Bölüm 19:Gebe ile Teneşir

2.4K 172 11
                                    

İki kıvrımlı demir başlığın arasındaki gelin döşeğine penye gecelikle örtülü sırtımı dayamış kenarları gül oyalı mendilimle hasta burnumu siliyordum.

Uyuşuk gözlerimi nazik ellerimle ovuşturarak açmaya uğraşırken kirpiklerimi araladığımda Ali'nin üzerini çıkardığını görür görmez kucağımdaki yorganın ucunu panikle yüzüme kaldırdım ardından küçük omuzlarımı da kaldırarak kaplumbağanın kabuğuna çekilmesi misali süklüm püklüm büzüldüm yatağın içinde.

El emeği göz nuruyla günler,belki
geceler boyu ilmek ilmek desen verilerek işlenmiş,kanaviçeli beyaz yastığın kenarına takıldı bakışlarım.

Bir tel kara saçı düşmüş kokusunu bıraktığı yastığa...

''Aaa Dicle,kocan o senin.Neredeyse bir ay olacak,hergün gördüğün adam.Neden böylesin?Gönlün mü düştü yoksa?''

Çehremde al al olan elmacık kemiklerimi gizlediğim yorganı birazcık aralayarak,Ali'ye belli etmeden yatağın çaprazına doğru gelen O kırılasıca,3 gün kimse yüzüne bakmayacasıca da ortada kalasıca aynaya kaşlarımı çattım.

''Sus''dedim kısık bir sesle.''Şom ağızlı''

Ali,bir yandan gömlek düğmelerini ilikliyor diğer yandan da kulağıyla omzu arasına kıstırdığı telefonla canı sıkkın bir halde iş konuşuyordu.

Telefonunun diğer ucunda hatasının nelere mal olabileceğini anlatarak azarladığı çalışanına biraz beklemesini söyledikten sonra bana doğru dönerek

''Kim?''Diye sordu.

Kucağıma indirdiğim yorganın baş tarafına dikilmiş mor saten kumaşını tırnaklarken,suratıma şaşkın bir ifade takınıp

''Kim kim?''Dedim.

''Saklamaya çalışma.Birine az önce şom ağızlı dedin.Kulaklarımla duydum?Kime dedin?''Dedi Ağam.

Yutkundum.

''Bike vardı benim halamın kızı,O ne şom ağızlıydı O!Biz,bir keresinde meydandaki ceşmenin orada beştaş oynuyorduk bu dedi ki ''ya taşlar birimizin kafaya inerde kanatırsa'' Dedi.Sonra sıra Ayşedeyken tutacağım diye sen havadaki taşa yumruk at!.O taşta vursun mu Bikenin alnının çatısına şak diye.Bike'nin alnı oldu na böyle domates gibi.Tabi...''

Ali,''Hep gereksiz konuşuyorsun''
diye tuhaf tuhaf başını salladıktan sonra telefonda konuşmaya devam ederek odadan çıktı.

Yorganı üzerimden hışımla atıp odanın içinde gezinmeye başladım.

''Git Sen git ,sana kalmadım heralde!Ben kendi kendime de yeterim.Sonra Bike'nin kafa şişti böyle oldu Bizim kokana da çirkin durdu diye alnına çember bağladı,biraz öyle gezdi.''Diye kahkahalarla gülmeye başladım.Sağa baktım,sola baktım duvarlara çarparak bana geri dönen,karşılıksız kalan gülüşlerim kesik kesik azalırken mahzun başım önüme düştü.

''Bence komikti.''Dedim badanası sirke satan duvarlara.

''ELHAMDÜLİLLAH sonunda delirdik.''Diye iç çekerek mırıldandım.

Bir cana hasret kaldım gurbette.

Her iki yatağı da topladıktan hemen sonra hikayemin devamını anlatabilmek için konağı gezmeye çıktım.

Henüz birkaç adım atmıştım ki aniden karşıma çıkan iki haylaz eteklerime dolaşarak beni olduğum yerde döndürmeye başladılar.

''Durun çocuklar,başım dönüyor,
yapmayın''Diye ayakta durmaya çalışırken bir anda kendimi arkama saklanan oğlan çocuğuna siper olmuş halde buldum.

Dicle OlmakWhere stories live. Discover now