"Gel bakalım küçük adam."
Yifan onu ciğerlerine sokmak istermiş gibi sıkıca tutmuş göğsüne bastırıyordu. Jongin fırsatı kaçırmamak için hızlıca kollarını babasına sardı ve boynuna ulaşıp yüzünü sakladı.
"Baba,"
Yifan kapalı olan gözlerini açmadan cevap verdi.
"Efendim?"
"Seni çok seviyorum."
"Ben de seni çok seviyorum bebeğim."
Jongin sanki yapabilirmiş gibi daha da sokuldu ve göğsünden gelen mırıltılarla gözlerini kapattı. Yifan alarmı çalana kadar onun üşüyen kedi ayaklarını ısıtıp saçlarını okşadı.
"Artık kalkmalıyız. Kahvaltı hazır mı?"
Jongin onun çenesine parmağını değdirip değdirip geri çekerken kahvaltı çok umrunda değil gibiydi.
"Biz yedik çoktan ama ben çıkarken mutfaktan kokular geliyordu. Bayan Kim hazırlamıştır belki de."
"Çok açım, kalk haydi."
Jongin babasının kollarından çıkıp yan tarafa doğru devrildi.
"Sen git ben yatmak istiyorum."
Yifan ona anlamaz gözlerle baktı.
"Bizim yatağımızda mı? Oğlum kendi yatağında yatsana."
"Sizinki daha büyük. Bir de aşağı inince babamı buraya yollar mısın?"
"Ne diye?"
"Gelsin yatakta bana sarılsın."
Yifan hiçbir şey demeden aşağı indiğinde Jongin neredeyse onun Baekhyun'u çağırmayacağından emindi ama bir dakika bile geçmeden babası gelip yatakta yanına kıvrılmıştı.
Kedi çocuk yeni evini boyamaya gidene kadar beraber yattılar.
********
"Ne yapacağım şimdi bu ruloyla?"
Sehun tuhaf bir ifadeyle Jongin'e bakıyordu. Aynı Jongin'in ruloya baktığı gibi.
"Önce boyaya batır sonra duvara sür aşkım. Başka ne yapabilirsin ki?"
Jongin saf saf bakıp ruloyu biraz kovaya, az önce sevgilisinin hazırladığı boyaya, batırdı ve duvara sürdü. Ortaya çıkan renge gözlerini kocaman açıp gülümseyerek tepki veriyordu, hoşuna gitmiş gibiydi. Giydiği tulumun arkasındaki ufak kesikten çıkan kuyruğu bir oraya bir buraya sallanıp duruyordu. Sehun da kuyruğuna boya bulaşmasın da başımın etini yemesin diye içinden dua ediyordu.
Bir süre herhangi bir sorun olmadan ufak odayı boyamaya devam ettiler. Orası Jongin'in çalışma odası olacaktı. Çoktan Seul'de bulunan bir üniversiteye geçmek için başvuru yapmıştı. Çalışma odasını boyama işi bittiğinde Sehun eldivenlerini çıkarıp köşeye koydukları sandalyeye oturdu. Düşmesi ihtimaline karşılık yukarı tarafları kendi boyuyordu. Kedi çocuk o sırada koridorda olan lavaboya gitmişti. Geldiğinde işin bittiğini görüp duvarları inceledi. Gerçekten güzel görünüyordu. İki kat boyamak zorunda olmaları sinir bozucuydu ama eğlenceliydi de. Baekhyun ve Minseok'a yollamak için fotoğraf çektikten sonra biraz dinlenmek için oturdu. Sehun'un kucağına...
"Jongin, belim ağrıyor."
Kedi çocuk umursamadan kalçalarını sağa sola oynatarak büyük olanın kasıklarına yerleşti. Belli ki biraz yaramazlık yapmak istiyordu.
"Beni özlememiş gibi kendini naza mı çekeceksin?"
Sehun'un cevap vermesini beklemeden kollarını boynuna sarıp onu öpmeye başladığında verilecek bir cevabın olmadığını iki taraf da anlamıştı.
39-Sen Benim Her Şeyimsin(M)
En başından başla
