Konuşma Böyle

7.2K 745 574
                                    

"Ben iki saate kadar geleceğim. Bir şey olduğunda ararsın." elime aldığım çantaya telefonumu koyduktan sonra konuşmuştum. O son telefon konuşmamdan sonra hızlıca hazırlanmış ve dadıyı çağırmıştım. Şimdi de hastaneye gidecektim.

Kalbim o kadar kırıktı ki, nefeslerim sıkışıyordu.

Onun başkasına dokunduğunu düşünmek bile beni deli ederken..

Tanrım delireceğim. Nasıl olur da bunu yapar?!

Farkında olmadan sıktığım yumruğum, elimi acıtmaya başladığında arabaya vardığımı da fark etmiştim. Sakin olmak amacıyla derin nefeslerimi alırken aklıma gelen şeyle boğazım düğümlendi.

Karnımda bir canlı vardı ve, ben ne hissediyorsam o da hissediyordu.

Bu yüzden mutlu olmam gerekiyordu. Ne olursa olsun. Onun için. En azından denemeliydim.

Titreyen göz kapaklarım işimi zorlaştırsa da kapıyı açıp yavaşça oturdum direksiyona. Arabayı çalıştırdığım vakit, direksiyonu Jungkookmuş gibi sıkıca kavrıyordum. Böylelikle onun canını da, şu an yaşadığım gibi acıttığımı düşünebilirdim.

Gaza bastığım sırada gözümden düşen yaşlar yolu görmemi engelliyordu.

Biri en sevdiğim, değerlim, diğer yarım, hayat arkadaşım.

Diğeri ise, düşmanım.

Kaldıramıyordum işte. Jungkook'a her ne kadar Taehyung'u sevmediğimi anlatsam da beni dinlememişti. Tamam, konuşursun, tokalaşırsın falan ama.

Sarılmak nedir?

Bittim sen Jungkook. Elimden çekeceğin var.

***

Hastaneye geldiğimi anladığımda hızlı hareketlerle arabayı durdurup indim. Beni görenler ne kadar şaşırıp sevinseler de, şu an onlara selam verip zaman kaybedecek durumda değildim.

Arabada yeterince ağlasam da,  hala gözümden teker teker damlalar düşüyordu yanaklarıma doğru.

Hırs bütün vücudumu kaplamıştı. Bu hamile halimle gidip Taehyung'u da, Jungkook'u da dövecek durumdaydım. 

Şansıma inen boş asansöre bindikten sonra gideceğim kata basmıştım. Her ne kadar sakin olmaya çalışsam da olmuyordu. İçimdeki adrenalin durmak yerine, daha da artıp yorulmama neden oluyordu. 

Bu duruma da sinirlendiğimde gözyaşlarım daha da hızlı akmaya başlıyordu. Elimin tersiyle gözyaşlarımı yok ettim. Belki de onlar şu an gülüşüyorlardı ve ben hala sinirden yerimde kuduruyordum.

Hafif çan sesi kulaklarıma dolduğunda asansörün durduğunu anlamıştım.  Her ne kadar elimi kolumu sallayarak ciddi bir giriş yapsam da, önümdeki koca şey buna engel olduğu için elimi belime götürüp öyle yürümeye başladım. 

Adımlarım Dr, Jeon- adı batasıca Jungkook'un kapısını  bulduğunda, hiç düşünmeden kapıyı açmıştım. 

Yok artık..

Gerçekten mi?

"Seni adi pislik!" içime hükmeden sinirle birlikte sıktığım yumruğumu,Jungkook'un masasının karşısında oturan Taehyung denen fırsatçının yüzüne geçirdiğimde cırlayarak elini yanağına götürmüştü.

"Seni fırsatçı, yüzsüz herif!" çabuk yorulmam yüzünden sadece güçsüz yumruklarımla kafasına ve sinirden dolayı  görmediğim yerlere vuruyordum.

"Seni Piç kurusu!-"

"Hayatım sakin ol!" yumruk atmamla beraber ayağa kalkan çok sevgili eşimi umursamadan yumruklarımı savurmaya devam ederken, arkama geçip belimi tutarak kendine doğru çekiştirdiğinde bir yandan da dirseğimle karnına geçirmeye çalışıyordum.

"Demek kocamı ayartırsın,ha?!" elimi saçlarına daldırıp çekeceğim sırada elimin üstüne gelen Jungkook'un eliyle geri çekilmiştim sonunda.

Tanrım hıncımı almalıydım!

"Git buradan!" onca yaptıklarıma rağmen hiç bir şey demeden kendini korumaya çalışarak oturmaya devam eden Taehyung, beni daha da sinirlendiriyordu.

"Defol git buradan Kim Taehyung!" tekrar bağırdığımda şeytan bakışlarını bana çevirip oyuncu bir ifadeyle bana baktı bir süre.

"Bunu yaptığın için pişman olacaksın Jimin."  ardından hızla ayağa kalkıp odayı terk etmişti.

"Bir de tehdit ediyor şerefsiz köpek!"

Derin nefeslerim eşliğinde sakinleşmeye çalışırken, hala belimde bekleyen elleri fark ettiğimde daha da delirmiştim.

Gözyaşlarım düşmeye devam ederken, ellerimle belimdeki elleri geri çektim.

Hızla arkamı ona dönüp hızla inip kalkan göğsümü engellemeye çalıştığım sırada ağzımdan bir hıçkırık kaçmıştı.

"Jimin, ne yaptığını sanıyorsun sen?!" sinirli bir ifadeyle -yüzsüzce- bana bağırdığında kahkahayla tısladım. Odada gezinen bakışlarım, onu bulduğunda ciddileşmişti.

"Asıl sen ne bok yediğini sanıyorsun Jeon Jungkook?!" çatallaşmış sesimle ona bağırdığımda anlamaz ifadelerle bana bakmıştı.

"Ne yapmışım da böyle delirip adam dövüyorsun?!" boynumdan göğsüme doğru süzülen soğuk yaşlarıma rağmen alayla gülümsemiştim.

Hala yalan söylüyordu.

Hala bilmemezlikten gelip beni çıldırtıyordu.

Neden?

Neden bunu yapıyorsun Jungkook?

"Başka insanlara dokunuyorsun." titreyen çenemle ona doğru adımlarken fısıldıyordum.

Bana doğru uzanan kolu hemen sıkıca sarmıştı belimi. Beni alttan almaya çalışıyordu, her zaman yaptığı gibi.

"Bebeğim, biliyorum hamilesin ama bunları abartman çok gereksiz değil mi?" yorulmuş bir ifadeyle ona baktım.

Hala beni anlamıyordu.

"Düşmanıma sarılıyorsun. Sana onca kez söylememe rağmen ona dokunuyorsun, konuşuyorsunz ona gülüyorsun Jungkook." bir anda kaşları çatılmıştı. Tabii, hiçbir şeyden haberi yoktu.

"Düşmanın?" belimi sıkan ellerini tekrar itekleyip geri çekildim. Burnumu çekerken bir yandan gözlerimi silsem de yerini yeni yaşlar bırakıyordu.

"Düşmanım, Kim Taehyung."  ciddi ifadesi kaybolup alayla gülmeye başladığında anlam veremiyordum. Neden bu kadar umursamazdı?

"Saçmalama Jimin. Tamam, geçmişte pek iyi şeyler yaşamamış olabiliriz ama bunlar dediğim gibi; geçmişte kaldı. Artık bunları unutmanın tam zamanı-"

"Unutamam Jungkook! Ne kadar acı çektiğimden haberin var mı?! Hala ona nasıl olur da sarıldığına anlam veremiyorum!"

"Jimin, ona ben sarılmadım! O, sadece babasının öleceğini söyleyip bana sarıldı birden bire. Onu itmeye kalkışacaktım fakat izin vermeyip ağlamaya başladığında bir şey yapamadı-"

"İnanmıyorum tamam mı?! Artık inanmıyorum!" yüzüne doğru sistemle bağırdım.

"Jimin, konuşma böyle." ağlamaktan titreme moduna girmiş vücudum yüzünden yutkunamıyordum bile.

"İstediğini yap Jungkook. Umrumda değilsin." hemen yanımdaki kapıyı açıp, bana dolu gözleriyle bakan eşimi umursamadan çıktım odadan.

Biraz da o ağlasın.




Ya bölüm oldu mu bilmiyorum. Kafam karıştı, bazı yerlerde spoi yazmıştım sonra silip tekrar düzenledim. İnşallah batmamıştır.

Beautiful Doctors °jikookWhere stories live. Discover now