MW-12 *|Vhope|

13.7K 1K 239
                                    


VHOPE•

Hayatımı satırlara sığdırabileceğim bir defter bulabilme umuduyla yaşayan bir alfayım ben. Kimseye anlatamadığım bu lanet duyguları sayfalara aktarıp ruhunu egemenliğine kavuşturmak isteyen, belki de fazla umutlu biriyim.

Şapşal diye bahsedilebilirim, belki sövüşlerin ana karakteri olabilirim de ama yinede kendimim. Diğerlerinin aksine maske giymeden en dürüst halimle düşmanlarıma karşısına çıkarım.
Lakin...
artık dürüst bir rakip değilim. Mühürlediğim kişiyi kandıracak olan biriyim ben, kabaca söylemem gerekirse şerefsizin önde gideniyim.
Kendi eşine ihanet edecek birine başka nasıl seslenebilirim emin değilim ama daha kötü lakaplarıda hak ettiğime eminim. Bu yaptığım kabilem için olsa bile...bunu kabul eden ben, her türlü lakabı kabul ediyorum ve bunlara layık olduğumu düşünüyorum.

En azından...insanın kendini kabul etmesi iyi bir şeydir değil mi ?

"Hoseok, omegan ormana doğru gidiyordu. Onu yalnız bırakma ne yapacağını bilemeyiz."

Babama kafamı sallayıp oturduğum sandalyeden kalktım.

"Ve Hoseok..."

Olduğum yerde durup cümlesine devam etmesini bekledim.

"Sakın alfalık iç güdülerine kanıpta ona aşık olayım deme. Unutma bu aranızdaki mühür sadece onların güvenini kazanmak için yapılan bir şey."

Ona dönmeden kafamı sallayıp gıcırtılı kapıyı açtım. Kafamdaki onca düşüncenin arasından onda takılıp kalmam zaten ona aşık olmamda beni bir adım öteye taşımıyor muydu ?
Belki sadece içimdeki kurt böyle hissetmemi istediği için bu kadar yoğundu hislerim.
Artık kendi varlığımdan bile emin değildim ki ben, bundan nasıl emin olabilirdim.

"Hadi ama alfana bu kadar sadakat gösterme."

Ormandan duyduğum Taehyung'un sesiyle kaşlarımı çatıp sesin geldiği yere doğru adımlarımı hızlandırdım.

"Biz kurtlar sadakatimizle biliniriz Taehyung. Diline sahip çık istersen !"

Jimin...?

"Ne yaptığını zannediyorsun sen !"

Jimin'in sesinin ardındaki korkuyu duyduğum sırada bir ağacın arkasına geçmiş ve olanları görmeye başlamıştım.

Keşke kör olsaydım.

Onunla bir alakam yoktu.
Eşim olması tamamen sahte bir sadakat yeminiydi ama...

İçimde bir şeylerin kopup, acıyla aktığını hissetmiştim.

Hayatı bir çekiç olarak görecek olursam, bu hikayedeki çivi benim kalbimden başka bir şey olamazdı.

Şu an ki hissettiğim duygulara ne ad verebilirdim bilmiyordum. Sadece donuk bakışlarım ikisi üzerinde tutulu kalmıştı. Sesleri duyuyordum, Jimin'e yardım etmeliydim ama vücuduma söz geçiremediğimden kala kalmıştım öylece.

Yoksa söz dinlemeyen vücudum değil de kalbim miydi ?

"SENİ ONA DOKUNDUĞUNA PİŞMAN EDECEĞİM PİÇ KURUSU!!"

Aniden duyulan yüksek alfa sesiyle gelen kişinin Jungkook olduğunu anladım.
Elbette ki omegasına dokunulduğu için sinirliydi.
Ne dersem diyeyim Taehyung ona atılan her yumruğu hak etmişti ve onları durdurmayacaktım bu nedenle. Omegama saldırılması kurdumu deli etsede ona yumruk atılmasına izin verecektim.

Gözlerimiz Jimin ile çakıştığı sırada Jimin'in bana hüzünle baktığını görmüştüm.
Üzülmemesi için dudaklarıma sahte bir gülümseme kondurmak istesem de mimiklerim taşıdığım hüznün ağırlığından haraket edememişti.

Bir süre sonra ikili gittiğinde sadece yerde yatan Taehyung'a baktım. Gözlerim hissiz gözüksede içimde oluşan çatışmaları karşımdaki omega da biliyordu.
Hissettiklerimi hissediyordu.

Umarım canın yanmıştır Taehyung, çünkü benimki çok yandı.

"Üzgünüm."

Hala yerde yatan Taehyung bana bakmadan konuşmuştu.

"Hayır değilsin."

"Lütfen inan bana gerçekten üzgünüm."

"Değilsin, hiçbir zaman olmadın da. Neden sadece bana aşık olmayı denemedin ki !"

Kontrolüm dışında yüksek çıkan sesim ormanı inletecek kadar duygu yüklüydü.

"Ne hissettiğimi hissettin. Acıdı mı canın !"

Yerde yatan beden dizlerini kendine doğru çekmişti.

"Bir alfanın canını yaktım hem de omega halimle deyip herkese hava atmak da ister misin!?"

Yağmur bu sefer gökyüzünden değil, gözlerimden akmak istemiş olmalı ki gözlerimden yağmur damlaları süzüldü.

"Ne sanıyorsunuz oğlum siz ! Alfalar en güçlü kurtlar diye duygusu yok mu ? "

Saçlarımı çekiştirerek az önce ardına saklanıp olanlara şahit olduğum ağaca tekme attım.

"Sikeyim sizi. Hepiniz aynı boksunuz. Neden mutlu olmama izin vermiyorsunuz ?"

"Önce annem gitti sonra erkek kardeşim. Onların gidişlerinde de aynı böyle sikik gibi ağladım."

Tekme attığım ağaca kafamı yaslayıp kendimi yere attım. Ayaklarım da kalbim kadar tükenmişti. Kendimi taşıyacak gücüm yoktu.

"Mutlu olmak istiyorum."

Gözyaşlarım akmaya devam ederken fısıltıyla söylediğim şey beni daha da ağlamaya itmişti.

Sıcak kolların beni sardığını hissettiğim sırada onu kabul etmekten başka şansım yoktu. Çünkü şu an o kadar güçsüzdüm ki düşmanıma bile sığınabilirdim.
Şu an bunu yapıyordum zaten değil mi ?
Düşman kabilenin omegalarından birinin kollarında ağlıyordum.

O bilmese de

Beni neden sevmediğine...

'Beni neden sevmediğine ağlıyordum'

•••
Hoseok'a koca arıyorum.
Taehyung pislik çıktı rıza baba

Ma Wolfie | JikookWhere stories live. Discover now