Bende Saklı, O Derin Yaralar

8.2K 791 365
                                    

"Bir daha onun yanına gidecek misin?"

Titrek bir nefes aldım. Soğuk, bir o kadar da yaşlı bakışlarım onu buldu.

"Evet." kıkırdadı.

"Demek gideceksin, öyle mi?" yanaklarımdan çeneme doğru süzülen soğuk yaşıma rağmen gülümsedim. Acı ama bir o kadar da güçlü bir gülümsemeydi bu.

"Evet, gideceğim, her zaman gideceğim. Yanında olacağım, ona her zamanki gibi sımsıkı sarılacağım ve öpüp koklaya-" suratıma geçirdiği sert tokatla gözlerim kapanmıştı. Vurduğu yerler karıncalanıp acımaya başlasa da umrumda değildi. Ben, Jungkook'u seviyordum.

"Park Jimin, seni öldüresiye dövmekten beter etmemi istemiyorsan ondan uzak dur. O benim, anladın mı? Onu seviyorum, bir gün gelecek ve o da beni sevecek. Peşimizi bırak, ikimizde mutlu olalım.."

"Taehyung.." çatallaşmış sesime rağmen alayla fısıldarken boğuk bir kahkaha bıraktım soğuk havaya.

"Yorulmadın mı? Onun peşinden koşmaktan, boş ve olmayacak bir şeyin peşinden koşmaktan yorulmadın mı? O seni sevmiyor, adını duyunca bile yüzü asılırken seni nasıl sevmesini bekliyorsun? Nasıl sana bağlanmasını, beni unutmasını bekliyorsun?" kandan kırmızılaşmış gözleri seyiriyordu. Artık bıkmıştım, bazı gerçekleri görmesi gerekiyordu.

Ona gerçekleri söylemediğim sürece, sürekli ben ve Jungkook'un peşinde dolaşacak ve beni tehdit etmeye devam edecekti. Bundan bıkmıştım, aynı şeyi altı ay boyunca devam ettirmekten yorulmuştum. Ama o inandığı boş hayale kapılmaktan yorulmadı.

"Sus Jimin."

"Gerçekler bunlar Taehyung. O seni değil, beni seviyor. Unut artık, bırak peşimizi, bırak bu sonu bomboş yolda yürümeyi." titreyen göz kapaklarına rağmen şakağından akan ter ile soğuk bakışlarını üzerime dikmişti. Ardından eli cebine gitti.

Ne olduğunu anlayamamıştım. Ta ki, karnımın sol tarafında hissettiğim acıya kadar. Gözlerim yavaşça açılırken acı büyümüş, soğukla beraber nefesimin kesilmesine neden olmuştu. Nefes almaya çalıştıkça canım daha çok yanıyor, nefessiz kalmama neden oluyordu.

Soğuktan buz tutmuş ellerim karnına gittiğinde hissettiğim sıcak sıvıyla sertçe yutkundum. Bakışlarım korkak bir şekilde karnıma gittiği an, karnıma saplanmış bıçağı görmüştüm.

Ağlama dürtüm çoğaldıkça boğazımdaki yumru beni boğmaya başlamıştı.

"T..Taehyung-"

"Demek onun yanına gitmek istiyorsun ha Jimin? Hadi, git bakalım. Tutmuyorum seni, koş, şimdi kucak açmış seni bekliyordur. Hadi! Ne duruyorsun lanet olası?!"

Yola çıkıp deli gibi bağırmaya başladığında bende ağlamaya başlamıştım.

Biliyordum, Kim Tarhyung'un kötü biri olduğunu bilmiyordum.

Ama bu kadar ileri gidebileceğini bilmiyordum.

"Jimin?"

"Hey, kime diyorum ben?"

"Tanrım, sen ağlıyor musun?" omzumdan sertçe dürtülmemle beraber düştüğüm karanlık kuyudan kendimi çıkarmıştım.

"İyi misin?" yanağımdaki ıslaklığı hissettiğimde kaşlarım çatılmıştı. Ağlıyor muydum?

"Hyung?"

"Kalk ayağa, yüzünü yıkayalım. Rengin solmuş resmen." Jin hyung kolumdan tutup beni ayağa kaldırdığında aynı acı tekrar karnıma saplanmıştı. Sanki boğazıma bıçak saplamışlardı. Yine nefes alamamıştım.

"j-jimin, neyin var?" karnıma saplanan ağrı git gide şiddetlenirken acı dolu bağırışlarım dinlenme odasını doldurmuştu.

"Hyung, b-bebeğim, ona bişeyler oluyor!"

"Hyung b-birşeyler yap-ah!" konuşmakta ne kadar zorlansamda derin nefesler alıyordum. Tarifi imkansız bir acıydı bu. Korkak bakışlarım Jin hyungun üzerindeyken tedirgin bir şekilde başını salladı ve titreyen elleriyle beni koltuğa oturtmaya çalıştı.

"T-tamam sakin ol, derin nefes al. Ben hemşireyi çağırıyorum, sakın kıpırdama!" gözlerim hızla dolmaya başlarken kendimi yavaşça koltuğa bırkatım. Ağrı sürekli sızlıyor ve nefeslerimi tıkıyordu.

Bir ay olmuştu ve karnım belirginleşmişti. Bu bir ay içinde oldukça stresteydim, her ne kadar Jungkook'a belli etmesemde içimde büyüyen korku daha fazla duramamıştı. Bugün bebeğime zarar verircesine kendini göstermişti.

Ve bu sefer en büyük korkum bebeğine birşey olmasıydı.

Aradan geçen bir kaç saniyenin ardından vücudum daha fazlasına dayanamamıştı. Jin hyungun odaya girmesiyle gözlerim yavaşça kapanmış ve geriyi karanlık kaplamıştı.

***

Boğazımda hissettiğim kurulukla gözlerimi yavaşça açtığım sırada başımda dikilen Jungkook'u görmüştüm. 

"Jimin?" hızla üzerime eğilip gözlerinden düşen taze yaşlarına rağmen sersemce gülümserken, elini yüzüme getirip okşamaya başlamıştı.

"Bebeğim, o..-o iyi mi?" titreyen çenesiyle birlikte derin nefesler alsa da ağlamasını engelleyemiyordu. Konu ben olunca, Jungkook'un yüzündeki sert adam maskesi düşüyordu.

"İyi Jimin, tanrıya şükür ki o da, sende iyisiniz." gözlerimde biriken yaşlarla kapattım gözlerimi.

"Canın acıyor mu?" boğuk sesiyle konuştuğunda kuruyan dudaklarımı yaladım. Derin bir nefes alırken zorlukla açtım birbirine yapışan kirpiklerimi.

"Hayır. Seni gördüğüm an herşeyi unuttum sevgilim." gözyaşlarına rağmen gülümseyip küçük bir öpücük bıraktı dudaklarıma. Hissettiğim temasla gözlerim kapanırken ne kadar korktuğunu fark etmiştim. Beni öpmesiyle ne kadar korktuğunu göstermişti bana.

Elimle yüzünü okşadım ardından korkmaması gerektiğini gösterdim bende. Dudaklarına ıslak bir öpücükle karşılık verirken herşeyin yolunda olduğunu hissettirmeye çalıştım.

O da hissetmiş gibi kıvırdı aşinası olduğum kırmızılıklarını. Bu seferde kıvrılmış dudaklarını öptüm.

"Ben iyiyim, korkma bebeğim." sıcak nefeslerimiz birbirine karışırken alnıma uzun bir öpücük kondurdu. Bileklerine tutundum ardından, öpücüklerimle süsledim büyük ellerini.

"Hoseok hyungla konuştum. Aşırı gerginlik ve stresten vücudun yorgun düşmüş. Bebeğe zarar gelmemiş ama o da tehlikedeymiş.  Seni eve götüreceğim. Bir aylık iznin var Jimim." dedikleriyle gözlerim açılırken başımı iki yana salladım.

"O-olmaz. Zaten bir aydır doğru düzgün yaptığım bir şey yokt-"

"Eve gidip dinleneceksin Jimin. Ne kadar korktuğumdan haberin var mı senin? O sedyede baygın bedenini ve solgun yüzünü gördükçe öldüğümü hissettim. Ruhumun bedenimden uzaklaştığını düşündüm." çatallaşmış ses tonuyla konuştuğunda derin bir nefes aldım. Benim yüzümden üzülmesini istemiyordum. Bu yüzden dediğini yapıp evde dinlenecektim. Belki Taehyung'u görmemek bana iyi gelebilirdi. Çünkü yine bana zarar veriyordu, farkında olmasa da aynı atmosferde nefes almamız bile benim için tehlike çanlarını çalıyordu.

"Pekala, sadece bir aylığına ev adamı olacağım."






Ya ben böyle hareketli ve duygusal bölümleri yazamam ama inşallah olmuştur. Ve bu arada artık Taehyung'un ne yaptığını öğrenmiş oldunuz.

Oy vermeyi unutmayın!

Beautiful Doctors °jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin