Nazlı Yarim

8.8K 823 405
                                    

"Mingyu, oğlum yavaş yürü."  büyük çocuk parkının içinde koşturan tombul oğluna sesleniyordum.

Gözüm ondan hiçbir şekilde ayrılmıyordu. Jungkook da karşı tarafta oturmuş, Jungsun'a göz kulak oluyordu. Aslında karşı tarafta durmasının sebebi, benim onun yanından kalkmamdı.

Her ne kadar onun yanında oturup zaman geçirmek istesem de, geçen gün Taehyung ile gülüştüğü aklıma geliyor ve çıldırmamı sağlıyordu. Hem, benim stres altında olmamam gerekiyordu.

Bir buçuk aylık olmuş, karnımın çok az da olsa belirginleştirmesini sağlamıştı bu hamilelik. Onu düşündükçe umarım Jungkook'a  benzemez diye dua ediyordum. Çünkü canım istiyordu.

" Baba! Bana pamuk şekey ay! Bak, oyda şatıyoy amça!" küçük oğlumun sesini duymamla düşüncelerimden ayrılırken, küçük işaret parmağıyla gösterdiği yere baktım. Renkli renkli pamuk şekerlerin olduğu uzun ve büyük tahtayı elinde taşıyor ve bir yandan da işini yapıyordu.

"Tamam bebeğim, dikkat et!" ona seslenip temkinli adımlarla pamuk şekerci adamın yanına doğru ilerlemeye başladım.

Acaba Jungkook şu an ne yapıyordu.. Her ne kadar aynı evde, aynı yastığa baş koysak da liseli ergenler gibi oluyorduk bazen.

Hatta şu an, beni gizlice izlediğini düşünüp heyecanlanıyordum. Midemden başlayıp nefes borumu tıkan hoş bir histi, aynı ona duyduğum aşk gibi. Gerçi bu da aşktı ya zaten..

"Neye gülüyorsun sen öyle? Kocanın önünde elin adamına mı gülüyorsun, ha?" tanıdık sesi duymamla irkilirken kurduğu cümleler kaşlarımı çatmama sebep olmuştu.

"Ne saçmalıyorsun Jungkook? Çocukların yanına git, bir şey olur şimdi." umursamaz adımlarla on adımlık ileride duran adama ilerleyeceğim sırada kolumdan çekilmemle gözlerimi devirmiştim.

"Hayatım, sence de fazla uzatmıyor musun?" derin bir nefes alıp ona döndüğümde asık suratıma kemikli ellerini yerleştirip okşamaya başladı tombul yanaklarımı.

"Bak sen böyle yaptıkça ben daha çok üzülüyorum, vicdan azabı çekiyorum.".

"Amacım da bu zaten." sinirle dudaklarımı büzüp bakışlarımı parkta gezdirdim. Dıştan ne kadar umursamaz ve sakin olsam da, içten içe beynindeki çanlar kulak zarımı patlatmıştı bile.

"Jimin, bebeğim benim, nazlı yarim-" yüzümü buruşturup ona baktım.

"Kıyma bu kocana, sensiz bırakma bu tavşan kılıklıyı. Halbuki her gece kollarım seni bulmamak için can çekişiyor,huh?" her ne kadar gülmek istemesemde  kurduğu sözler istemsizce kıkırdamama neden olmuştu.

Tanrım, ne yapayım çok tatlıydı benim tavşan kılıklı eşim..

"Hah, şöyle yahu." uzanıp, parmaklarıyla büzüştürdüğü dudaklarıma özlem dolu bir öpücük bıraktığında gözlerim kocaman açılmıştı.

"Aile var burda Jungkok, ne yapıyorsun tanrı aşkına?!" sessizce tısladığımda tavşan dişlerini çıkararak sırıtmaya başlamıştı hemen.

"Baba! Şeni bekliyoyum buyda!" Mingyu'nun sesini duyduğumda gözlerimi kocaman açmıştım.

"Senin yüzünden oğluma pamuk şeker almayı unuttum!" yalancı bir sinirle tısladığımda tekrar gülümsemiş ve gitmemi engellemişti.

"Sen çocuklarımıza bak, ben alırım. Şimdi asılır masılır bu adam sana. Katil olursam nasıl sevişiriz değil mi hayatım?" umutsuz bir vakaymışcasına yüzüne baktıktan sonra yavaş adımlarla çocuklara doğru yürüdüm.

Kendisi Taehyung'la gülüşürken, başkasından bir şey almama kızıyordu beyefendi. Bencil herif, uyuz,odun,kalas. Ama her şeye rağmen yakışıklı, kas çuvalı,sevdiğim adamdı.

***

Eski  fotoğraflarımıza bakıyorduk beraber. Gecenin karanlığını aydınlatan pembe gece lambam ile üniversite anılarımızın dolu olduğu fotoğraflarda kaybolmuştuk resmen. O  günlerimi yaşamış gibiydim adeta.

Pembe gece lambası ne alaka derseniz, bu da benim Jungkook üzerinde kullandığım bir fetişti işte. Fantezi de olur.  Evet, yirmi yedi yaşında kocaman adamlar olmamıza rağmen yine de fantezi yapıyorduk, olamaz mı?

Albüm sayfasını değiştirirken karşıma çıkan fotoğrafla kıkırdamıştım.

"Hatırlıyor musun bunu?" başımı kaslı göğsünden  kaldırıp Jungkook'a sorduğumda uykulu gözleriyle gülümsemişti.

"Hatırlamaz mıyım? Sırf benden utandığın için yanımda öylece dikilip kameraya put gibi bakmıştın. O zaman belli etmesem de içten içe kahkaha atmıştım." çatık kaşlarımla bakmaya başladım.

Ne demek kahkaha atıyordum?!  Resmen benimle dalga geçmişti demek ki!

"Ne yapayım, o zamanlar daha yeni bir hafta olmuştu çıktığımızda.  Okulun ortasında bile bana aşkını itiraf ettiğinde ne kadar utandım biliyor musun? Resmen kafamın bir domates olup patlayacağını sanmıştım o an." tamamen ciddi bir ifadeye büründüğünde tırsmamış değildim. Alınmış mıydı yoksa? Tamam utanmıştım fakat utanmaktan kastım, eşcinsel olduğumuz için değildi.  Neye utandığımı da biliyord-

Ve evet, ben üzülmeye başladığım sırada albümü yatağın kenarına bırakıp sertçe dudaklarıma yapışmıştı. Kurduğum ihtimaller arasında bu olmasa da şaşırmıştım.

Şu adamın, aniden beni nerde olursa olsun öpmesi yok muydu.. Bir gün kalpten bayılacaktım, o kesindi. Aşkını bana ilk itiraf ettiği zamanda böyle olmuştu.

Kantinde dondurma yerken birden bire karşıma çıkmış ve yanımda durup diz çökerek, elindeki çiçeği bana uzatmıştı. Ah, biliyorum fazla vıcık vıcıktı ama yinede çok güzel zamanlardı..

Boynuna uzanan kollarımla kendime sardım onu. Ağırlığını üstüme vermemeye özen göstererek özlemle tadımı çıkarmıştı bir süreliğine. Boynuma inen sıcak dili nefes almamı engelliyordu. Heyecan ve hazla birlikte inip kalkan göğsüm derin nefesler almamı sağlamıştı.

"Senin savunmasız haline aşığım ben. O zaman da savunmasızdın, o zaman da deli oluyordum sana. Savunmasız halin gözlerimin önüne geldiği her an sana  dokunmak için deli oluyordum, rüyalarıma gidiyordun Jeon Jimin-sshi.  Geceyi banyolarda geçiriyordum, senin yüzünden kaç ay bayonyolarda süründüm, haberin var mı?"  upuzun konuşması soluklanmamı sağlarken nefes nefese kıkırdadım. Tanrım şu an fazla seksi görünüyordu.

"Geçmiş geçmişte kaldı. Şu an tamamen sana aitim, savunmasız bir şekilde bana dokunmanı bekliyorum Jeon Jungkook-sshi.." işte eşim bu sözlerimden sonra çileden çıkmıştı. 

Geceleyin kafama kadar delecekti beni de, zor tuttum hayvanı. Cidden, bazen Jungkook'un içinden seks canavarı çıkıp, verdiği hazla beynimi jel bir kıvama çeviriyordu resmen. Şimdi karnımda bir canlı taşıdığım için mecburen yavaş olmuştu. Bana kalırsa hiç bu işe kalkışmazdık, hep ben kışkırttım onu. Şimdi de cezasını çekecektim işte.

Ya ben son satırda acayip güldüm amk dkxlsjsöjslsnzlnzçsjsç

Beautiful Doctors °jikookحيث تعيش القصص. اكتشف الآن