MW-10 [M]

18.7K 1.2K 1.3K
                                    

Smut olacak bu bölümde. Rahatsız olacaklar okumayabilirler. Saçma sapan yorumlar istemiyorum bu yüzden de uyarımı yapma gereği duydum. Ordaki M harfi Manisa için durmuyor herhalde dingil herifler. Ha birde özelden yazıyorsunuz.
"Neymiş efendim smut yazarsan kitabı okumam."
Okuma lan sana mı kaldık. 
Çok sinirlendim ya.

OPPANIZ GAY BEBEĞİM
HADİ ŞİMDİ BÖLÜME GEÇELİM.

Ellerim Jungkook'un tişörtünü sıkarken, dudaklarımız arsızca birbiri üzerinde hareket ediyordu. Üstüme çıkmış olan alfam benim nefes almamı istemiyormuşçasına dudaklarıma işkence uyguluyordu. Şimdiden dudaklarımdan dökülen kanın tadını alıyordum.
Sanki yüzyıllardır bu anı bekliyormuş gibi sertti o.
Sanki aşkın kor ateşlerinde kavrulmuş şimdi ise intikamını almak için dudaklarımı kana buluyor gibiydi.

Ama ben onun Güneşiydim öyle değil mi ?
Güneş daha da yakardı onu ancak Jungkook bu önemli ayrıntıyı unutmuştu.

Daha fazla aşk ateşinde kavrulacaktı bedeni ve ruhu. Bu bir intikam değildi benim için.
Aşkımızı tazelemekten başka ne yapıyor olabilirdik ki şu an ?

Dudaklarımdan ayrılan Jungkook boynuma doğru yönelirken gözlerinden aldığı zevki okuyabilirdiniz. Hatta bir roman bile yazabilirdiniz o gözlerdeki tutku ve hazdan.

Bize ait olurdu o roman, aşkımızı süslü cümlelere kafiye yapardık.

Okumaya doyamazdık, açtık biz aşka.

İçimdeki bu duygular beni derin okyanuslarda boğmaya mahkum etse de, bu amansız açlığım beni boyun eğmeye zorlardı.
İsteksiz gözükürdüm ama asıl delice boğulmak isteyen bendim.

Tanırdım kendimi, en çok ona aşıktı bu zayıf beden.

"Jungkook söyle bana."

Vücudumda dolaşan elleri duraksadı. Aşırı heyecandan nefes nefese kalan bedenimden ayırdı bedenini.

"Neyi söylememi istersin kurtçuk."

Jungkook'un dudakları sayesinde aşk kokan dudaklarımı açtım konuşmak için.

"Bana masalımızın sonunu söyle Jungkook. Üzüleceğim bir masal okumak istemiyorum, beni gülümsetecek bir söze sığdır yaşadığımız bu anı."

Alnımız birbirine yaslanmış şekilde bana denilecek şeylere kendimi hazırlıyordum.

Çünkü onun da bildiğini biliyordum.

Kendisi en kötü sonu bile anlatsa gülümseyeceğimden pek ala haberi vardı.

Çünkü içinde 'biz' geçen her şey güzeldi benim için.

"Ve Alfa omegasına bir ömür boyu sadık kalıp, onu aşkıyla korumuş. Lakin aşk hakkında pek bir acemiymiş alfa. Bu yüzden omeganın ona aşkı öğretmesini istemiş. Omega kabul etmiş mi ?"

Gülümsedim.

"Omega sevdiği adam öl dese ölecek kadar seviyormuş onu. O yüzden bu teklifini de reddetmemiş."

"Ve sonsuza kadar mutlu yaşamışlar."

İkimizin dudaklarına konan tebessümle beraber Jungkook tekrar haraket ettirdi ellerini artık alfasının kokusuna sahip olan vücudumda.

"Sen kokuyorum."

"Bu seni seviyorumdan bile daha güzel bir cümle benim için kurtçuk."

Biliyorum Jungkook.
Sen seversin sevdiklerinin sana ait olduğunu göstermeyi.
Bu zaten beni mühürlendiğin zamandan itibaren belliydi.

Şimdi tamamen sana ait olmak üzereyim alfam.
Beni daha çok sevmek zorundasın şimdi.
Senin olan senindir sonuçta.
Sana ait olanları seversin sen. Beni daha çok sev o halde.

Boynumda iz bırakmaya yoğunlaşan Jungkook ile yutkunarak zaten sıktığım tişörtünü elimde top haline getirdim.
Korkuyordum biraz ama Jungkook'a güveniyordum.

Tişörtünü vücudundan ayıran Jungkook tek tutunacağım şeyi de ortadan kaldırmıştı. Endişeyle ona baktığımda avuç içimi öpüp kalbine koydu elimi.

"Ben de senin kadar gergin ve heyecanlıyım."

Bunu bilmek ateşler içerisindeki bedenime soğuk bir su serpmişti. Daha rahatlamıştım tek gergin olanın ben olmadığımı bilince.
Pantolonun çıkartılış sesini duyduğumda benim de bir şey yapmam gerektiği aklıma gelmişti. Üstümdeki beyaz tişörtten kurtulup, vücudumu alfamın gözleri önüne sermiştim. Pantolonuma yönelemeden üzerime atlayan Jungkook benim için işleri zorlaştırmıştı haliyle.

"Alfanı baştan çıkartıyorsun omega."

"Farkındayım."

Kıkırdayarak söylediğim şey Jungkook'un tek kaşını kaldırıp bana bakmasını sağlamıştı.

"Bilerek yaptın yani öyle mi kurtçuk."

"Hmm belki evet belki hayır."

Tatlı haraketlerle söylediğim cümle Jungkook'un üzerime tekrardan çıkmasıyla sonuçlanmıştı.

Çıplak bedenim onun bedeniyle çarpışıp nefeslerimizin birbirine karışmasını ve heyecanımızın doruğa çıkmasını sağlıyordu.

Üç parmağımı ağzıma doğru yönelten Jungkook'un dilediği gibi parmaklarını dilimle ıslattım.

Deliğime konumlanan eller ile yutkunup gözlerimi kapattım. Jungkook'a sımsıkı tutunuyordum.

Acıyı hissettiğim sırada inleyip Jungkook'un sırtına tırnağımı geçirmiştim.

Hızlı bir şekilde gel gitler yapan alfama inlemelerimi bağışlıyordum. Deliğimde daha büyük bir şey hissettiğimde ise gelen acıya karşı kendimi hazırladım.

Sertçe içime giriş yapan Jungkook, ilk seferim olduğunu unutmuş gibi deliğimi oldukça zorluyordu. Bunun ardından yürüyebilir miydim ki ?

Penisimde hissettiğim el ile zevki en dipte yaşadığımı düşünmüştüm. Şu an acıdan ziyade zevkle dolup taşan bedenim, yarın olacakları düşünmekten kaçınıyordu.

Şimdiye bakıyordum ama aklımın köşesinde bir kaç gün yürüyemeyeceğim gerçeği yer alıyordu elbette.

İçime gelen alfam kendini yana attığında ben de o anın yorgunluğu ile anında gözlerimi kapatıp yastığa sarılmıştım. Bir süre sonra yastığa sarılan ellerim kaldırılmış ve sıcak bir bedenin üzerine konumlandırılmıştı.

Gerçekten Jungkook...

Sen sana ait olan şeyleri paylaşmayı sevmiyorsun öyle değil mi

•••
Smut yazmak istemiyorum ya of fondkskdşdkdkdkdmsk
...

Ciddi bir konuşma yapmak istemiyorum sadece okumak istemiyorsanız okumayın. Boğazınıza bıçak dayatarak okutmuyoruz sonuçta.

Neyse artık görüşürüz ✌️

Ma Wolfie | JikookWhere stories live. Discover now