"Vay be. Demek egemen ve ben dışında hepiniz burada okudunuz ."

Kafamı Koray 'a çevirdiğimde bana göz kırptı. Bu yapabilirsindi. Yapabilirdim. Tüm yoğunluğumu , ela gözle olan tüm acılarımı buraya gömebilir. En azından biraz hafifleyebilirdim.

"Okulda öğretmenler vardır. İçerimi girsek ?"

Herkesi şaşırtan bu cümleme onay yiğit'ten geldi.

"Kesinlikle. Hem size biraz da Hakan'la beni anlatırım. "

Herkeste duygusal bir ağırlık vardı. Eskilere dönüp mutlu olanlarımız, eskiyi buraya gömmeye gelenlerimiz. Hepimizin hikayesi farklıydı. Okul müdürünün odasına gelince kalabalığı gören memur bizimle ilgilendi. O sırada içeri bizim dönemimizde de görev alan öğretmenlerimizden biri girdi. Bu hepimizi mutlu etmişti. Tanımak ister gibi uzun uzun inceledi bizi. Daha sonra gülümsedi.

"ALYA"

Evet doğru kişiyi tahmin etmişti. Okulda eğitimcilerle arası en iyi olan kişi Alya'ydı. Çalışkan kimliği zaten onu tanınır bir öğrenimci yapmıştı. Eda ve Hayat daha çok dersi kaynatan anı yaşayan kişilikleri ile bilinirken ben. Durgun ve korkak kimliğimle biliniyordum. Bu durum sadece kızların yanında geçerli değildi. Sevdiklerimin yanında durumlar sırf onlar için değişirdi.

"Evet Hocam."

Sıkı sarılmalarının ardından kendimizi tanıtarak Hoca'ya selam verdik. Yiğit ve Hakan'ı da tanımıştı. Eda ve Hayat unutulmaz derecede izlenim bırakmış olmalılar ki isimlerini duyunca tepkisi çok komik olmuştu.

"Elvan "

Beni tanımasını beklemiyordum doğrusu. Kafamı kaldırıp kendisine baktım.onaylamak amaçlı kafamı sallayıp bekledim.bize oturmamız için ısrarda bulunsa da beyler gezilecek çok yer var diye bu teklifi kabul etmediler.

"Hocam izninizle sınıflarımızı görebilir miyiz ?"

Hakan'ın bu ricası yerdeki fayansları incelemeyi kesip kendisine bakmama neden oldu.tabi birde Hoca'nın cevabı merak uyandırmadı değil. Hoca bu teklifi kabul edince hepimiz teker teker tırmandık koşa koşa geçtiğimiz bu merdivenleri. Gözüm revire gitmişti. Burnumun kanadığı yere. Daha sonra koridor başında pineklediğimiz kaloriferlere baktım. Hep o köşede duruşu gelsin istedim aklıma son kez. Gelmedi tıpkı kendi gibi hayali de gelmedi. Bu saatten sonra ben ona gidebilir miydim bilmiyordum.
Katlarda ayrıldık birbirimizden, bende bizim oturduğumuz sıraya gittim. Hayat'la bazen uyuya kalıp yüzümüzü boyadığımız bazen Eda ile saçma sapan şeyler izleyip ağladığımız sıralardı bura. Alya'nın sayısalcı olması bizden 2 seneyi çalmıştı. Ama olsun onu görmek için teneffüsü beklediğimiz anlar bile güzeldi. Her sıraya dokunurken bir süredir kapının orada beni izleyen Hakan'a baktım. Konuşmak geldi içimden

"Çok güzel günlerdi. Her şeyiyle hemde."

Ellerini göğsünde birleştirip beni onayladı.

"Gidelim artık."

Onu onaylayıp sıranın üzerine koyduğum çantamı alıp çıktım sınıftan hemen karşıdaki onun sınıfı çarptı gözüme bekledim. Cesaret edemedim girmeye. Hem zaten bu saatten sonra bir daha cesaret edebilir miyim bilmiyorum. Ne kadar çok belirsizlik vardı zihnimde. Daha sonra orayı es geçip üst katlara çıktık. O zamanlar 10. Sınıfların olduğu katta bir sınıfa girdi Hakan hemen peşinden girip neden burada olduğunu sorguladım sessizce.

Orta sıralardan sondan ikinci sıraya oturup bir süre bekledi. Daha sonra gözleri beni buldu. Gelmemi istedi sanki. Gittim. Önceden yapmam gereken şeyi yaptım ona gittim. Ondan gitmeyi unutarak hemde.

İyi Ki Geçtiler Where stories live. Discover now