtım.

2K 153 6
                                    

O saniyelerde ta derunumdan gelen bir arzu ile durmasını dilediğim zaman,odada ki baba yadigarı duvar saatinin süslü yelkovanı,ağır akrebi kovalarken hızla ilerliyordu.

Rezil rüsva oluşuma şahit olmaması için ebe gelmeden evvel aynayı arka tarafına doğru çevirmiştim.

O gün,düştüğüm vaziyet karşısında Ayna'dan,akça pakça gerdanımdan ve bir kere bile öpülmeyen alnımdan çok utandım.

Hatun ebe ile birbirimizin kollarına yapışmış,yatak ile kapı arasında dans edercesine olduğumuz yerde dört dönerken ebe yorgun bir sesle:

"Kızım başım dönüyor bırak"Dedi

"Olmaz.Önce sen bırak"Dedim.

"İddialaşma gelin bırak!"

"E iyi madem.Bırakıyorum o zaman"

"Bır...ay...attı beni...oy...ne ettin gelin...başım oy?"

Bir hayli cebelleşmenin sonunda yatağa attığım ellisine merdiven dayamış Hatun ebe,tombul kollarını gelin döşeğinin üzerinde iki yana açmış,sık nefes alıp verirken gözleri önünde dönen tavana boş boş bakıyordu.

Alt damağında ki zaman içinde sararmış takma dişlerini,ıslak ağzının içinde diliyle çıkarıp bir tur döndürdükten sonra geri taktı.

Bir damlacık canımla Hatun ebenin,
konağa doğru mutlu mesut,alelacele yürürken penyesi terlemiş etli butlu kollarından çekerek döşeğe oturmasına yardımcı oldum.

Başındaki oyasız çemberi açtı.
Çemberin buruşuk ucunu sol elinin iki parmağı arasına kıstırarak benim yüzümden boncuk boncuk ter olan alnı ve ensesini sildikten sonra geri taktı.

Beyaz döşek başlığından çektiğim mavi tülbentimi,başıma tek elimle dolarken diğer elimle yatağın sol tarafındaki küçük komidinin üzerinden sürahiyi çekerek

"Sürahi de su kalmamış."Diye tebessüm ettim.

"Sen susamışsındır.Ben hemen bir koşu doldurup gelirim."Başında kırmızı kapak olan altıgen sürahiyi bir hamle de kapmış çıkmak üzere kapıdan tarafa dönmüştüm ki Ebe "Dur!"Dedi.

Durdum.

"Kaçma.Niye kaçıyorsun?"

Kalbim,kabugalarımı kıracakmışcasına ileri doğru hızlı hızlı atılıyordu.Genzimdeki su bağrıma doğru çekiliyor ve karnım alev alev yanıyordu.

Cesaretimi toplamaya çalışarak yavaşça arkamı döndüm.

Sürahiyi titreyen ellerimle yerine bıraktım.

Hatun ebenin önüne dermanım kalmamışcasına bir yorgunlukla oturdum.Hatun ebe de,dizinin üzerindeki bir çift genç elin üzerine koydu ihtiyar ellerini.

"Hatun Teyze"Dedim gözlerimi kaçırarak.

Dudaklarımı yaladım.

"Ali ağa ile ben"

Birdenbire dışarıda ne olduğunu anlamadığımız bir gürültüyle irkildik.Dış avludan gelen bağırış çağırışlar ta yukarı odaya kadar geliyordu.Ayağa kalktım.Ebe koynuna birkaç kere tükürür gibi yaptıktan sonra"Hayırdır İnşAllah"Dedi.Odadan çıktık.Ses avludan geliyordu.

Koridordan doğru avluya bakarak durumu anlamaya çalışırken İrem yenge,bir koşu yanımıza geldi.Ebeye durumumu sordu.Ebe:"Yatmıyor."
Dedi sıkıntılı bir halde.İrem yenge tek elini beline koyarken,alaycı bir gülümsemeyle "Neden acaba?"
Dedi.Kaynanam bastonuna dayana dayana yanıma geldi."Bu gürültü ne?Çawkani?"Diye bağırdı alt kata doğru.Aşağıda ellerinde valizlerde 40lı yaşlarında esmer bir kadının önüne genç kızlarını katarak konağa doğru geldiğini görünce şaşkınlıkla sustu kaldı."Rojda!"Diye mırıldandı sadece.Kaynanamdan gözümü alarak tekrar avludan tarafa döndüm.

Dicle OlmakWhere stories live. Discover now