MW-14

14.2K 1.1K 556
                                    


"Sence gerçekten de Taehyung'u Hoseok'a aşık edebilecek mi ?"

Alfamın meraklı gözleriyle sorduğu soruya gülümsedim.

"Aşk o kadar kolay bir şey bir değil gerçi ben de acemi bir aşığım ama en azından bunu biliyorum."

Kafasını sallayıp saklandığımız duvarın ardından Hoseok,Taehyung ve Zero üçlüsünü izlemeye koyuldu. Lakin aklımda bu merak duygusu serilmiş ortamı bozacak olan tilkiler vardı, ve bu sefer aklımdaki tilkilere hak vermek elde değildi.

"Jungkook...belki de isteğin yanlıştı."

Jungkook bir kez daha duvardan ayrılıp gözlerimizi buluşturduğunda ellerimle oynamaya başladım. Bir alfaya hatasını söylemek beni geriyordu elbette ki. Çünkü ne de olsa ben bir omegaydım ve alfalara itaat etmek zorundaydım.

"Nasıl yani ?"

"Demek istediğim... o bir düşman ve eğer Taehyung ona bağlanırsa Hoseok'ta daha fazla aşık olacak ama her şeyin sonunda olacakları ikimizde net bir şekilde biliyoruz. Belki de bunu yapmamalıydın."

Jungkook derin bir nefes alıp, az önce saklanıp üçlüyü gözetlediği duvara sırtını yaslayıp, yere oturdu.

"Berbat bir alfayım değil mi ?"

Gülerek söylediği cümleye kaşlarımı çattım ve onunla aynı hizaya gelmek amacıyla eğildim.

"Sen, mükemmelsin Jungkook. Bunu bir daha asla söyleme."

"Mesela örnek versene."

Düşünme pozumu alıp dudaklarımı büzdüm.

"Hmm.. tatlı bir yüzün var ama bir anda erkeksi haline dönüşüp ödümü bokuma karıştırabiliyorsun."

Dediğim şeye gülüp kaşlarını havaya kaldırdı.

"Demek yüzüm tatlı ?"

"E-Evet de neden üzerime doğru geliyorsun ?"

"Bilmem neden acaba ?"

İki bileğimden tutup beni yere yatıran Jungkook'a karışık bir ifadeyle baktım.

"B-Bunun yeri burası değil."

"Biz şimdi ne yapıyoruz ki kurtçuk ?"

Kafamı yan tarafa çevirip göz temasından kaçınmaya çalıştım ama yüce kurtlar aşkına sevgili alfam kasıklarımın üzerinde oturuyordu ve bu da gözlerimin refleksen ona bakmasına yol açıyordu.

Lütfen haraket etme

Lütfen haraket etme

Lütfen haraket etme

Jungkook kulağını kalbimin olduğu yere yerleştirdiğinde derin bir nefes verdim. Biraz daha yüzüme bakarsa domatese dönen yüzüm patlayacak ve salçaya dönüşecekti.
En azından öyle bir hissiyat vermişti bana.

"Kalp atışların bana çok şey anlatıyor."

"Ne anlatıyor ?"

Bir kıkırtı duyduğumda, duyduğum kıkırtıya eşlik edip az önce olan ateşli ortamın aksine sevimli bir ortam elde etmiştik.

"Çok...çok seviyorsun sen."

Gülümsedim ve Jungkook'un ellerinden küçük olan elimi alfamın saçlarına geçirdim.

"Sevdiğin çocuğun baş harfi Jungkook."

Kahkaha atmama sebep olacak bu cümleye ne diyebilmek mümkündü ?

Ma Wolfie | JikookWhere stories live. Discover now