Özledim

8K 749 234
                                    

Saat ilerledikçe, parmağımda kalan tırnak fazlalıkları da azalıyordu yavaş yavaş. İçimdeki heyecan ve adrenalin birleşip, büyük bir savaş alanı yaratıyordu vücudumda. E bir de hamilelik eklenince, bu savaş nükleer savaşa dönüyordu adeta..

"Baba, bij yemek yedik." Jungsun'un tatlı mırıltısı kulaklarımı doldururken irkilmem bir olmuştu. Derin bir nefes alıp başımı salladım ve mutfağa doğru ilerlerken cevap verdim.

"Tamam bebeğim. Şimdi salona geçin ve evcilik oyununa başlayın, ben de gelirim şimdi." minikler iki salona yolladıktan sonra, yavaş adımlarla mutfağa ilerleyip yemek masasındaki tabakları alıp lavaboya bıraktım.

Ardından işim bittikten sonra, Jungkook'la bin bir anılar yaşadığımız yatak odasından telefonumu aldım. Aramalardan ve mesajlardan bildirim görmeyince hayal kırıklığına uğrasam da, diğer yanım neden hayal kırıklığına girdiğimi sorguluyordu.

Tanrım, salağın tekiyim ben!

Başımı iki yana sallayıp sakin adımlarla, salonda oyun oynayan miniklerimin yanına ilerledim.

Kendi hayal dünyalarında kurdukları yarış pistinde-salonun halısında- ellerindeki arabaları yarıştırırken bir yandan da ağızlarından tuhaf sesler çıkarıyorlardı.

Hele ki Mingyu'nun dolgun kırmızı dudakları büzüşüp, "Piyuuv" diye sesler çıkarırken onu yememek için zor yürüyordum kendimi. Daha fazla kendimi tutamayıp kıkırdadığımda, dikkatlerini çekmemiştim.

Karnımı tutarken yavaşça yere çömelip, onlara eşlik etmek için önümdeki renkli oyuncak arabalardan seçmeye başladım.

"Baba, kaydeşimij naşıy?"

"Yayamajyık yapıyoy mu?" konuşma şiveleriyle aşk yaşarken cevap vermek için boğazımı temizledim.

"Kardeşiniz çok uslu duruyor Jungsun. Sanırım doğduğunda sizinle çok iyi anlaşacak." uzanıp ikisinin de yumuşak ve mis kokan saçlarına birer öpücük kondurduktan sonra yerime geçip, seçtiğim kırmızı arabayı sürmeye başladım.

"Aa, o jaman ona ayıcık koyeşiyonumdan veyebiyiyim!" dudaklarını şaşkınca aralayıp, heyecanla konuştuğunda kıkırdayıp başımı salladım.

"Evet-" tam bu sırada telefonum çalmaya başladığında, aklıma gelen şeyle hızla elimde hazırda bulunan telefonumu alıp kulağıma götürdüm.

"Alo, şef?" Eun'ın kısık sesini duyduğumda heyecanım katlanmıştı.

"Efendim Eun?"

"Ah, sizi, bugün olanları anlatmak için aradım da." aklımda beliren bir kaç berbat sahneyle, derin ve bir o kadar da titrek bir nefes aldım.

"Pekala, anlat." kendimi ne söyleyeceğine hazırladım. Umarım hayal kırıklığına uğrayacağım bir şey olmazdı. Yoksa o zaman ne yapardım, bilmiyordum.

"Şey, bugün Bay Kim.. eşinizin yanına gelip bir kaç kez konuşmaya çalıştı. Hatta daha çok, dinlenme odasında Bay Jeon'un yanına oturmaya çalışıyor." kaşlarım sinirle çatılırken en çok merak ettiğim soruyu sordum.

"Peki Jungkook ne yapıyor o sırada?"

"Bay Jeon tabii ki de uzaklaşıyor her seferinde. Fakat Bay Kim yine de uslanmıyor sanırım." duyduğum sözlerle sinir anında beynime sıçramıştı. Biliyordum işte! Yokluğumdan yararlanıp, kocamla konuşmaya çalışacağını biliyordum. Utanmaz, yüzsüz herif işte ne olacak!

"Pekala.. Teşekkür ederim. Gözlemeye devam et Eun. Kapatıyorum şimdi."

"Tamam Bay Jeon. İyi günler." aramayı sonlandırdıktan sonra bana şaşkınca bakan iki minikle karşılaşmıştım hemen.

Beautiful Doctors °jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin