^35.Bölüm^

141 11 0
                                    

Bölüm Şarkısı; Gece Yolcuları- Neden?

Medya; Caner misali.


"Hastanın bilinci kapalı!"

"Doktoru acile çağırsınlar, çabuk!" bir sedyenin arkasından koşarken ellerimdeki kan kokusu tüm bedenimde idi sanki. Onu kapımın önümde hareketsiz bir şekilde yatarken bulduğumda ne hissedeceğimi bilemedim sadece onu kurtarmam gerektiğini biliyordum. Vücudunun çoğu morluklarla kaplıydı ve sanki sanki dayak yemiş gibiydi. Yüzünü tanınmayacak hale getirmeye çalışsalar da ben tanımıştım nasıl unutabilirdim ki candan dostumu? 

"Siz burada bekliyorsunuz!" hemşire beni durdurup sedyenin arkasından devam ettiğinde sadece baktım elimden başka bir sikim gelmeden baktım. Doktor ve birkaç hemşire koşarak yanımdan geçtiklerinde kendime gelip kenara çekildim. Ona ne olmuştu? Ona bunu kim yapmıştı? Ellerimin kanlı olmasını umursamadan saçlarımı karıştırdım sonra hiç zamanı olmayan şey oldu. Boğazımda oluşan acı bir tat ile ayağa fırladım. Koridorun sonundaki lavobaya ağzımı kapatarak koştum yoksa her yer kusmuk olacaktı. Lavobonun kapısını itip kabinlerden birine kendimi attım ve içimde olan her şeyi çıkardım. Midemde saf su kalana kadar kustuğum da bitiktim, tamamen bitik. Kabinden çıkıp aynayla karşı karşıya geldiğimde bitikliğimi bir kez daha kanıtladım.

"İyi misiniz?"  yanımdaki bayana sadece kafamı sallayıp musluğu açtım. Ellerimdeki kanın geçmesi için sabundan çokça kullandım. Sonra kanlar biraz silikleştiğinde yüzümü yıkadım ve oraya bulaşan izleri de yok ettim. Lavobadan çıkabildiğim de az önce beklediğim yerde başkalarını gördüm tanıdık birilerini. 

"Burada ne arıyorsunuz?" Sarp ve Caner karşımda konuşmadan durmaya devam ettiklerinde arkalarındaki kapı açıldı. Onları es geçip içeriden çıkan hemşirenin yanına koştuğumda beni durdurdu.

"Sakin olun acil kan takviyesi lazım." iyi de bizim kanlarımız uyuşmuyordu ki?! 

"Benim kan grubum sıfır değil ama bulacağım." arkamı döndüğüm gibi Caner ile karşılaştığımda bu kez beni durduran o oldu.

"Ben veririm, pozitif ise veririm." hemşire Caner ile birlikte gittiklerinde Sarp hala yanımdaydı. Yüzündeki gözle görülür üzüntü Pelin'e olan duygularını belli ediyordu.

"Nereden öğrendiniz?" 

"Yarım saat önce beni arayıp iyi olmadığını ve yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi." beni aramamıştı. Neden? Neden ahmak gibi geç kalmayı başarmıştım? 

"Ayfer şimdi söyleyeceklerimi iyi dinle. Pelin'in başına gelenlere sen sebepsin, deden en zayıf noktanı buldu ve seni oradan vurmaya başardı. Herkesin iyiliği için uzak dur, bizden uzak dur." 

"Buna sen karar veremezsin duydun mu? Söylesene Sarp, Pelin'in önceki hayatında neredeydin? Neler yaşadığını nasıl durumlarla baş ettiğini biliyor musun ya da onun yanında mıydın? Eğer arkadaşım için iyi bir şey olacaksa buna ben karar veririm." haklılığımı bilerek sussa da lafını esirgemedi.

"Ona tekrar zarar vereceksin." Caner yanımıza geldiğinde hemşire elindeki kan torbalarıyla içeriye geri girdi. 

"İyisin değil mi?" Caner'in sorusuna cevap veremedim çünkü nasıl olduğumu bende bilmiyordum. Kolumdan tutup arkasından sürüklemeye başladığında yine neler döndüğünü anlayamadım.

"Caner ne yapıyorsun?"

"Sadece sus." bir odanın kapısını açıp bizi içeri soktuğunda ardımızdan kapıyı kitledi. Boş bir hasta yatağı ve boş bir odada ikimizdik. Okyanus gözleri beni içine hapsettiğinde sarıldı, gözleriyle sarıldı.

KÜLFET#Watty2017Where stories live. Discover now