Asa

11.7K 677 27
                                    

Bulduğum gerçek sonucunda halen camın önündeydim.Kilitlenmiş, Brian'ın kulübesini izliyordum. Ben ne yapıyordum? Aptal kafam! Bunun kesinatı yok. Yanılmışta olabilirsin,bunu ona sormalısın Kristen? Ama kalkıpta neden kurtadam olduğunu söylesinki? Ben olsaydım bu gerçeği gizlerdim. Ama hayır! O bunu gizlemek istemedi. Bu olanların kanıtını,aklıma yerleştiren oydu. Ama neden öğrenmemi istedi ki? Bunu neden yapmıştı?

Halen camın önündeydim. Tırnaklarımı kemiriyordum. Gidip bunları ona sormalımıydım? Ya gerçekleri öğrendiğim için beni öldürürse. Hayır! Hayır ! Kristen şuanda gerçekten saçmalıyorsun. Bunları gidip şimdi ona sormalısın.

Sandelyeye asılı olan yün hırkamı giydikten sonra aşağıya inerek montumu üzerime giyindim. Anahtaları aldıktan sonra kapıyı yavaşça üzerine kapatıp,Brain'ın kulübesine doğru ilerledim. Acaba düşüncelerim doğrumuydu? Bu sorular kafamda gezinip duruyordu. Tedirginlikten titreyen ellerimi durduramıyordum.

Brain kulübesinin önüne gelmiştim ama,içeriye girecek cesaretim yoktu. Bunları düşünürken kapı açılmıştı. Olanlar karşısında şok olmuştum. Benim burda olduğumu nerden biliyordu? Kekekeleyerek;

'Özel güçlerin var galiba Brian! Burada olduğumu nasıl tahmin ettin?' dedim tedirgin bir ses tonu ile.

O ise gülümseyerek;

'Kalp atışların içeriye kadar geliyordu Kristen.' dedi.

Ben ise nefesimi boğazımda kilitlemiştim. Bu kadar açık sözlü olunmazdı. Kafamı iki yana sallayarak alaycı bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. Herşeyi bildiğimi şimdi söylemicektim. Onu gözlemlemek, neler yaptığını öğrenmek istiyordum. İçeri girerek;

'Bir kahve alabilirim' dedim ukala bir şekilde.

Eski Kristen gibi davranmalıydım. Pot kırmamalıydım,can güvenliğim yeterli düzeyde değildi. Eski Kristen ne yapardı? Nasıl yapardı? Onun gibi davranmalısın Kristen,hiçbir şey bilmiyormuş gibi. Kısa süre sonra Brian'da gelmişti. Ellerinde fincanla,pek fazla kurtadama benzemiyordu aslında.

'Ee?' dedi. Ve ekledi;

'Senin buraya gelme nedenin ne? Benden oldukça haz etmeyen bir insansın!' dedi.

İnsansın? 'Kadınsın' derdi insan. Kendisi hem biyolijik hemde akıl olarak hayvan olduğu için fazla üstüne gitmek istemedim.

'Sadece hava değişikliği' dedim ve yüzümü somurtarak evi gözlerimle taradım. Aslında bir ajandan farkım yoktu. Ahh Kristen! Bu işler sana göre değil. Ama malesef bu işin içerisindesin ve kendini koruman gerek.

Gözlerimi gezdiriken duvarda asılan,asa gözüme çarpmıştı. Bir kurt adamın asayla ne işi olabilirdi ki? Bir ayı postu olsa sorun olmazdı. Merağımı,dindiremedim ve daha fazla beklemeden ona dönerek;

'Asa? Kimin ? ' dedim.

Brian ise,sorumdan rahatsız olmuştu. Kafasını kaşıyarak,kahvesine masaya koydu ve bana dönerek;

'Herşeyi zamanla öğreneceksin,ama kendin! Şimdi izninle uyuyacağım başka zaman sohbet ederiz.' dedi.

Açıkça beni kovmuştu. Onu bu denli rahatsız eden olay neydi? Ben ne öğrenecektim? Biran orada 'Senin kurtadam olduğunu biliyorum Brian, herşeyi şimdi sökül' diyesim geldi. Ama ölmek istemiyordum.Daha doğrusu herşeyi kendi gözlerimle görmek istiyordum.

Gözlerim Brian'ın yüzüne kaydığında ise yüzündeki tebessüm oldukça büyüktü. Neye gülüyordu bu böyle?

'Neye gülüyorsun Brian?' dedim sitemli bir şekilde.

O ise,hafif uzamış sakalları arasında ellerini gezdirerek;

'Kalbini bu kadar hızlı atmasının nedenini merek ediyorum Kristen.' dedi.

Ben ise kekeleyerek;

'Kalbimin hızlı atması? Sen sesini duyabiliyor musun?' dedim. Şaşırmalıydım.Çünkü eski Kristen böyle yapardı.

Brian ise gülümseyerek bana kapıyı göstedi. Pis egoist!

Kapıya doğru ilerledim.Kapıyı açarak arkama bakmadan eve doğru ilerledim. Lanet olası egoist şey! Kendini ne sanıyordu ki? Gizemli olabilir ama bu kadar ukala olunmazdı. İnsanlara iyi davranması gerekliydi. Ama pardon o bir hayvandı !

Eve geldiğimde karşımda büyükbabamı gördüğümde şaşırmıştım. Gözleri şişmişti ve bakışlarında 'Bana neden haber vermedin Kristen' sözleri gizliydi. Hızlıca yanağına bir öpücük kondurarak.

'Brian'daydım. Uyuduğun için uyundırmadım.' dedim.

Büyükbabamın yüzünde ki gülümseme beni hayli şaşırtmıştı. Hoşuna giden neydi?

Tabikide Brian'dı. Acaba büyükbabam herşeyi biliyormuydu? Tabikide biliyordu. Konuşma diyalogları ve gizli gülümsemeleri herşeyi ortaya seriyordu. Büyükbabam yüzeme bakarak;

'İyi misin Kristen?' dedi. Galiba düşüncelerim yüzümde şekillenmişti. Ben ise yüzüme yalan bir gülümseme yerleştirerek;

'İyiyim büyükbaba,biraz uyumalıyım' dedim. Büyükbabam gülümseyerek beni odama kadar izledi.

Odama çıktığımda uykudan bir eser yoktu. Aklıma gelen fikirle camın önüne sandelyemi çektim Bu gece Brian'ı izleyecektim. Ve onu suç üstü yakalayacaktım. Uzun süre ışıklar kapanmamıştı. Ama bir haraketlilik vardı. Kül renginde bir şey evin etrafına hareket etti. İlk başta ağaç sanmıştım ama sonra beyaz şeritler sonra siyah şeritler...
Umarım bu kurt sürüsü olmazdı.Çünkü işim oldukça zor olurdu.

Kısa bir süre sonra Brian'da evden çıktı. Işığı kapatmıştım ve evin önünden ayrılana kadar pencerenin altından kalkmadım. Beni görebilir diye saklanmıştım.Bende hızlıca hazırlanıp evden dışarı çıktım. Büyükbabama kapıdan görünürek;

'Brian'da birşeyimi unutmuşum hemen gelirim.' dedim.

Büyükbabam ise arkamdan seslenerek;

'Dikkatli ol güzel kızım.' dedi.

Ben ise çoktan evden çıkmıştım.Kulübenin arkasından ilerliyordum. Kulağıma gelen hırıltılar pek iyi bir sese benzemiyordu. Ormana doğru ilerledim.  Yol boyunca görünen uzun ağaçlar ve sesi yutan kar,ortamı oldukça korkutucu gösteriyordu.

Lanet olsun! Buda nerden çıktı şimdi. Ağaç dalına takılıp yere düşmüştüm. Ayağımda hissettiğim keskin ağrı,kalkmaya yeltensem bile beni aynı yerime geri döndürüyordu. Tekrar gücümü toplayarak ayağa kalkmaya yeltendim. Ama önümden gelen büyük bir hırıltıyla irkildim.

Aman Tanrım ! Buda neydi böyle! Siyah büyük bir kurt,gözleri ise keskin maviydi. Bu gözler bana birini anımsatıyordu ama bu bir olasılıktı. Lanet olsun !

MühürWhere stories live. Discover now