MW-23

9.3K 786 341
                                    


Kuzey kurtları, Doğu kurtlarıyla beraber Jungkook'un babasının sürüsü olan Batı kabilesini bekliyordu.

Olaylar her geçen gün daha da karışık bir hale bürünürken kabileler sadece savaş için atılacak olan adımın kendileri tarafından atılması dileklerini tutuyorlardı üstlerinden geçen bir yıldız gördüklerinde.

Yüce kurtların kendilerinden taraf tutmalarını umup, daha güçlü olma isteği ile dolup taşan yüreklerini sakinleştirme çabaları, izlenmeye değecek kadar anlam taşıyordu.

"Kurtçuk, savaş esnasında yanımdan ayrılayım deme sakın tamam mı ?"

Alfamın, Deniz kızlarının bir kaya üzerinde otururken seslendirdiği mırıltılardan bin kat daha hoş melodili olan sesi kulaklarıma dolduğunda, hızlanan kalbimle bana kararlılıkla bakan alfama döndüm.

O...mükemmeldi, her şeyiyle.

"Senin değil yanından, dudaklarından bile ayrılmak istemiyorum ben. Merak etme mesafemizi yakın tutacağım alfam."

Jungkook, yüzüne sabitlenen gülümsemesiyle bana bakmayı sürdürdüğünde, en sonunda tenimizin birbirini okşayacağı yakınlığa getirmişti bedenini.

"Beni deli ediyorsun..."

"Bunu seviyorsun."

"Lanet. Tabiki seviyorum."

Dudaklarımız tenimizi kıskanırcasına birbirine sürtünürken bir anda kendimizi derin ve tutkulu bir öpüşmenin içinde bulmuştuk.

Dudaklarımız kıskanmıştı bir kere ne yaparsın ?

Dillerimiz içimizdeki ateşi göstermek istercesine hırsla birbirine dolanırken, sadece sıcak hissediyordum.

Sıcak.

"Immh."

İnlememle daha çok dudaklarıma baskı alırken bunun ne demek olduğunu anlamıştım.
İnlememi bile başkaları duysun istemiyordu.

Huh...garip, seks sırasında odanın duvarlarından çıkıp başkalarına ulaşan seslere gelince bir şey yaptığı yoktu.

Baskın olmayı seviyordu sadece. Tanıyordum onu artık.

"Batı kabilesi geliyor, karşılama için uluyun genç ve cesur kurtlar !"

Dudaklarımız birbirinden zorlukla koparken nefes alışverişlerimizi düzelmekteydik ikimizde.
Gözlerimi kapatıp alfamın elimi tutarak babasının yanına yönlendirmesine izin vermiştim.
Benim babama gelirsek...son konuşmamızdan sonra yüzüne dahi bakmamıştım.
Ben sadece babasından ilgi ve övgüler bekleyen minik bir oğlan çocuğuydum ve babam denilecek adam da minik bir oğlan çocuğuna değer vermeyecek kadar duygusuz bir adamdı.
Kaderim ben küçükken belirlenmişti...benim susup yüce kurtların kararına boyun eğmekten başka şansım yoktu.
Ben alfaların gözlerini üzerimden alamadığı basit bir omegaydım.
Tek farkım, Jeon Jungkook'un omegası olmamdı ve sonsuza kadar öyle kalacak olmam.

"Oğlum seni görmek güzel, omegana iyi bakıyor musun ?"

Bay Jeon'un samimiyet dolu ses tonuyla konuştuğunda Jungkook'ta aynı samimiyetle karşılık vermişti babasına.

Ma Wolfie | JikookWhere stories live. Discover now