8-Ev Özlemi Sendromu

5.2K 459 107
                                    

"Terlikleri alacak mısın Baek?"

Baekhyun ceketinin önünü kapatırken dolabın dibinden kendisine seslenen eşine baktı.

"Hayır, hastaneyle ilgili hiçbir şey istemiyorum. Bırakalım burada, çöpe atarlar."

Yifan onun bıkkınlığına hak vererek dolabın kapağını kapatıp kenarda duran ufak çantayı aldı. Baekhyun bugün taburcu oluyordu nihayet, evlerine dönüyorlardı.

Bir anlık dikkatsizliğin sonucunda ikisi de ölümden dönmüştü. Evlerine ve oğullarına hasret kalmışlar, sevdikleri herkesi endişelendirmişlerdi. Neyseki bugün her şey bitiyor ve eski hayatlarına kaldıkları yerden devam edecekleri bir sayfa açıyorlardı.

Baekhyun hastanedeyken sık sık oğlunu görse de evinde, kendi yuvalarında onunla ilgilenmenin sıcaklığını çok özlemişti. Jongin'i düşününce içine bir heyecan yerleşmişti. Bir an önce evine ve biricik oğluna kavuşmalıydı.

Doktorla son görüşmeleri yaptıktan sonra hastanenin hemen önünde park edilmiş bir şekilde duran taksiye bindiler.

Baekhyun hala dikişlerinden dolayı yürümekte zorlandığı için indiklerinde eve varmaları biraz vakit almıştı, yine de kimsenin şikayeti yoktu.

Yifan zile bastığında kapıyı açan Sehun ve onun kucağındaki Jongin'di.
Yavru kedi iki elini de Sehun'un kafasına atmış, tombul parmaklarıyla uzun telleri kavramıştı. Bu da onun yeni öğrendiği oyunlardan sadece biriydi işte, etrafındaki herkesi saçını, sakalını ve kıyafetlerini çekmek.

Bir keresinde akşam yemeği yedikten sonra ziyarete gelen Bayan Byun'un gömleğini çekip üst düğmelerini patlatmıştı hatta, o an kıpkırmızı olsalar da Chanyeol ve Sehun düşündükçe hala kahkaha atıyorlardı.

"Ah, Jongin bırak saçımı! Bebeğim acıyor bırak!"

Arkadaşlarına hoşgeldiniz bile diyememişti genç şef, yine de onların bebekleri mevzu bahis olduğundan sıkıntı yok diye düşünüp içeri giren çiftle beraber kapıyı kapattı. Peşlerinden salona giderken saçlarını da vahşi kedinin pençelerinden kurtarmıştı. Jongin elinde kalan birkaç siyah tele zafer gülümsemesiyle bakıp Sehun'a gösteriyordu.

"Aferin tatlım, evet saçımı yoldun. Kel kalacağım sayende ama sen utanmadan bana gösteriyorsun."

Yifan bir iki saç teli yüzünden azar işiten oğlunu gidip arkadaşının kucağından aldı. Hastaneden erken çıkmış olsa bile işleri yüzünden Jonginle çok fazla vakit geçirememişti. O da fazla özlemişti.

"Hoşgeldiniz beyler. Geçmiş olsun tekrardan. Hastaneden kurtuldunuz ha?"

Baekhyun arkadaşına sıcak bir gülümseme verdi yerine yerleşirken.

"Kurtulduk nihayet. Ahh, evimi özlemişim,"

Yan tarafta duran kül rengi kırlenti alıp sarıldı ona ve kafasını yasladı. Mutlu görünüyordu.

"Evim, canım evim."

Yifan ve Sehun onun bu tatlılığına gülümserken Jongin Baekhyun'un kucağına gitmek için atılıyordu. Ne yazık ki dikişleri hala hassas olduğu için kucağına almak biraz tehlikeliydi. Babası onun esmer ellerini avcuna alıp birkaç öpücük kondurunca yavru kedi mızmızlandı. Ellerini hızla çekip kuyruğunu tuttu, tüylü kuyruk uzamış ve kalınlaşmıştı. Bakan herkes hayran kalıyordu. Jongin kuyruğunu güç bela tutup ağzına sokunca Yifan endişelendi.

"Bebeğim hayır. Kuyruğunu ağzına alamazsın bu tehlikeli."

Jongin kendine söylendiğini anlayacak kadar zeki ama onu bir yerlerine takmayacak kadar da asi bir bebekti. Kuyruğunu emme işi güçlü bir öğürmeyle yarım kalmıştı ama. Boğazına tüy dolmuştu.

Hello Kitty//SekaiWhere stories live. Discover now