MW-4

20K 1.5K 641
                                    


Kulağıma doluşan uluma sesleri ile gözlerimi olabildiğince çabuk açmıştım. Dolunayın tam da üstümüzde olduğu bu günde çalınan tehlike çanları herkesi kaldırmıştı sanırım.

Yatağın yan tarafına dönüp, Jungkook'a bakma gereği duymuştum bu sırada. Kahverengi gözlerinin yerini mavi almış ve donuk bakışlarıyla duvara kitlemişti okyanus gözlerini. Elleri ise daha yeni farkettiğim şekilde ellerime kenetlenmişti. Sanki elimi bırakırsa uçup gidecekmişim gibi sımsıkı tutuyordu elimi. Hissettiği duyguları, ruhumun en derininde hissediyorum. Endişeliydi öncelikle, sonra biraz korkuyordu.

"Bana duygularımı saklamamı söylemiştin, ama asıl saklayan sensin Jungkook."

Ani sesimle irkilen Jungkook kafasını bana çevirdi. Gözleri maviliğini kaybedip kahverengine dönmüştü beni görünce. Bu iyiye işaretti, kurdunun amansızlığına kapılıp birini öldürmesini istemezdim.

"Gecenin geç saatlerinde,yani ben uyurken, hislerini açığa çıkarıyorsun daha sonrada hislerini göstermiyorsun bana."

Jungkook gözlerini kaçırıp saçını karıştırmaya başlamıştı. Tedirgin mi olmuştu ?

"Söylesene Jungkook, sen bana karşı böyle yaparsan ben nasıl sana herşey yolundaymış gibi davranabilirim ?"

Kaçırdığı gözlerini gözlerime dikti bu sefer.

"Anlayabiliyorum, daha yeni tanıştık ve birden bire birbirimizin hayatına girdik ama bunu böyle devam ettiremeyiz Jungkook."

"B-Bu da ne demek oluyor ?"

Endişeyle sorduğu soruya ciddiliğimi koruyarak cevap verdim.

"Her ne kadar birbirimizi fazla tanımasakta biz eşiz. Bir ilişkimiz olacaksa buna gerekli olan ilk şey güven Jungkook. Bana güvenmeni istiyorum."

"Ben zaten-"

"Jungkook daha ne hissettiklerini bile paylaşmıyorsun benimle."

Sessiz kalan ortamda sadece dışarıdaki ulumalar ve nefes seslerimiz duyuluyordu.

"Eğer...eğer bana güvenmek istemezsen, formal bir ilişkimiz olabilir. Duygular olmadan sadece kabilelerimiz için..."

"Hayır !"

Aniden yataktan doğrulup üstüme çıkan Jungkook ile yutkunarak ona baktım. Ne yapmaya çalışıyordu bu çocuk ?

"Ben sadece herkese güvenemiyorum tamam mı ? Geçmişte bazı şeyler yaşadım ve aklıma geldikçe güven duygumu kaybediyorum."

Nefeslerimiz birbirine karışırken, gözlerim onun gözlerine değiyordu . Öyle derindi ki bakışları, sanki tüm yaşanmışlıkları taşıyor gibiydi.
Sanki kendimi atsam boğulurmuşum gibi.

"Ama çalışacağım, söz veriyorum sana güvenmeye çalışacağım. Sadece şu anlık bana huzur bağışla."

"Sana nasıl huzur bağışlayabilirim ?"

"Bunu huzur kokan biri sormamalı, sen zaten başlı başına huzursun kurtçuk."

•••

Sabahın ilk ışıklarında Jungkook antrenmana gitmişti. Güney kabilesinin her an gelebilme ihtimaline karşın sıklıkla antrenman yapılıyordu. Omegalar buna katılamıyordu ne yazık ki. Emindim ki bu karara sebep olan babamdı.
Lütfen, herkesin desteğine ihtiyaç duyduğumuz şu sıralarda başka kim böyle bir aptal karar verebilirdi ki ?

Derin bir nefes verirken, koridorda koşarak gelen Baekhyun Hyung'u görmüştüm.

"Hey, Hyung bu ne acele ?"

"Jiminie toplantı odasının önünden geçerken bir kaç şey duydum."

"Uh, nedir onlar ?"

"Güney kabilesi, Kuzey kabilesiyle iş birliği yapmış."

Bu duyduklarımdan sonra gerçekten emin olmuştum. Bu savaş gerçekten kurtların soyunu bitirebilecek türden bir savaş olacaktı. Çünkü tüm kurt kabilelerin savaşacağı bir savaş ufacık sıyrıklarla atlatabileceğin bir savaş olamazdı.

"Gitmeliyim Jiminie."

Görüşürüz dememi beklemeden giden Baekhyun Hyung'la ellerimi sıktım. Kuzey kabilesi her daim bize yakın bir kabile olmuştu. Orda yakın bir arkadaşım olduğundan değildi bu söylediklerim ama en azından babamla o kabilenin lideri bayağı yakınlardı.

"Park Jimin, toplantı odasına geliyorsun hemen."

Nerden geldiğini bilmediğim babamın sözünü dinleyip adımlarımı toplantı odasına doğru attım.
Benim gibi bir omegaya ne şekilde ihtiyaç duyabilirlerdi ki ?

Odaya girdiğim süreçte Jungkook'u görmemle daha da şaşırmıştım. Bizim ilişkimiz ile işlerinin bittiğini zannediyordum. Şimdi ne isteyebilirlerdi ki bizden?

"Alfanın yanına otur."

Babamın dediği gibi Jungkook'un yanına oturdum ve oturduğum anda belime dolan kollar ile sakinleştiğimi hissettim. Bu eşim olduğu içindi... sanırım ?

"Buraya neden çağırıldığınızı merak ediyorsunuzdur."

Bay Jeon'un dediğiyle kafamızı salladık.

"Öncelikle bilmeniz gerekenleri söyleyeyim o halde, sonra da sizi neden çağırdığımıza geçelim."

Babamda onaylayıp Bay Jeon'a 'devam edin' işareti yaptı.

"Güney kabilesi, Kuzey kabilesi ile iş birliği içerisinde."

Bunu zaten duyduğum için şaşırmasamda Jungkook gerçekten çok şaşırmıştı.

"Ve Kuzey kabilesi kendilerinden şüphelenmesinler diye bizim gibi iş birliği için kabile liderlerinin oğullarını birbirine mühürlemişler."

İşte şimdi şaşırma sırası bana gelmişti. Onların bizim mühürlendiğimizden haberleri var mıydı yani ?

"Bilirsiniz Kuzey kabilesi her daim çift taraflı oynar ve ardından hangi tarafta olacağını seçer ve sanırım onlar bizi seçti."

"Bunun bizim mühürlenmemizle alakası ne peki ?"

Jungkook'un sorduğun soruyla Bay Jeon derin bir nefes aldı.

"Bizim sadakatimizden emin olmak için sizi korumaları şartıyla yanlarına almak istiyorlar."

•••

Ma Wolfie | JikookWhere stories live. Discover now