Uluma

2.9K 221 9
                                    

'Mantıklı düşün Kristen! Bunlar iyilik meleği değiller. Bunu kimle savaştığına bakarakta anlayabilirsin. Bir cadı ile savaşıyorsun! Aptal Kristen. Şimdi onları mahvetme zamanı!' dedim ve içimde ki münakaşayı bitirdim.

Hızlıca ilerledim ve intikam çanları kulaklarımda belirirken,kanımın damarımda hızlıca dolaştığını hissettmiştim. Artık dönüşüm vaktiydi.

Bedenim özgürlüğüne kavuşurcasını üzerimde ki bütün elbiseleri paramparça hale getirmişti.Geride kalan,burnumdan soluduğum taze nefesti.

Bedenimin tüylerle kaplı olduğunu hissediyordum. Bu benim için artık harekete geçme zamanıydı.

Karanlıkta daha da net gören gözlerim,reflekslerim ile bir bütün haline gelmişti.Bu eşsiz duyguyu artık bir pisliğin üzerinde denemeliydim.

Brian'a sonra da Stark'a baktım. Kiminin pençleri,kiminin ise tırnakları havada süzülüyordu.Bu eşsiz görüntüye benimde katılma vaktim gelmişti.

İstemsizce ormanı gözlerimin etkisi altına almıştım.Hislerim bir sağa bir sola dönme belirtisi kazandırsada artık doğru yöne dönme vakti gelmişti.Derken,bedenim ani bir dönüş yapmıştı bile kuyruğumun olduğu yerde artık kafam belirmişti. Saniyeler sonra sivri dişler ve gözü dönmüş bir kurt ile kafa kafayaydım.

Boynumu yakalamak için açtığı güçlü çenesi onu sonu gelmez bir hataya maruz bırakmıştı. Çünkü benim çenem artık onun boynundaydı. Isırmayı düşünürken ısırığa maruz kalmıştı.

Boynunda derin bir yara bırakmıştım.Yerde inleyerek kıvranırken,aniden bedenin kül olmaya başlaması beni ani bir şaşkınlığa maruz bıraksada kendime gelişim çabuk olmuştu. Lanet olası cadıdan aldığım o küçük intikam gözlerimin önünde dün gibi beliriyordu.

O gün söz vermiştim,onun bütün bedenini bu derin ormanda kül bulutu haline getirecektim.

Küçük bir hırlamadan sonra bir cadıyı öldürmek için yola koyulmuştum. Bir kurtu öldürmek canımı yakmıştı. Her ne kadar sürüsüne ihanet etsede.

Hızlı bir şekilde Tom'un yanına gelmiştim. Boz renkteki tüyleri her ne kadar 'Ben hallederim!' imajını versede onu koruma iç güdüm oldukça artmıştı. Oldukça hızlı ve zekice dövüşüyordu. Boyundan kavramak yerine,kafasını kullanarak sert bir darbe ile kaburgalarını kırıyordu. Bu oldukça iyiydi. Tom'un yanından ayrılmak üzereyken,ağaçların arasından Tom'un üzerine düşen yaprak oldukça dikkatimi çekmişti. Havada toz bulutları uçuşurken,neden bir yaprak belirsin ki?

Gözlerimi Tom'un üzerinden çekerek,gölgesinde durduğu ağacın üzerine bakmıştım.

Cadı,Tom'un kaburgalarını kavramak için dalların üzerinden hızlı bir atlayış yapacaktı.Tom'un ölüm taktiğini onun üzerinde deneyecekti. Lanet olası şey!

Olduğum yerden geriledim. Bunun nedeni ise hızlanmak için doğru bir mesafeyi ayaralamaktı. Bu her ne kadar sık ağaçlarla kaplı bir ormanda zor olsada bunu başarmalıydım. Hızlı bir koşuş ardından Tom'un sabit duruşundan yararlandım ve sırtına ön iki ayağımı basarak yüksek bir sıçrayış yaptım.

Güçlü çenemi olabilidiğince açarak cadıyı belinden kavradım ve bedeninin iki ayrı tarafa savurarak arka ayaklarımla güçlü bir şekilde toğrağa bastım.

Bıu bacaklarımı biraz yorsada,en azından kimseyi kaybetmeden bu savaşı bitirme sözümü kendime anımsattım. Ve arkamı döndüğümde Brian'ın bakışları karşısında olduğum yerde sabitlenmiştim.

En azından şaşkınlığını hissediyordum. Haklıydı,az önce uçan bir dişi kurt ile baş başa kalmıştı. Ama bu hareketi benden bekleyeceği konusunda endişeliydim.

MühürWhere stories live. Discover now