Test

14.5K 1.2K 798
                                    

"Anlat Eun, neler oluyor?" hemşire Bayan Eun'ın şüpheli davranışları yüzünden -kentinde yemek yemeyip sürekli düşünceliydi- daha fazla dayanamayıp sormayı seçtim.

"N-neyi anlatayım?" kekelemesi onu zaten ele verirken gülümsedim.

"Birine falan mı aşık oldun?" alayla sorduğum soruya karşın oldukça tedirgin davranmıştı. İşte bu hareketi onu ele vermişti.

"Hayır Bay Jeon!" alayla ona bakmaya devam ederken gözlerini kırpıştırdı. Hadi ama, benden bir şey kaçar mıydı?

"Y-ani..tabiki hayır. Hem, ben çalışmaktan zaman mk buluyorum sanki?" burukça ellerine bakıp oynamaya başladı. Ama hala inanmıyordum, bu yüzden üstüne gitmeyi deneyecektim.

"Bak, söz aramızda. Hadi çekinme de anlat bana." bir süre güven ararcasına gözlerimin içine baktığında o güveni bulmuş gibi derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Şey, aslında..yaklaşık iki haftadır aklımdan çıkmayan biri var. Ve bunu engelleyemiyorum." kaşlarımı çattım.

"Neden engelleyesin ki?" tereddütle gözlerine baktı. Sanırım ona bunu söylemekten çekiniyordu. Ama ben bu tereddütünü yok edebilir ve ona yardım edebilirdim. Tabi önce kim olduğunu öğrendikten sonra.

"Pekala, bana bunun kim olduğunu söyle."

"M-min Yoongi." kahvemi içeceğim sırada söylediği söz kahvemi masaya püskürtmeme neden olmuştu.

"Hadi canım?! Hani şu Beyin Cerrahı, sıska, uyuşuk Min Yoongi-"

"O sıska falan değil! Sadece çok yorulduğu için uyuyor."

"Ama bir insanla normal bir sohbete girmeye bile üşenir. Tabii bu zamana kadar koskoca Beyin Cerrahlığını nasıl kazandığını hep merak etmişimdir." bilnişçe konuşup kollarını göğsümde bağlayıp sırtımı da kantin sandalyesine yaslayıp etrafı izlemeye başladım. Sanırım bu aralar rahatına düşkün biri haline gelmiştim.

"Bana nasıl....yardım edebilirsiniz ki?"

Bir süre sessizliğin ardından Eun'ın konuşmasıyla ona döndüm.  Belki normal iki insan gibi konuşarak halledebilirdim? Tabii o üşenmeyip kızcağızla buluşursa çok da güzel halledebilirdim bence.

"Onunla son konuştuğumda bugün çok ameliyatı oalcağını söyledi. Onunla yarın konuşabilirim." Eun gülümseyerek başımı anlayışla salladı.

"Bay Jeon, çok teşekkür ederim." gülümsemesine aynı sıcaklıkla karşılık verdim.

"Henüz bir şey yapmadım." bu konuşmadan sonra sessizce kahvelerimizi içmeye devam etmiştik. Ta ki Jungkook daha fazla dayanamayıp yanımızda bitene kadar.

***

"Son iki dakika Bay Jeon. Ameliyathanede bekleniyorsunuz." yapılan son anonstan sonra hızla elimi çeşitli ilaçlarla dezenfekte etmiş ve ameliyathane giysilerini giydikten sonra koşar adımlarla ameliyata varmıştım. Yanımda da bizzat eşim olan Jungkook vardı. Bu ameliyat zor olacağı için onun da yardımına ihtiyaç duymuştum.

"Başlayabiliriz." maskemin altından konuşmuş ve kesici aletleri asistanlardan istedikten sonra önündeki hastanın karaciğer bölgesini, çizgilerle gösterilmiş yerleri kesmeye başlamıştım. 

Deri açıldıkça kan çoğalıyor ve sarı yağlar görünüyordu. Her ne kadar koku almamak için maske takmış olsam da sanki kan kokusu yoğun bir şekilde burnuna dolup midemin yavaş yavaş bulanmasını sağlıyordu.

" Bebeğim, iyi misin? " Yanımda bana yardım için bekleyen Jungkook seslenince başımı salladım ve kendimi ameliyata odakladım. Midemi düşünürsem daha kötü olacağını biliyordum.

Kesik bölgeyi biraz daha açıp iki deriyi ayırmak için malzeme isterken Jungkook da sargı bezleriyle toplanan kanları temizliyordu bir yandan.

Elime aldığım malzemeyi yaraya tutup iki derinin açılmasını sağlarken karaciğerin de görünmesini sağladım. İşte tam bu sırada midemin bulantısı daha da artmış ve elimde olan malzemeleri hastanın sedyesine bırakmak zorunda kalmıştım.

"Jimin, iyi değilsin. Seokjin hyungun yanına git. Ben hallederim." midemden gelen safrayı zorlukla tutarken  elimi ağzıma götürüp hızla ameliyathaneden çıktım. Neden durduk yere midem bulanıyordu şimdi?

Bulduğum ilk lavaboya girip kabinlerden birinde çömelerek midemdekileri çıkarmaya başladım. Ağzımdaki iğrenç tat gidene kadar tükürürken zorlukla ayaklanıp bir yerlere tutunarak kabinden çıktım ve lavaboda ağzımı çalkalayıp elimi ve yüzümü de yıkadım.

Aynadan sararmış görüntüme bakarken bunun hamilelik dışında başka hastalıklar olabileceğini de düşünmeye başlamıştım. Tanrım eğer hasta olursam çocuklarım ne yapardı babasız?

Ah, gerçi bir  babaları daha vardı. Jungkook vardı. Ama ben olmazsam olmazdı ki..

Sinirle saçlarımı karıştırıp lavabodan çıktım ve doğruca iç hastalıkları uzmanı olan Seokjin hyungun yanına gittim. Fazla kalabalık olmaması işime gelmişti.

Hastaların gitmesini beklerken heyecanlı ve gergindim. Fakat gerginlik daha çok basıyordu. Yerimde duramayıp ayağımla yere vurarak ritim tutuyordum öylece.

Son hasta da çıktığında üstümü düzelterek beyaz kapıya doğru ilerledim. Kapıyı yavaşça çalarak beklemeye başladım.

"Hasta almıyorum!" içeriden gelen boğuk sesle göz devirip içeriye girdiğimde gülümsedim.

"Sadece ziyarete geldim. Belki organlarımla bir randevuya çıkabilirsin?" kıkırdamamla Seokjin hyung ne diyorsun bakışları atınca ciddileştim ve oturduğum sandalyede dikleşip konulmaya başladım.

"Ameliyata girecektim fakat midem bulanınca koşarak çıkmak zorunda kaldım. Hem, aynadan yüzüme bakınca sararmış gibiydi. Hamile olduğumu sanmıyorum hyung. Hamile olsam bu kadar sararmazdı rengim."

"Ben yine de seni ultrasona göndereyim bence." göz kırparak konuştuğunda derin bir nefes almış ve gerekli raporu hazırlamasını beklemiştim.

"Al bunu ve ultrasona git." gülümseyerek konuşup gidişimi izledi ve ben çıkarken de gözlüklerini takıp tekrar bilgisayara odaklandı.

O kadar heyecanlıydım ki, sanki ilk defa hamile kalıyormuş gibi kalbim göğüs kafesimi dövüyordu umursamadan. Sanki her seferinde aşık olduğunuz kişinin gözlerine baktığınızda ilk defa aşık oluyormuşsunuz gibiydi. Çok güzeldi.

Düşüncelerle ultrasona ulaştığımda kapıyı tıklatıp gel komutunu duymamla içeriye daldım hemen.

"Oo Jimin?  Sen buraların yolunu bilir miydin? Hamile misin yoksa?" alaylı ses tonuyla konuştuğunda göz devirip raporu ona uzatırken sedyeye uzanmaya başlayıp karnımı açtım.

"Hoseok, hiç havamda değilim. Hamile miyim onu da bilmiyorum."

"Jungkook'la işi pişirdiyseniz kesin hamilesi-"

"Hyung!" ona utançla bağırdığımda küçük bir kahkaha atmış ve eline şeffaf ilacı alıp karnıma boca etmişti. Ardından küçük cihazı alıp karnıma koyarak ultrasona ciddi ifadeyle baktığında işinde profesyonel olduğunu bir kez daha anlamıştım.

Geçen bir kaç dakikanın ardından Hoseok hyungun bana sırıtan ve aynı zzamanda gülümseyen ifadesini gördüğümde artık hamile  olduğumu anlamıştım.

"Küçük Jeonlara bir yenisi ekleniyor Jimin. Tebrikler."







Bölüm uzun olduğu için şaşırdım. Ama her bölüm böyle olmaz o yüzden heveslenmeyin:'))

Beautiful Doctors °jikookDär berättelser lever. Upptäck nu