Yavru Kurt

4.8K 286 8
                                    

Titreyen bedenim beni sessiz uykumdan uyandırmıştı. Arabanın camı açıktı ve boynum koltuk başlığına eşsiz bir şekilde yerleştirilmişti. Emindim! Dışarıda olduğuma emindim! Ama arabanın içeresinde ne işim vardı?
Tüm soru işaretleri 'Onu' nitelendirirken,bedenim fazla üşümeye dayanamamış ve açık camı kapatarak ısınmaya çalışmıştı. Boşlukta olan ellerim,direksiyonda birleşmiş ve düşüncelerimle tekrar bir arada kalmıştım.

Tüm yaşananlar gözlerim önünden akıp gitmişti. Ben ise gözyaşlarımı tutamayarak özgürlüğüne kavuşturmuştum. Annemin elleri arasında olan küçük başım ve annemin şefkatli dokunuşları,bedenimin çekilmesine neden olmuştu.
'Onun' bana verdiği bu eşsiz hediye,ruhumu güçsüzlük ve güçlü olmak arasında savaşmaya yeltendirmişti. Güçlüydüm,çünkü beni seven bir ailem vardı. Ama güçsüzdüm de,beni seven hiç kimse yanımda değildi. Onları hissedemiyor ve onlardan güç alamıyordum.
Onlara kavuşmak istiyordum ama içimde ki intikam,yaşamam için bana ilham veriyordu. Sevdiklerini senin elinden almış,seni sevgisizlikle baş başa bırakmış bir cadıyı;
Pardon 'Sürtüğü' cezasız bırakmamalıydım.

Derin nefes alarak,tüm bana anımsatılan rüyaları ve yaşanmışlıkları,düşünerek olduğumdan güçlü olmam gerektiğinin kararını almış ve direksiyonda olan sağ elimi,marşa getirerek çevirmeye başladım. İki direnişten sonra eski motor güçlü sesini duyurmuştu.

Geniş alandan dönerek,evin yolunu tutmuştum. Rûhumu güçlendiren anılar,hayaller veya adı herneyse! Bana yaşamam için önüme birçok seçenek sermişti. Doğru seçeneği seçtiğime inanarak gaz pedalında bulunan ayağımı birazdaysa güçlü basarak hızı artırmıştım.
...
Bedenimde hissettiğim,yüksek sıcaklıktan sonra üzerimdekileri çıkarmıştım. Ama bu yetersizdi! Bedenim Ateş'ler içerisinde yanıyor ve nefes almakta zorlanıyordum. Gaz ile fren pedalını şaşırmış ve gaz pedalına daha fazla yüklenmiştim.
Hızla soluduğum nefesim beni korkutmuştu. Kalbim olduğu yerden sıkılıp heran yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Sesli bir şekilde;
'Kristen neler oluyor?' dedim kendime! Ama benimde olanlardan bir haberim yoktu!

...

Gözlerimin bakış açısı değişmiş ve etrafı başka renklerle görmeye başlamıştım. Karlar oldukça aydınlık geliyor ve önümü görmekte zorluk çektiriyordu. Bunlar hepsi yüksek ateştendi! Peki onun sebebi neydi? Derken önümde beliren ani ışık ile direksiyon hakimiyetimi kaybetmiş ve ağaca çarpmıştım.

...

Gözlerim bu sefer farklı bir tavan ile karşı karşıyaydı. Etrafa yayılan değişik koku ve netleşen gözlerim hastanede olduğumu kanıtlamıştı. Başımın üzerinde beliren bedenler daha netleşmişti. Brian,Bella,Stark,Tom ve Rosa teyzem! Hepsi kuşku ve korku dolu gözlerle üzerimde geziniyordular. Evet olan biten hakkında benimde bir bilgim yoktu.
Derin nefes alarak üzerimde ki gözlerin dikkatini dağıtma zamanı gelmişti.

'Ateşim vardı,bedenim titriyor ve kalbim olduğu yerden çıkacakmış gibi atıyordu. Karla gözlerime oldukça parlak geliyordu ve görüş alanımı kısıtlıyordu.' dedim titreyen sesimle.

Rosa teyzem,hafif eğilerek alnımdan öptü ve yatağın kenarında kalan boşluğa yerleşti. Ellerimi sıkıca tuttu. Onu izlediğimde ise dalgalı saçlarını kulağımın arkasına yerleştirmişti. Grimsi mavi gözlerinde ise kuşku ve korku yok olmuş,eşsiz bir şefkat belirmişti. Bu istemsizce gülümsememe neden olmuştu.

Tom ise elleriyle yüzünü kapatarak gülmeye başlamıştı. Gözlerim onun ne düşündüğünü öğrenmek için üzerinde belirmişti. Kısa bir süre sonra Brian,Bella ve Stark'ında.
Tom ise gülmeyi kesip;
'Kristen yoksa başka birşey mi var?' dedi.

Ben ise olduğum yerden hafifçe oynayarak birazdaha ayaklanmıştım. Ne demek istediğini anlamamıştım.
Brian'nın çene kasları belirmiş ve kaşları birleşmişti.

Tom ise söylediği kelimeleri daha fazla açarak ortaya dökmüştü;
'Yani düşüncelerden uzaklaşmak için,yasak birşey mi denedin?' dedi.
Ben ise duyduklarım karşısında halen afallamış ve daha net bir açıklama beklerken etrafımdakiler Tom'u susturmaya çalışıyordu.

Derin nefes alarak;
'Açık ol Tom!' dedim.
O ise dudaklarında ki gülücüğü saklayamamıştı ve;
'Uyuşturucu,esrar falan mı kullandın?' dedi.

Gerilen bedenim ve hızlanan soluğum Brian'ın beni kavramasına neden olmuştu. Düşüncelerim kafamda dolaşırken gözlerimin yerinden çıkacak gibi oynadığını hissediyordum. Derin nefes alarak;

'Bu düşüncenden dolayı seni pataklamayı düşünüyorum Tom.' dedim.
Tom ise gülümseyerek;
'Ciddiyim,uyuşturucu almış.' dedi.

Brian'ın ise kollarındaki kaslar neredeysen yerinden çıkacaktı. Tom'a dönerek;
'Tom seni gerçekten pataklayabilir! Onu zor tutuyorum kardeşim.' dedi.

Rosa teyzem ve Stark yanımda belirmişti. Endişeli gözler yine üzerimde idi. Tanrım! Bana neler oluyor böyle? Sinirlerimi ve bedenimi sakinleştiremiyordum. Brian'ın son gücüyle beni tuttuğunu kulağımın arkasında beliren hızlı soluğuyla anlayabiliyordum. Ama bedeninde birleşen eşsiz çam kokusu beni azda olsa sakinleştirmişti. Ama Tom halen karşımda idi ve kelimeleri beynimde dönüp duruyor ve beni çıldırtıyordu.

Derken,Stark bana daha fazla yaklaşarak Brian,alnımı gösterdi. Evet dakikalar öncesi orada bir sızıntı hissediyordum. Kazadan olduğuna emindim ve fazla düşünmeyerek ortamı yumuşatmaya karar almıştım. Şimdi ise Stark orayı göstererek;

'Tanrım! Brian şuna bak.' dedi. Neler oluyordu?

Ben ise sinirlerimi sakinleştirmiş ve alnımda neler olup bittiğini öğrenmeye çalışıyordum.
Brian'nın bedenimi saran elleri yavaşça bedenimi özgür bırakmış ve alnımda dolaşmaya başlamıştı.

Stark'a dönerek;
'Neler oluyor Stark?' dedim.
Stark ise gülümseyerek Brian'a baktı.

Brian ise ellerini sakallarının arasında gezdirerek bana döndü.Gözlerinin içerisinde parıltıyı görebiliyordum ama bunun nedeni neydi?

Brian kısa bir süre sonra eğilerek dudaklarıma nemli bir öpücük kondurdu ve;
'Aramıza hoşgeldin yavru kurt.' dedi.

Ben ise kulaklarımda yankılanan 'yavru kurt' kelimesini çözmeye çalışırken,Stark durumu anlamış bir şekilde gülümseyerek bana döndü ve;

'Kristen, az önce alnında olan bir yaran kendince iyileşti ve bu kurtlara özel bir durumdur. Bunu sen göremedin ama bundan sonra buna birçok defa tanık olacaksın.' dedi.

Hissizleşen bedenim,kendini Rosa teyzemin kollarına bırakmıştı. Kulaklarımda beliren Rosa teyzemim sesi ise yorgun bedenimi canlandırmasada ruhumu güçlendirmişti.

'Sen çok güçlü olacaksın Kristen! O cadıyı yeneceksin ve bunu senin o eşsiz pençelerin yapacak.' dedi.

Yüzümde beliren gülümseme ve kulaklarımda çınlayan eşsiz kelimeler beni güçlendirmiş ve ayakta kalmam için birçok nedeni önüme sermişti.

Dudaklarımda beliren eşsiz kelime bunu kanıtlamış ve yorgun bendemi birkez daha Rosa teyzemin kucağına bırakmıştı.

'Sıra sende Kristen.'

MühürWhere stories live. Discover now